Güzelliğin ve Gücün Sembolü: Elmaslar  

"Kusurlu bir elmas, kusursuz bir taştan daha iyidir."

Elmas madeninin bu kadar değerli oluyor oluşu, bir bakıma toprağın altından çıkarılma sürecinin oldukça meşakkatli ve zor olmasından, yapısal olarak özel oluşlarından kaynaklanmaktadır. Elmaslar binlerce yıldır insanlığın ilgisini çekmiş ve onları cezbetmeyi başarabilmiştir. Bunun ana nedeni güzelliği ve yüksek bir statüyü simgeliyor oluşudur. Ayrıca, dünyada bilinen en sert materyallerden birisidir. Bu da onu sağlamlığı yüksek bir ürün yapar. Ele alınan bu yazı da elmas madenciliğinin süreçlerini ve günümüze kadar gelinen süreçte nasıl bir cazibe ürününe dönüştüğünün tarihini size aktaracağım. Bu yazı sayesinde elmasın ne kadar değerli bir maden olduğunu anlayacak ve her taktığınız elmas ürünün üretiminin ardında yer alan çabayı daha iyi anlayabileceksiniz. 

Elmasın Keşfi ve Kısa Tarihi  

Lüksü ve güzelliği sembolize eden elmasların ilk çıkış noktası bazı kaynaklarda MÖ. 4.yüzyıla kadar tarihlenebilmektedir. İlk keşfi bahsedilen bu tarihlerde Hindistan’da görülmüştür. Hindistanlı madenciler bu değerli taşları akarsu yataklarının alüvyon içeren alanlarında çıkarmışlardır. Bu noktalardan en önemli noktalardan birisi ise Krishna Nehriydi. İlk ortaya çıkarıldıkları zamanlar bu değerli taşlar sadece güzellik, parlak oluşları gibi etkenlerden dolayı tutulmuyor, aynı zamanda mistik güçlerinin de olduğuna inanılıyordu. Zamanın ilerleyişi ve teknolojin artmasıyla 18. yüzyılda Brezilya’da elmas maden yatakları keşfedilmiştir. Bu tarihten itibaren elmas madenciliği hikayesi de başlamıştır. İlerleyen zamanda 19.yüzyılın sonlarına doğru Afrika kıtasında da önemli elmas yatakları keşfedilmiştir. İlk zamanlar açık ocak tarzında madencilik yapılırken ekonomik bazlı sorunlardan kaynaklı olarak kapalı yer altı madenciliğine geçilmiştir. Elmasların çıkarılma süreci Afrika için bazı açılardan sancılı geçmiştir ve bahsi geçen bu maden ocakları ancak 1950’li yıllarda belirli standartlara kavuşabilmiştir. Bazı kaynaklarda, alüvyon tarz toplanan madenler hariç dünya üzerinde yer alan 50 elmas madeninin 18’nin açık, geri kalan tümünün kapalı olduğu görülebilmektedir. Günümüzde, Güney Afrika elmas madenciliği denilince akla gelen ilk yerlerden birisidir ve elmas üreticiliğinde başı çekmektedir. Günümüzde elmas madenciliği altı kıtada ve 20'den fazla ülkede yapılmaktadır. Elmas madenciliğinin yöntemlerine gelecek olursak bunları şu şekilde sıralayabiliriz; alüvyon madenciliği, sert kaya yüzey madenciliği(açık), sert kaya yer altı madenciliği(kapalı), derin deniz madenciliği ve son olarak derin göl madenciliği olarak yapılmaktadır. Teknolojinin gelişimiyle madencilik türleri de günümüze kadar gelinen süreçte farklılıklar göstermiştir. Bu eşsiz ve değerli taşların nasıl çıkarıldığını görmüş olduk, gelin birlikte yapısına ve hakkında çıkan bazı şehir efsanelerine bakalım.  

Elmasların Yapısı  

Malzeme olarak elmasın ilk zamanlardan kömürden yapıldığına inanılıyordu, hatta kömürün gerekli işlemleri görmesiyle elmasa dönüşebileceği bile düşünülüyordu fakat bu bilginin günümüzde tamamıyla yanlış olduğu kanıtlanmıştır. Kömür ve elmasın tek ortak noktaları iki malzemenin de karbon elementinin farklı formlarından geliyor oluşudur. Elmasın kömüre göre daha değerli olmasını sağlayan fark ise elmasın kristal formuna dönüşmüş tamamen safa yakın bir karbon olmasıdır. %100 saf karbona sahip elmaslar tamamıyla şeffaftırlar ve yüksek değerleri de taşırlar. Daha düşük saflık değerlerine sahip olanlarda ise şeffaflık ve renk farklılıkları gözlemlenebilir ve değerleri diğer elmaslara göre daha azdır. Değerini belirleyen ana unsur saflık oranları ve mücevher yapımında kullanılırken üzerlerine yapılan işçiliğin kalitesidir. Bu sayılanlar yanında ayrıca karat oranı da elmasın değerini belirler. Karat ise elmasları tartmak için kullanılan ölçü birimidir. Bir karat 200 miligrama eşittir. Karat ağırlığı arttıkça elmasların değeri ve fiyatı da artar. Çünkü daha büyük elmaslar hem daha nadirdir hem de mücevher yapımında değerli taş olarak kullanılmak için daha fazla talep görmektedir. 

