Güney Kore'ye Neden "Mucize" Deniyor?

Güney Kore'nin ekonomik mucizesi: Savaşın küllerinden yükseliş, ABD desteği ve "chaebol"ların rolü.

Son yıllarda, ülkemizde de ekranları kasıp kavuran dizileriyle adından sıkça söz ettiren bir ülke var: Güney Kore. K-pop ile başlayan bu ilgi, K-drama olarak bilinen ilginç hikâyeli dizileri ve karakterleriyle daha da arttı ve herkes tarafından bilinir oldu. "Squid Game" gibi dünya çapında fenomen olan yapımların yanı sıra, romantik komedilerden tarihi dramalara uzanan geniş yelpazesiyle Güney Kore dizileri, birçok ülkenin gençleri arasında popüler. Ancak Güney Kore'nin cazibesi, sadece popüler kültürüyle sınırlı değil. Savaşın küllerinden doğan bu ülke, kısa sürede gerçekleştirdiği ekonomik mucizeyle de tüm dünyanın dikkatini çekiyor. Peki, Güney Kore'nin mucizesi nedir? Gelin, teknolojinin kalbi Seul'den geleneksel tapınaklara uzanan bu yolculukta, Güney Kore'yi birlikte keşfedelim.

Binlerce yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Güney Kore, tarih boyunca çeşitli krallıklar ve imparatorluklara sahne olan bir coğrafyadır. M.Ö. 2333 yılında Kral Dangun tarafından kurulan Gojoseon Krallığı'ndan başlayarak, Üç Krallık dönemi, Silla Birleşik Krallığı ve Goryeo Hanedanlığı gibi önemli dönemeçlerle dolu bir yolculuk geçirmiştir. 1392 yılında kurulan Joseon Hanedanlığı ise 500 yılı aşkın bir süreyle Kore Yarımadası'na hükmetmiş ve ülkenin kültürel kimliğini derinden şekillendirmiştir. Konfüçyüsçülük felsefesi, sanat, edebiyat ve bilim alanlarında önemli gelişmeler kaydeden Joseon dönemi, aynı zamanda Kore alfabesi olan Hangul'un yaratıldığı dönem olarak da bilinir.

Ancak 20. yüzyılın başlarında, Japonya'nın sömürgeci politikaları Kore Yarımadası'nı karanlık bir döneme sürükledi. 1910 yılında Japonya tarafından ilhak edilen Kore, 35 yıl boyunca ağır bir baskı ve sömürü altında yaşadı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Japonya'nın yenilmesiyle Kore, bağımsızlığına kavuştu, ancak bu sefer de Soğuk Savaş'ın etkisiyle ikiye bölünerek 1948'de, 38. paralelin kuzeyinde Sovyet yanlısı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, güneyinde ise ABD destekli Kore Cumhuriyeti kurulmuştur. Bu iki devlet arasındaki gerginlik, 25 Haziran 1950'de Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye saldırmasıyla Kore Savaşı'na dönüşmüştür. Savaş, Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğini alan Kuzey Kore ile Birleşmiş Milletler (BM) güçleri ve Güney Kore arasında gerçekleşmiştir. Savaş boyunca 1.2 milyondan fazla insan ölmüş veya yaralanmıştı. Savaş sonunda, Kore Yarımadası sınırı 38. paralelde kalıcı olarak çizildi ve bu sınır iki Kore arasında hala devam etmektedir. Kore Savaşı, 27 Temmuz 1953'te Kore Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasıyla sona ermiştir. Antlaşma, Kuzey ve Güney Kore'yi ayırmak için Kore Tarafsız Bölgesi'ni (DMZ) oluşturmuş ve mahkumların geri dönmesine izin vermiştir. Ancak, hiçbir barış antlaşması imzalanmadığı için iki Kore teknik olarak hala savaş halindedir. Bu savaş, Güney Kore için tam bir dönüm noktası oldu. Mucizenin nasıl gerçekleştiğine geçmeden önce, gelin 51,63 milyonluk Güney Kore’nin neleri başardığına bakalım.

·       Güney Kore, nominal GSYİH'ya göre dünyanın en büyük 10. ekonomisidir.

·       Kişi başı GSYİH 35.200 ABD doları ile gelişmiş ülkeler seviyesindedir (IMF, 2021).

·       Güney Kore, dünyanın en büyük 9. ihracatçısı ve en büyük 9. ithalatçısıdır.

·       2021 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye'ye ihracatı 853 milyon dolar, ithalatı 6,87 milyar dolar olmuştur.

·       Güney Kore, karma bir ekonomiye sahiptir ve chaebol denilen aile konglomeratları ekonomide söz sahibidir.

·       Güney Kore, OECD ülkeleri arasında okuma-yazma, matematik ve fen bilimleri ortalama öğrenci puanı ile 9. sıradadır.

·       Güney Kore, 2014'ten bu yana 6 yıl boyunca Bloomberg İnovasyon Endeksi tarafından dünyanın en yenilikçi ülkesi seçilmiştir.

