Nimrud’un Mona Lisa’sı
Bu yazımda Yeni Asur dönemine ait olan bu eseri incelerken dönemin kadın güzelliği normlarına değiniyoruz.
Yeni Asur dönemine ait bu eser, 1949-1963 yılları arasında arkeolog Max Mallowan tarafından Irak’ın Nimrud şehrinde (Asur başkenti) yürütülen kazı çalışmasında çıkartılan fildişi eserlerden biridir. Eserin çıkarıldıktan sonraki temizlenmesi işlemini, Mallowan’a kazı çalışmalarında eşlik eden karısı Agatha Christie yapmıştır. Christie otobiyografisinde eserleri nasıl ince bir iğne kullanarak temizlediğinden de bahseder.
Bu eser de dahil olmak üzere Nimrud’da çıkarılan fildişi eserlerin hepsi Yeni Asur dönemine büyük bir ışık tutmuştur. Bu eser ise bizlere yeni Asur döneminde kabul gören ideal kadın güzelliğini gösterir. Bu konuda araştırmalar yapan ve makaleler yazan Amy Gansell, Nimrud’un Mona Lisa’sı eseri üzerinden yeni Asur’da ideal kadın güzelliğini nelerin oluşturduğunu anlatır. Bu eserde kadının siyah, bukle şekli verilmiş saçları ve başında tacı vardır. Gözlerine sürme çekilmiştir. Yanakları tombul ve şişkindir hatta dikkatli bakıldığında gıdığı olduğu görülür. Yeni Asur yazıtlarında saray erkanına mensup kadınlar bu şekilde betimlenmişlerdir. Ayrıca esir düşen kadınlar veya düşman hükümdarların eşleri zayıf ve saçlarına şekil verilmemiş, dağınık olarak betimlenirler. Bunun yanı sıra, yeni Asur kaynaklarında tanrıça İnanna’nın sevgilisiyle buluşmaya giderken saçlarını düzelttiği, gevşeyen rastalarını sıklaştırdığı yazar. İnanna’nın gözlerine sürme çektiği de kaynaklarda geçer. Mezarlardan çıkarılan sürme için kullanılan kap kacak malzemeleri de sürme çekmenin sık kullanılan bir uygulama olduğunu gösterir.
Nimrud’un Mona Lisa’sı muhtemelen dönemin kraliçelerinden ya da soylularından birine ait. Eserin Kuzeybatı sarayında bulunmuş olması, kadın figürünün “güzel” olarak tasvir edilmiş olması ve başında bulunan tacı bu çıkarımı oldukça güçlendiriyor.