Gucci Continuum: Alışılmadık Bir Koleksiyon
Gucci'nin son koleksiyonuyla sürdürülebilir modaya yeni bir bakış
Gucci geçtiğimiz 16 Mart’ta yeni bir koleksiyon çıkartarak belki de yeni bir moda akımı başlatmış olabilir. Peki Gucci Continuum neden sadece basit bir koleksiyon olmaktan çok daha öte?
Koleksiyonu en özgün kılan kısmı Gucci’ye ait, geçmiş kıyafetlerden artan kumaşların farklı tasarımcılarla yeniden değerlendirilmesi. Kullanılan kumaşların artık bir tekrarı yok ve belki de bazıları yıllardır Gucci depolarında tozlanıyorlardı. Koleksiyon tek bir kişi tarafından değil, yaklaşık 10 farklı marka ve sektöre göre genç sayılan tasarımcılar tarafından yaratıldı. Yani Gucci Continuum aslında 10 farklı minik koleksiyonun genel ismi.
Eski kumaşların yeniden kullanılması neden bu kadar ses getiren bir şey derseniz de cevabı aslında basit. Gucci gibi lüks “high-end” markaların eskiyi yeniden kullanmak “thrifting” gibi bir düşünceleri müşteri kitlelerine ters kalıyor. Kimse binlerce dolar verip aldıkları koleksiyon parçalarını birkaç yıl sonra başkalarında görmek istemiyor.
Ama dünya değiştiği gibi düşünceler de değişiyor. Son yıllarda moda evlerinin aldıkları en büyük eleştirilerin odak noktası sebep oldukları çevre kirliliği. Yeni çıkan ve çıkmaya devam eden birçok markanın en büyük pazarlama stratejisi sürdülebilir olmaları. Hızlı modaya “fast fashion” yani her hafta yeni koleksiyon çıkartmaya karşılar. Ürünlerinin özellikleri kaliteli ve etik şekilde üretilmiş olmaları. Bir trende göre tasarlanmadıkları içinde uzun yıllarca giyilebilecek parçalar karşımıza çıkıyor. Peki lüks markalar nasıl yeni dünya düzenin bir parçası olarak geleceklerini garanti altına alabilirler? İşte Gucci’nin yeni koleksiyonu bunu ölçmeye çalışıyor diyebiliriz.
Gucci Continuum’un üç ana amacı var:
- Toplumu sürdürülebilir moda konusunda duyarlı ve bilgili yapmak
- Markanın değişik sürdürülebilir düşüncelerini şirketle daha da birleştirmek
- En önemlisi ise müşteri kitlelerinin eski kumaşların kullanılmasına gelecek tepkilerini ölçmek. Gelen tepkilere göre Gucci ya bir süre daha eski mantığıyla devam edecek ya da sürdürülebilir bir marka olmak için daha ileri adımlar atacak.
Koleksiyona gelen tepkilere bakılırsa bunun daha başlangıç olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse hiç olumsuz eleştiri göremedim çünkü. Koleksiyonun bu kadar çok olumlu tepki almasının en büyük nedeni markanın tek bir kişi yerine birden çok farklı tasarımcıyla çalışarak farklı kitlelere de hitap etmesi. Vans’la beraber daha genele hitap eden parçaları görürken EGONLAB’ la Gucci’nin çiçekli kumaşlarının punk tarzıyla birleşerek ortaya değişik tasarımların çıktığını görüyoruz. EGONLAB’ın tasarımcıları Florentin Glemarec and Kevin Nompeix, Vogue’ da aynı bu şekilde söylemişler zaten:
Kimliklerimizi birleştiren ve hepimizin paylaştığı moda endüstrisindeki eko-sorumluluğa olan bağlılığımızla gelişen heyecan verici bir kapsül koleksiyon yarattık. Gucci’nin zengin geçmişinden kullanılmamış kumaşlar ve materyaller kullanarak, sizi isyankâr ama aynı zamanda çiçekli punk rock ikonuna dönüştüreceğinden emin olduğumuz yüksek kaliteli parçalar ürettik.
Kıyafetlerle ilgili tüm detayları açıklamalarına eklemişler. Hangi sezona ait oldukları, nasıl bir yol izledikleri gibi bilgileri kolayca bulabilirsiniz. Benim en beğendiğim parçalar Rave Review tarafından tasarlanan bu elbise ve Alice Pons’un korseleri oldu.
Bu başarılı koleksiyondan sonra diğer lüks markaların Gucci’ye yetişmek için nasıl bir yol izleyecekleri ve neler yapacaklarını merakla bekliyor olacağım.