·       1985 yılında 2.703 olan patent başvurusu sayısı 2014'te 210.292'ye ulaşmıştır.

Bu durumu açıklamaya yönelik birçok belge ve spekülasyon bulunmaktadır. Ancak en yaygın kabul gören görüş, Japon işgali sonrası Güney Kore'nin güçlü bir devlet mekanizması kurarak sağlam bir ekonomik yapı oluşturduğu ve bu sayede 1950'lerde tarıma dayalı, "dipsiz kuyu" olarak adlandırılan ekonomisinden 2020'de dünya GSYİH'sinin %2'sine katkıda bulunarak dünyanın en büyük 11. ekonomisi haline geldiğidir. Konfüçyüsçülük, otoriteye bağlılık ve yüksek iş ahlakı, Güneydoğu Asya ülkeleri gibi ırksal veya dini çatışmaların olmadığı kompakt ulus-devletler için ekonominin temel taşlarıdır.

"Konfüçyüs değerleri ve gelenekleri, hükümetin gözetim ve düzenleyici işlevi ile sınırlı kalmayıp, büyük ölçüde kalkınma, eğitim ve seferberlik vurgusuyla maksimal bir devlet modeline yol açar. Bürokrasi sadece idari ve hükümet işlevleri değil, aynı zamanda ulusal çıkarların rehberi olarak hareket eder ve genellikle liderler, entelektüeller ve öğretmenler olarak algılanır."

Evet, Güney Kore, 20. yüzyılın başlarından 1945'e kadar Japon sömürüsü ve baskısı altında karanlık bir dönem yaşadı. Ancak, Batı ve ABD'nin desteğiyle ilk adımlarını atarak, 1961'de askeri bir darbe ile iktidara gelen General Park Chung-hee'nin Beş Yıllık Ekonomik Kalkınma Planları ile başlayan "mucize" sürecinde, 40-50 yıl içinde üçüncü dünya ülkesi konumundan birinci dünya ülkeleri arasına girerek zengin bir ülke haline geldi.

ABD, Kuzey'deki Komünist toprak reformlarını ve altyapı gelişmelerini gördükten sonra, Güney'de kendi toprak reformlarını başlattı ve büyük bir altyapı geliştirme sürecine girdi. ABD tarafından sağlanan 1.500 milyon dolarlık askeri yardımı kullanarak, Kore sanayi firmalarına büyük ölçüde yardımcı olacak yollar, köprüler ve diğer altyapıları inşa ettiler. Aynı zamanda, tüm küresel kurumlar ve bankalar ise Güney Kore'ye yardım ve kredi verme konusunda çok cömert davrandılar. Böylece Güney Kore, 43 milyar dolar ile dünyanın en çok borçlanan dördüncü ülkesi haline gelmişti. Bu hibeler, Güney Kore’nin öylesine işine yaramıştı ki, İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesiyle 17 yıl boyunca bir başka hibeye ihtiyaç duymadı. Alınan hibeler ve yardımlar, Güney Kore’yi, Asya’da küçük bir Amerika haline getirmişti. 1970'lere gelindiğinde, Güney Kore'nin ihracatının %20'si Vietnam ve bölgedeki diğer ülkelere Amerikan kuvvetlerine tedarik etmekten oluşuyordu. Aslında, Japon sömürge döneminde kökleri olan Güney Kore'nin iş dünyasının en iyi 50 Chaebolu, bölgedeki Amerikan kuvvetlerine mal ve hizmet tedarik ederek küresel Çok Uluslu Şirketler ve uluslararası markalar haline getirdi. Yapılan bütün bu yardımlar, stratejik konumu nedeniyle önemli olan ve küçük bir ülke olan Güney Kore'nin, ABD ve Avrupa'nın ticaret hacmini yoğun şekilde meşgul etmemesi ve Çin, Hindistan gibi ülkelerin aksine ABD ve Avrupa pazarını tehdit etmemesi nedeniyle yapılmıştır.

Bir önceki paragraf, dışsal sebepler ile ilgiliydi. Şimdi bakalım, içeride neler olmuş. Bağımsızlık öncesi 39 yılını Washington'da geçiren Syngman Rhee'nin Güney Kore'nin bağımszlığını kazanmasıyla, onun altında bir sivil hükümet fasadı kuruldu. Rhee, Japonlardan miras kalan baskıcı hükümet modeliyle komünist ve diğer devrimci eğilimleri bastırdı, hatta Kore’yi Japonlardan kurtaran özgürlük savaşçılarını dahi öldürdü. Daha sonra darbe ile hükümete gelen Park, bu süreçte ithal ettiklerinden ham maddeler üreterek geç kalınmış sanayi devrimi için hammadde sağlarken, bir diğer yandan da despotik bir yönetim olmasından dolayı ailelere baskı yapıp ülkeye yatırım yapmalarını sağlıyordu. Bu ekonomik gelişimini demir yumrukla yönlendiren bir planlama yöntemi olarak görülüyor.

