Halide Edib Adıvar
bir Türk kadınını görüyoruz ki, o da sayın Halide Edip (Adıvar)'dir
Rıza Tevfik ve Salih Zeki'den dersler almış olan, Amerikan kolejinde okuyup bir süre anneannesinde bir süre de babası ile yaşayan Halide Edip Adıvar, Türk tarihinde önemli bir isimdir. Yaşadığı dönemde öğretmenlik yapıp, dergilerde yazılarını yayınlayan Adıvar, bir dönem de Ziya Gökalp'in yanında Türkçüler ile birlikte Türk Yurdu dergisi için yazılar yazmaya başlar. Bir dönem müfettiş olarak çalışan Adıvar, Milliyetçiliğin çocuklara küçüklükten öğretilmesi gerektiğini savunarak "Allah'ı, tabiatı, insanları, refahı, güzelliği, çalışmayı ve sadece vatanı sevmeyi sevk edecek şiirleri ayırmalı ve yalnız onları çocuklara, öğretmeliyiz," der.
1918 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Batı Edebiyatı bölümünde öğretmenlik yapar ancak dönemde çıkan savaşlar sonucunda batının ikiyüzlülüğünü görmeye başlar ve ardından Milli Mücadele'ye destek olmak için Karakol teşkilatında görev alır. Yunanlılar'ın İzmir'i işgali üzerine düzenlenen mitinglere katılan halkı yönlendirmek ve onlara hitap etmek için Halide Edip, bir edebiyatçı olarak konuşmacı olarak yer alır ve toplumu yönlendirmek ve harekete geçirmek için konuşmalarını yapar. 1920'de İngilizler İstanbul'u işgal ettikten sonra idam kararı çıkardıkları kişiler arasında Halide Edib Adıvar da yer alır.
"Bunların başında o devrin kahraman bir hatibini, emsalsiz bir edibini, mütareke yıllarının mağmum çehresine ümit bahşetmiş bir Türk kadınını görüyoruz ki, o da sayın Halide Edip (Adıvar)'dir. Gerek Fatih Parkı'ndaki mitingte, gerek Sultanahmet'de toplanan ve iştirak edenlerin adedi yüzbinleri aşan muazzam toplantıda halka hitap eden bu heyecanlı Türk kadını(...)"
Kurtuluş Savaş'ı boyunca cephe karargâhında görev yapan Halide Edib, Dumlupınar Meydan Muharebesi'nden sonra ordu ile İzmir'e gitti. İzmir'e yürüyüş sırasında rütbesi başçavuşluğa yükseldi. Savaştaki yararlılıklarından ötürü İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.
Mücadele döneminde de yazmaya devam eden Adıvar'a Mustafa Kemal Paşa tarafından on başı rütbesi verilir ve kendisi Ankara'da düzenlenen Kızılay kongresinin başkanı olur. 1924'de eşi Dr. Adnan ile birlikte yurt dışına gider ve yurt dışındaki üniversitelere konferanslar için çağırılır ve kimisinde de dersler verir. Yurtdışında da ilk amacı Türk Kültürünü dünyaya tanıtmaktı. Cambridge, Oxford, Sorbonne, Illinois, Columbia, Yale ve Michigan gibi bir sürü ünversiteye davet edilir, dersler ve konferanslar verir. Romanlarında Türkler'in tarih boyunca verdiği mücadeleleri, savaş esnasındaki hem toplum çatışmaları hem de düşman ile yapılan çatışmalarına ek Doğu-Batı çatışmalarını da kaleme almıştır. 1936 yılında Sinekli Bakkal romanı yayınlanmıştır ve Türkiye'de en çok basılan roman olmuştur.
1939 yılında Türkiye'ye dönünce İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde İngiliz Edebiyatı Profesörü olarak göreve alınır. 1950'de İzmir milletvekili seçilir, 1955 yılında eşini kaybeder ve sonrasında süregelen rahatsızlıklar yaşayarak kendisi de 1964 yılında vefat eder. Çalışma, mücadele ve başarı ile geçen bir ömrü hem kaleme almış hem de yaşamış birisi olarak Adıvar, günümüzde anılmaya devam etmektedir ve edilmelidir.