Günlük Hayatımızdaki Anlatım Bozukluklarımız
Bu yazımda imla kurallarıyla aramızın ne kadar iyi olup olmadığını inceliyorum. Herkese iyi okumalar.
Gün içinde bir kişi herhangi bir arkadaşıyla sohbet ederken, sosyal medyada paylaşımlarının altına yorum yaparken ya da arkadaş gruplarında yaptığı sohbetlerde dil bilgisi kurallarına ne kadar uyuyor? Daha önemlisi bir kişi karşısındaki kişiye düşündüklerini, hissettiklerini anlatırken ne kadar doğru aktarabiliyor? Her ne kadar insanlar gün içinde kendi aralarında konuştuklarında yahut yazıştıklarında birbirleriyle doğru bir şekilde anlaşabilse de bu, insanların gündelik hayatta bazı anlatım bozuklukları yaptığı ve aslında gün içinde yanlış anlaşılabilme ihtimallerinin var olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Yukarıda bahsi geçen anlatım bozukluklarını ve bu anlatım bozukluklarının nedenlerinin inceleneceğini bu yazıda öncelikle konunun daha iyi anlaşılabilmesi için anlatım bozukluğunun ne olduğu, hangi nedenlerden dolayı meydana geldiği aktarılacak. Ardından çevremizde ve sosyal medyada görülen anlatım bozukluklarına örnekler verilerek, bu anlatım bozukluklarının nedenleri ve çözümleri tartışılacaktır.
Yukarıda da belirtildiği gibi günümüzde çevremizde ve sosyal medyada sıklıkla yapılan anlatım bozukluklarını ve bu anlatım bozuklukların nedenlerini anlayabilmek için öncelikle anlatım bozukluğunun ne olduğu iyice kavranılmalıdır. Bu minvalde anlatım bozukluğunun tanımı yapılması gerektiğinde karşımıza şöyle bir tanım çıkmaktadır: “sözcükleri yerinde kullanamama, cümlenin öğeleri arasında kurala uygun bağlantıyı kuramama, cümleyi birden çok anlama gelebilecek biçimde oluşturma gibi nedenlerle duygu ve düşünceyi anlaşılmaz biçime sokma durumu.” Tanımdan da anlaşıldığı gibi herhangi bir anlatım bozukluğu yapıldığında esas anlatılmak istenen şeyin karşı tarafa iletilmesinde sıkıntılar çıkmaktadır. Bu sıkıntılar kişinin anlatmak istediği şeyin, alıcı tarafından zor anlaşılmasına ya da hiç anlaşılamamasına neden olabilmektedir. Her ne kadar insanlar tarafından anlatım bozuklukları sıklıkla yapıldığından dolayı insanlar, herhangi bir anlatım bozukluklarını yaptıklarında bunun farkında olmadıkları için kendi içlerinde anlaşmakta problem yaşamasa da bu, bir gün yaptıkları anlatım bozuklukları nedeniyle kendi aralarında yanlış anlaşılmalar yaşayabilecekleri gerçeğini değiştirmemektedir.
