Herkesi Memnun Etmeye Çalışmak

Herkesi memnun etmeye çalıştığında, en çok ihmal edilen kişi genellikle kendinsindir.

Hayatın en yorucu çabalarından biri belki de herkesi memnun etmeye çalışmaktır. İçimizde bir ses sürekli olarak başkalarının beklentilerine uymayı, onların mutluluğunu kendi mutluluğumuzun önüne koymayı fısıldar. Bu ses, bazen o kadar baskındır ki kendi isteklerimizi, arzularımızı unutup başkalarının ihtiyaçlarıyla kendimizi tanımlarız.

İnsan doğası gereği kabul görmek ister. Sevilmek, beğenilmek, takdir edilmek… Ama bir noktada, bu arayış hayatın merkezine yerleştiğinde kendimizi kaybetmeye başlarız. Kendi isteklerimizi, sınırlarımızı göz ardı ederiz ve yavaş yavaş, başkalarının onayı olmadan var olamayacağımız hissine kapılırız.

Kendinden Vazgeçmek

Herkesi memnun etmeye çalışmak, kendi değerlerinden ödün vermeye başlamak demektir; başkalarının onayını kazanmak için, kendi kimliğinden ödün vermek zorunda kalmak. İşte bu, en büyük yorgunlukların sebebidir. Çünkü insanın en büyük savaşı, kendiyle verdiği savaştır. Kendi iç sesini susturmak ve başkalarının sesine boyun eğmek bizi içten içe zayıflatan temel şeydir.

Bir noktada fark ederiz ki, ne kadar çabalarsak çabalayalım herkesi memnun etmek mümkün değildir. Çünkü her insanın beklentisi, isteği ve mutluluğu farklıdır. Birine sunduğunuz şey, başka birinin gözünde yeterli ya da doğru olmayabilir. Ve böylece, kendimizi sürekli bir eksiklik bir yetersizlik içinde buluruz. Çabalarımız tükenmez, ama içimizdeki boşluk giderek büyür.

Sınırların Gücü

Belki de en zor olanı, hayır diyebilmek. Başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusuyla, kendi sınırlarımızı çizerken zorlanırız. Fakat sınır koymak, sağlıklı bir yaşamın temelidir. Herkesi memnun etmenin imkansızlığını kabul etmek, özgürlüğün ilk adımıdır. Bu kabul, kendimize değer vermenin, kendi mutluluğumuzu öncelik haline getirmenin anahtarıdır.

Sınırlar çizmek bencillik değildir. Aksine, bu kendine saygı duymanın bir işaretidir. Çünkü içsel huzuru bulmanın yolu başkalarını memnun etmekten değil, kendi içindeki dengeyi sağlamaktan geçer. Kendi isteklerini bastırmadan başkalarına da alan bırakmak mümkündür. Ama bunun için önce kendine izin vermek gerekir.

Kendini Memnun Etmek

Herkesi memnun etmeye çalıştığında en çok ihmal edilen kişi genellikle kendinsindir. Kendine ayırman gereken zaman, başkalarının istekleri arasında kaybolur. Fakat unutma ki kendini memnun etmeden başkalarına gerçekten faydalı olamazsın. Kendi ihtiyaçlarını görmezden geldikçe içindeki enerji tükenir ve bu, sonunda herkes için daha büyük hayal kırıklıklarına yol açar.

İçsel huzur ve mutluluk, dışarıdan gelen onayla değil içsel bir kabul ile mümkündür. Kendini olduğu gibi kabul etmek, başkalarının gözünde kusursuz olmaya çalışmayı bırakmak demektir. Ve bu kabul başkalarının seni nasıl gördüğünden bağımsızdır.

Bırakmak

Belki de en zor olanı, herkesi memnun etmeye çalışmayı bırakmaktır. Çünkü bu bir nevi vazgeçiştir. Vazgeçmek zayıflık değil, bilgeliktir. Bu dünyada her insana yetmeye çalışmanın getirdiği yükü taşımak sonsuz bir yorgunluk yaratır. Ve bazen bırakmak, en büyük özgürlük kapısını aralar.

Başkalarının mutluluğunu düşünmek güzeldir, ama kendi mutluluğunu unutarak değil. Herkesi memnun etmeye çalışırken bir yerde durup kendi iç sesine kulak vermek gerekir. Belki de o ses uzun zamandır susturulmuş, arka planda unutulmuştur.