Devlet, Samsung, Hyundai, Lucky Goldstar, Daewoo, Kia gibi sömürge döneminin chaebollarını himaye etmeye devam etti. Korece’de ‘servet’ ve ‘klan’ anlamına gelen iki sözcüğün oluşturduğu ‘chaebol’ terimi küresel düzeydeki çok uluslu aile şirketlerini tanımlamak için kullanılıyor. Devlet, finansal kurumlar, ABD ve Japonya'dan sayısız sübvansiyon, vergi ve vergi dışı muafiyetlerden büyük ölçüde faydalandı. Ayrıca devlet, çok ama ucuz üretimi sağlamak için çok finansman, emeklilik fonlarının yönlendirilmesi ve büyük yabancı kredilerle hazır durumda olan eğitimli ve yetenekli bir iş gücü ağı oluşturdu. 1970’lerde, Ağır ve Kimyasal Sanayileşme Programı, ilk çelik fabrikası ve ilk modern tersane, ilk yerli tasarım otomobiller, 15 milyar dolar ihracat hacmi ile bu peri masalını devam ettirdiler.

Chaebol endüstrinin ülkenin ekonomik yapısını ihracat ve ithalata aşırı bağımlı hale getirmesi, ülkeyi dış ekonomik koşullara çok hassas bir duruma getirdi. Kasım 1997’de döviz kriz sonrası Güney Kore, IMF’e başvurmak zorunda kalmış ve iflas etmiş işletmeleri ve ekonomiyi yeniden yapılandırma yoluna gitti. Ülke, iki yıl içinde kaybettiklerini fazlasıyla kazandıktan sonra, yaklaşık 3,5 milyon kişi IMF’den alınan borcu ödemek için altın toplama kampanyası düzenledi ve toplanan 227 ton altın ile IMF’den alınan tüm borçlar ödendi. Bu durumundan ders alan Güney Kore, bu süreçten sonra ivme kazanarak ekonomisini büyütmeyi devam etti. Ülkenin GSYİH'si, 2001'deki 504,6 milyar ABD dolarından 2019'da 1.646,3 milyar ABD dolarına çıkarak üç katından fazla arttı ve dünyanın en büyük 12. toplamı oldu. Öyle ki Güney Kore, 2008-2010 dünya mali krizinde bile %6,3’lük bir büyüme kaydetmesiyle tüm dünyayı kendilerine hayran bıraktılar.

Böyle anlatılınca her şey, gerçekten çok güzel görünüyor. Maalesef, her şey tam olarak böyle gerçekleşmedi. Chaebol endüstrindeki aile şirketleri öylesine büyüdüler ki, yolsuzluk, rüşvet ve tehdit gibi eylemleri arttı. Bir zaman sonra liyakatten uzak bir profil çizmeye başladılar ve ülkede ‘chaebol çocukları’ diye ayrı bir sınıf oluştuğuna inanılmaya başlandı. Her elmasın göz kamaştırıcı parlaklığı, kömürleşmiş alınların teriyle cilalanmıştır. Güney Kore mucizesi sanayi işgücünün pervasızca sömürülmesi sonucu ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Uzun çalışma saatleri, düşük ücretlere çalışan ve hakları için mücadele edebilecek sendikaların olmamasından ötürü sömürüye maruz kalan işçiler. Şiddetler, baskılar, muhalif liderlerin tutuklanması, Mayıs 1989’de ayaklanmalara sebep oldu ve bu da paraşütçülerin süngüler ile göstericileri öldürecekleri bir sıkıyönetimin kurulmasına sebep oldu. Kore mucizesinin parlaklığı, bu karanlık tarafların göz ardı edilmesiyle mümkün olabildi.


KAYNAKÇA:

·       Raja, S. (n.d.). How Did South Korea Develop So Rapidly?. Medium. Retrieved from https://shahidhraja.medium.com/how-did-south-korea-develop-so-rapidly-87a6f29290ab

·       Güney Kore Mucizesini Nasıl Yarattı? (n.d.). Dünya. Retrieved from https://www.dunya.com/kose-yazisi/guney-kore-mucizesini-nasil-yaratti/17518

·       Chaebol'lara Direnen Demokrasi: Güney Kore Başkanlık Seçimi. (n.d.). Birikim. Retrieved from https://birikimdergisi.com/haftalik/8323/chaebol-lara-direnen-demokrasi-guney-kore-baskanlik-secimi#.XkU8gqjFLIV

·       The Miracle on The Hangang. (n.d.). Korea.net. Retrieved from https://www.korea.net/AboutKorea/Economy/The-Miracle-on-The-Hangang

·       Güney Kore'ye Özgü Holding Yapısı: Chaebol. (n.d.). Legal.com.tr. Retrieved from https://legal.com.tr/blog/ekonomi/guney-koreye-ozgu-holding-yapisi-chaebol/

·       Kuehn, D. (2018, March 20). How Did South Korea’s Economy Develop So Quickly?. Federal Reserve Bank of St. Louis. Retrieved from https://www.stlouisfed.org/on-the-economy/2018/march/how-south-korea-economy-develop-quickly