İnsanların sosyal hayatlarındaki iletişimlerinde ve sosyal medyada yaptığı anlatım bozukluklarını örneklendirmek konunun ehemmiyetinin anlaşılması açısından önem taşımaktadır. Bu minvalde, konunun anlaşılması için verilebilecek örneklerden bir tanesi, pek çok insanın kullandığı, sohbet esansında sabahleyin yaptığı rutini anlatırken kurduğu cümlelerden en az bir tanesinin içinde geçen “sabah kahvaltısı yapmak” eylemidir. Kahvaltı sabahleyin yenen öğünün adı olduğundan dolayı bu eylemi dile getirirken ‘sabah’ zamanın zarfının kullanılması gereksiz olmakla beraber, ‘kahvaltı yapmak’ eyleminden sonra ‘sabah’ zaman zarfının kullanılması günün başka zaman dilimlerine (öğle, akşam gibi) ait başka tür kahvaltıların da var olduğu anlamına gelmektedir. Böyle bir durum olmadığından dolayı ‘kahvaltı yapmak’ fiilinin bu şekilde kullanımı anlam yanlışlığına yol açmaktadır. Yine benzer sayılabilecek bir nedenden dolayı insanların sıklıkla yaptığı bir başka anlatım bozukluğu da “geri iade etmek” fiilidir. İnsanların satın alıp beğenmediği ürünler hakkında konuşurken sıklıkla kullandıkları bu ifade ilk bakışta kulağa gayet normal gelmesine rağmen, bu kullanım doğru bir kullanım değildir. ‘İade etmek’ fiili dilimize Arapçadan geçen ve alınan bir şeyi geri vermek anlamına gelen bir fiildir. Bu fiil kullanılırken önünde ‘geri’ zarfının bulunması gereksiz bir kullanım olmakla beraber, ‘iade etmek’ fiilini bu şekilde kullanınca, (fiilin anlamıyla beraber düşünce) ‘geri geri vermek’ gibi absürt bir anlam ortaya çıkmaktadır. İncelenilen örneklere bakıldığında, insanlar tarafından gün içinde kullanılan bu gibi kelimelerin anlamları, insanlar tarafından dikkate alınmadan kullanıldığı için bu tip anlatım bozuklukları meydana gelmektedir. Bu da insanların sosyal hayatlarında dili kullanmada özenli davranmadıklarını göstermektedir.
İnsanların gün içinde yaptığı anlatım bozukluklarına verilebilecek başka bir örnek de özellikle Trabzon ilimizde kullanılan ‘beni gülmek’ kalıbıdır. Bu örnek her ne kadar önceki iki örneğe göre lokal bir örnek olsa da bu özelliğinden dolayı en çok anlam karmaşası yaratabilecek anlatım bozukluklarından bir tanesidir. Örnek olarak, uzun zaman Trabzon’da yaşayan birinin ilk şehir dışı seyahatinde başka kişilerle yaptığı sohbetin içinde bu kalıbı kullanması, alıcının daha önce böyle bir kullanımla karşılaşmamasından dolayı alıcının karşısındaki kişiyi anlamakta zorluklar yaşayabilmesine sebep olabilir. İnsanların yaptıkları bir hata veya sakarlık sonucu çevresi tarafından kendisiyle alay edildiğini anlatırken kullandıkları bu kalıp nesne yüklem uyuşmazlığı sebebiyle doğru bir kullanım olmamakla beraber temiz bir anlam da barındırmamaktadır. Daha çok Trabzon ilimizde kullanılan ve anlatım bozukluğuna yol açan kalıbın doğrusu ‘bana güldü’ şeklinde olmakla beraber bu kalıbın doğru şeklinin Trabzon’da kullanılması, her ne kadar en doğrusu bu olsa da anlam karmaşasına yol açabilme potansiyeline sahiptir.
Son dönemlerde insanların en çok vakitlerini harcadıkları, özellikle günümüzde pandeminin de etkisiyle beraber diğer insanlarla iletişim kurmak amacıyla da kullandıkları sosyal medyada da insanlar pek çok anlatım bozukluğu yapmaktadır. Bu anlatım bozukluklarının büyük çoğunluğu insanların yazışırken konuşma hızlarına olabildiğince yakın bir hızda yazmaya çalıştıklarından dolayı, yazım ve noktalama kurallarının büyük çoğunluğunu dikkate almamasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında insanların sosyal medyada yazışırken zamandan tasarruf etmek amacıyla kısaltarak yazdıkları birkaç kelime de yine sosyal medyada yapılan anlatım bozukluklarının ana sebeplerinden bir tanesidir.