Avrupa Kıtasına Gelişleri ve Mücevher Olarak Kullanımları 

Avrupa'ya gelişleri kaynaklara göre ilk olarak Büyük İskender zamanında geldiği düşünülmektedir. Büyük İskender bu değerli taşları Hindistan’dan Makedonya’ya getirmiştir. Süsleme ve mücevher ürünü olarak kullanımları ise 9. yüzyıla kadar tarihlenebilmektedir. İlk örnekleri, Macar Kraliçesinin tacında görülen elmas kullanımıdır. Bu kullanım yapılırken elmasın doğal şeklini ustalar tarafından özenle kesilmiş ve tacın üzerine yerleştirilmiştir. Mücevher arenasına tamamıyla gelişleri 15. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleştiği bilinmektedir. Elmalar ilk zamanlar bir nişan yüzüğü olarak sunulmaktaydı, bu zamanla elmasların evlenme teklifi sırasında kullanılan değerli bir gelenek haline dönüşmesini sağladı. Evlilik teklifi eden erkek bireyler partnerlerine bu değerli taşı sunarak sen benim en değerlimsin mesajını vermek istiyorlardı. Elmasların mücevherler üzerinde kullanılırken birçok farklı türde kesimi bulunmaktadır. Bu kesimler ise; gül kesimi, peruzzi kesimi, prenses kesimi ve eski maden kesimidir. Ayrıca elmasların kalitesini belli eden ve denetleyen kuruluşlar bulunmaktadır. Bu kuruluşlar elmaslara sertifikalar vermektedirler. Bu kuruluşlar ise; HRD (Hoge Raad voor Diamant), IGI (International Gemological Institute) ,GIA (The Gemological Institute of America) ve son olarak AGSL (American Gem Society Laboratories). Kısa bir hatırlatma, mücevher satın alırken bu sertifakalara sahip ürünlere yönelmenizde fayda var.

Dünyaca Ünlü Elmaslar  

Seçkin bir görüntü, parlaklık ve takılan kişide iyi bir intibah bırakan bu değerli taşın menşeini ve değerli oluşunun sebeplerini yukarıda verilen bilgilerde genel hatlarıyla açıkladık. Dünyaca tanınan birkaç ünlü elmas ürüne bakmamız gerekirse bu elmasların arasında önemli olanlardan birisi de ülkemizde sergilenen “Kaşıkçı Elması”dır. Kaşıkçı Elması’nın tarihine ve özelliklerine gelecek olursak, 86 karat büyük bir ana elmas parçasından oluşur. Çevresi 49 adet daha küçük yapıda elmaslar ile süslenmiştir. 18 grama yakın bir ağırlığı vardır. Kesimi oval şeklindedir. Ona gelen ziyaretçileri güzelliği ile adeta kendine çeker ve eşsiz anlar yaşatır. Bir diğer adından söz edilmesi gereken elmas ise “Umut Elması”’dır (The Hope Diamond). 45 karat civarındadır. Ününün artmasının sebebi ise tarih sayfalarında Umut Elmasını kullanan kişilerim başına kötü şeyler gelmesinden kaynaklanır. Bazı inanışlara göre Umut Elması lanetlidir. Konu hakkında araştırma yaparken şekline ve yapısına adeta kapıldığım ve favori elmasım olan, eşsiz güzelliği ile beni büyüleyen Türkçe ’ye "Sonsuzluğun Kalbi" olarak çevirebileceğimiz “Hearth of Eternity” elmasından da bahsetmemiz gerekiyor. Görece olarak küçük bir elmas gibi gözükse bile şekil açısından kalbe benzemektedir ve harika bir görüntüsü vardır. "Sonsuzluğun Kalbi"nin rengi maviye doğru çalmaktadır. Dünyaca ünü bilinen 11 nadir mavi elmastan birisidir. Son olarak, Yüzyıl Elmas’ından (The Centenary Diamond) bahsetmesek olmaz, kendisi dünyanın en büyük kesim elmaslarından biridir. Ağırlığı 250 gramdan fazladır. Armut şeklinde kesilmiştir. Yukarıda sayılan elmasları öne çıkaran ana unsur ise saflıkları, işçilikler ve ışığın elmas üzerinde yaptığı yansımaların harika görünüyor oluşudur. Kısa bir internet aramasıyla bu elmasları yakından incelemeyi de unutmayın. 

Sonuç  

Özellikleri sayesinde elmaslar neredeyse medeniyetin ortaya çıkışından bu yana hayatımızda olan bir madendir. Elmas madenleri takı sektöründe oldukça büyük bir öneme sahiptir. Bu endüstri için elmaslar benzersiz görünümleriyle ön plana çıkarlar. Ayrıca ülkemizde ve dünyada kadınlara verilen bir isim olarak da kullanılırlar. İsim doğrudan, nadide olan, bulunması zor anlamına gelmektedir. Elmaslar unutulmazdır. Birçok özel anda, evlilik tekliflerinde kullanılırlar ve bu anlarda ortaya çıkan duygusal bağların da bir sembolüdür. Elmas hakkında bilgiler edindiğinize göre, eğer bir elmasa sahipseniz veya almayı düşünüyorsanız, onlara önemle sahip çıkmanızda ve korumanızda fayda var. Onları asla kaybetmetmeyin, pişman olabilirsiniz. Çünkü elmaslar eşsiz ve değerlidir. 


Kaynaklar 

Christopher Neil, Diamond History: How They Form And How They’re Found

Koen Vlassenroot & Steven Van Bockstael, Artisanal diamond mining Perspectives and challenges 

Jarek Jakubec, Mining For Diamonds – History and Present 

Shimansky, The history of diamonds in South Africa

The Fascinating History of Diamond Mining