Halen Şifreli Mesajlar Yayınlayan Radyo İstasyonları
I. Dünya Savaşı’ndan bu yana kullanılan sayı istasyonları.
Radyo, 19. yüzyılın sonlarından itibaren hayatlarımızda, günümüzde popülerliğini kaybetmiş olsa da bir zamanlar insanlar için çok önemli bir haberleşme aracıydı. Halen bazı insanlar radyo dinlemekte. Radyo dinleyicileri iki gruba ayrılır: FM veya AM istasyonlarındaki yayınları dinleyenler ve genellikle kısa dalga olarak bilinen radyo bandını dinleyenler. 3 ila 30 MHZ bandında olan bu kısa dalga radyo sinyalleri, uzun mesafeleri kat edebilecek güçtedir. Bu sebeple kısa dalga boyunda yayın ararken uluslararası yayınlara veya telsiz konuşmalarına denk gelebilirsiniz. Ancak bu gezinti sırasında konuşma içermeyen, bazı garip yayınlara denk gelme ihtimaliniz de var.
Kaynağı belli olmayan bu radyo yayınlarında bir dizi rakam, kelime ya da harfler bilgisayarla yapılmış mekanik bir ses aracılığı ile okunur. Bu ses bir çocuğa da ait olabilir, bir yetişkine de. Uygun koşullar sağlandığında tüm Dünya’dan dinlenebilir. Yayınlarda İngilizce, Almanca, İspanyolca, Korece, Rusça, Slavca ve Çince konuşulur. Verilmek istenen şifreli mesaj sadece insan sesleriyle değil mors kodu aracılığıyla veya garip müziklerle verilir. Mesaj verilmeden önce ve sonra bir melodi duyulur. Bu şekilde yayın yapan bazı istasyonların zaman çizelgesi vardır, belirli tarih ve saatlerde yayın yaparlar. Bazı istasyonlar ise rastgele bir zamanda yayın yaparlar. Bu istasyonlara “Sayı İstasyonları” denir.
Bu yayınlar amatör dinleyiciler tarafından ilk keşfedildiğinde çeşitli teoriler ortaya atılmıştı, uzaylılardan veya zihin kontrol cihazlarından gelen sinyallerin yayınlandığı sanılmıştı. Ancak günümüzde bu yayınların orduların ve istihbarat teşkilatlarının çalışmaları sonucu ortaya çıktığı biliniyor. İlk olarak 1. Dünya Savaşı sıralarında ülkelerin, ordularına ve casuslarına kritik bilgiler aktarabilmek amacıyla mors kodu ile yayın yapıldı. Ancak kısa dalgaların çok büyük alanlara yayılıp dinlenebildiği ve diğer devletler tarafından mors kodu çözülebildiği için 1920’lerde bu istasyonlar şifreli mesaj yayınlamaya başladı. Bu sebeple devletler tek kullanımlık şerit yöntemini kullanmaya başladılar. Bu yöntemin matematiksel olarak kırılması imkansızdır. Bu şifreler 5 veya daha fazla sayıdan oluşan dizilerden oluşur ve anahtarları da tek kullanımlıktır. Böylece şifreli yayın yapan istasyonlardan casuslar mesajı deşifre eder ve mesaj anlaşılmış olur. Herkes mesajı dinleyebilse de sadece casus anlayabilir.
Bu istasyonlar Soğuk Savaş döneminde oldukça yaygındı ancak hem internetin ortaya çıkmasıyla hem de Soğuk Savaş’ın bitmesiyle sayıları azaldı. Ancak 30 yıldır düzenli olarak şifreli mesaj yayınlayan istasyonlar da bulunuyor.
Hiçbir devlet bu sayı istasyonlarını sahiplenmese de kapatılmamaları devlet destekli olduğunu kanıtlar niteliktedir. Polonya, İsveç ve Çekoslovakya gibi ülkelerin casuslarıyla iletişim kurmak için bu istasyonları kullandıkları bilinmektedir. Sayı istasyonları sadece casusluk için kullanılmıyor. Örnek vermek gerekirse Rusya’daki UVB-76 istasyonu sadece Rusya sınırlarında askeri amaçlarla kullanılıyor.
Bazı ülkelerin artık çok daha güvenli bir şekilde mesaj yollayabilecek sisteme ve teknolojiye sahip olmalarına rağmen neden hala sayı istasyonlarını kullandıkları merak konusu. Bu konuda da bazı teoriler mevcut. İnternet ve elektriğin çökmesi durumunda devletlerin istihbarat için bu istasyonları yedekte tuttuğu düşüncesi teorilerden bir tanesi.
Bu yayınları internetten de dinleyebilirsiniz. Bazı istasyonların frekansı:
• UVB-76: 4625 kHz
• Katok-65: 4224.00 ve 3218.50 kHz
• T Marker(K66Z): 4182.00 kHz