Sosyal medyada insanların sıklıkla yaptığı anlatım bozukluklarını örneklendirip konuya açıklık kazandırmak gerekmektedir. Bu minvalde verilecek en iyi ve bariz örneklerden bir tanesi ‘de-da, ki’ bağlaçlarının yazımındaki yanlışlıklardır. Bağlaç olduğu için ayrı yazılması gereken bu bağlaçlar, insanların hızlı yazma çabaları sırasında kendinden önceki kelimeyle bitişik yazıldığından dolayı anlam kargaşasına yol açan anlatım bozuklukları meydana gelmektedir. Mesela, sosyal medyada sohbet eden iki kişi, beraber yaptıkları bir seyehat hakkında konuşurken, sohbette o seyahatte yanlarında üçüncü bir kişinin de olduğundan bahsederken ‘o da bizimle gelmişti’ şeklinde yazmaları gerekmektedir fakat bu ileti hızlı bir şekilde yazıldığından dolayı ortaya çıkan metin ‘oda bizimle gelmişti’ şeklinde oluşmaktadır. Yapılan bu anlatım bozukluğunda üçüncü bir kişinin onlarla beraber olduğu değil, cansız bir varlık olan evin bir bölümü olduğu için hareket ettirilebilme kabiliyetine de sahip olmayan herhangi bir odanın onlarla birlikte o seyahatte gittiği anlamı çıkmaktadır. Ortaya çıkan anlam oldukça absürt olmakla beraber bağlacın yanlış kullanılmasından kaynaklı bir anlatım bozukluğu da meydana gelmektedir.
Sosyal medyada yapılan bir başka anlatım bozukluğu da noktalama işaretlerinin kullanılmamasından dolayı meydana gelmektedir. Örnek olarak, sosyal medyada bir kişi başka bir kişiye ya da sohbet gruplarında gördüğü sarhoş biriyle ilgili olayı anlatırken ‘iki genç sarhoş adama yürümesi için yardım etti.’ şeklinde bir ifade kullanabilir. Bu ifadede virgül eksikliğinden dolayı ne anlatılmak istendiği belli değildir. Bu ifadeden iki gencin sarhoş bir adama yardım ettiği anlamı çıkmakla beraber iki sarhoş gencin herhangi bir adama yürümesi için yardım ettiği anlamı da çıkmaktadır. Buna ek olarak hızlı yazım esnasında hiçbir cümlenin sonuna nokta konmaması da peş peşe gelen iki cümlenin karışmasına ve anlamda kaymalara yol açabilmektedir.
Sosyal medyada yapılan anlatım bozukluklarının bir diğer nedeni de bazı kelimeleri hem daha hızlı ifade edebilmek hem de tamamını yazmaya üşenmekten kaynaklanan, bu kelimeleri birkaç harfe indirgeyecek şekilde kısaltılmış olarak yazmaktır. Örnek olarak ‘kusura bakma’ ifadesinin yerine ‘kb’, ‘teşekkür ederim’ fiilinin yerine ‘tşk’ son olarak ‘tamam’ kelimesinin yerine ‘tmm’ gibi ibarelerinin kullanılması, bu harf kümelerinin hiçbir anlam ifade etmemesi sebebiyle anlatım bozukluğuna sebep olurken, sosyal medyayı yeni kullanmaya başlayan birinin, sosyal medyada ifade edilenleri anlayamamasına neden olabilmektedir.
Sonuç olarak incelenilen tüm anlatım bozukluklarına bakıldığında lokal anlatım bozuklukları haricinde hemen hemen hepsinin, insanların dili kullanmada özenli davranmamaları sonucu meydana geldiği açık bir şekilde görülmektedir. Özellikle sosyal medyada hızlı yazabilmek adına bu özensiz dil kullanımının daha fazla yapılması, sosyal medyada yapılan anlatım bozukluklarının sayısını ve yarattığı anlam kargaşasını arttırmaktadır. Tüm bunlara rağmen, içinde özensizlik barındırılmadan yapılan lokal anlatım bozuklukları, bu anlatım bozukluklarına aşina olan insanların azlığı nedeniyle daha fazla anlam kargaşası yaratma potansiyeline sahiptir. İnsanlar gün içinde yaptıkları bu anlatım bozukluklarına aşina oldukları için birbirleriyle anlaşmakta sorun yaşamasa da bu bir gün sorun yaşamayacakları anlamına gelmemektedir. Bunun yanında Türkçe’nin yanlış kullanımın bu derece yaygın olması insanların zamanla doğru Türkçeyi unutması riskini de taşımaktadır. Bu da Türkçe’nin gelecekte yaşayacağı en büyük problem olarak gözükmektedir.