Herkes Aynı Şekilde Öğrenir Mi?

Farklı zeka türleri ve öğrenme tarzlarını anlamak için, öğretmenler ve öğrenme meraklılarına küçük bir rehber.

Tüm dünyada 8 milyarı aşkın insan yaşıyor, öğreniyor, gelişiyor. Bu insanların kişilik, dış görünüş, karakteristik özellikler vb. bakımından farklı olması fikrine karşı çıkamayacağımıza göre, birden fazla öğrenme stili olabileceğini de kabul edebiliriz.

Günümüz dünyasında matematikte iyi olmak, okulda çok yüksek notlara sahip olmak, ya da kimsenin çözemediği o problemi çözmek vb. gibi şeyler zekanın kıstaslarını oluşturuyor. Tüm bunların nedeni, farklı öğrenme stillerinin sınıflarda yeterince vurgulanmaması, takdir edilmemesi ve geçerliliği olmamasıdır.

Harvard Üniversitesinde psikolog olan Howard Gardner, her bireyin farklı zeka türlerine sahip olduğunu öne süren Çoklu Zeka Kuramı adında bir teori öne sürmüştür. Zeka türlerini görsel-uzamsal, dilsel-sözel, mantıksal-matematiksel, bedensel-kinestetik, müziksel, kişilerarası, içsel ve doğacı olmak üzere farklı dallara ayırmıştır. Teori, bireylerin zekasının IQ testlerinin sunduğu gibi tek bir standartla ölçülemeyeceğini vurgulamaktadır.

Farklı zeka türlerine sahip olmak, bir şeyi anlama duygusunun da farklılaşması anlamına gelir. Dolayısıyla farklı öğrenme stilleri ortaya çıkar.

Her insanın hayatta kendine has bir gücü, iyi olduğu bir alan vardır. Bazı insanlar müzikal olarak yeteneklidir ya da bazıları edebiyatta bir dahi olabilir, vb. Günümüz dünyasının getirdiği tekil bir standarda uymamak, bireyin zeki olmadığı veya güçlü bir yanının olmadığı anlamına gelmez.

Yeni nesil bir eğitimci olarak, bu teoriyi eğitime nasıl uyarlayabileceğimizden bahsedeceğim biraz da.

Genel olarak devlet okullarında hükümetin hazırladığı müfredat uygulanır ve öğretmenlerden müfredatta tanımlanan öğrenme hedeflerini yerine getirmeleri beklenir. Bu hedefleri yerine getirirken farklı zeka türlerine sahip öğrenciler için alternatiflerin olması önemlidir ki öğrenme tüm öğrenciler için verimli olsun. Bu da öğretmenlerle başlar.

Öncelikle, öğretmenlerin bu stillerin farkında olmaları gerekir çünkü öğrenmeyi kolaylaştıran ve başlatan öğretmendir. Öğretimin her türden öğrenci için etkili olabilmesi için, öğretmenin öğrencilerle tek tek ilgilenmesi, gözlemlemesi gerekir. Bazı bağlamlarda sınıftaki öğrenci sayısı düşünüldüğünde bu son derece zor olabilir ancak imkansız da değildir.

Sizlerle küçücük bir örnek paylaşmak isterim:

Bir sınıf için etkinlikler hazırlarken, öğretmenler bu etkinlikleri farklı öğrenme stillerine dolayısıyla farklı zeka tiplerine uyarlayabilirler. Örneğin, sayıları öğretmek istiyorsunuz, öğretimin görsel öğrenenlere etkili olması için posterler veya videolar hazırlayabilirsiniz. Posterlerin yanı sıra kinestetik öğrenenler için fiziksel hareket gerektiren etkinlikler hazırlayabilirsiniz, vb.

Bu makalede Çoklu Zeka Kuramını sınıflara dahil etmenin sadece en minimal yollarından bahsettim.

Standart kuralları değiştirmek zordur, böyle zamanlarda etkili olabileceğiniz alan eğitme yaratıcılık katmaktır!

Peki ya siz hiç öğretmeninizin farklı zeka türleri için etkinlikler hazırladığını, farklı öğrenenler için alternatifi olduğunu gözlemlediniz mi?

Deneyimlerinizi yorum bölümünde paylaşabilirsiniz!