Herostratik Ün Ve Günümüz Dünyası
Adınızı ölümsüzleştirmek için nelerden vazgeçerdiniz ya da neleri göze alırdınız? Bunun için yapabileceğiniz en uç saçmalık nedir?
Bugün Herostratus hakkında konuşacağız. Kendisi adını tarihe yazdırmak veya ölümsüzleştirmek için saçma ve hatta kötü diye tanımlayabileceğimiz her yolu deneyen insanların bir nevi atası oluyor. Herostratus 21 Temmuz M.Ö 356 tarihinde Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağını yakan kişidir (İzmir/Selçuk’taki Efes’ten bahsediyorum). Artemis tapınağını kundaklamasının sebebinin ün, şöhret kazanmak ve adını ölümsüzleştirmek için yaptığı biliniyor. Bu yapılan eylemlerin ileride tekrar etmemesi için Efes Yöneticileri tarafından Herostratus’un adının unutulması emri verilir. Evet gerçekten bildiğiniz adı tüm kaynaklardan silinecektir, tarihte böyle bir insan yaşamamış gibi davranılacaktır. Fakat antik tarihçi Theopompus kendi yazdığı tarihi yazıtlarında bu karakterden bahsetmiş ve ismi zamanımıza kadar gelmiştir. Ünlü olmak, şöhret olmak adına her türlü yolu deneyen, hatta ve hatta daha ileri gidip suç işleyebilen insanlar için “Herostratik ün, şöhret” sözü günümüzde kullanılmaktadır. Konumuzla ilişkili bir belgeselden bahsedelim.
Belgeselin adı Don't Fuck With Cats. İzlemediyseniz tavsiye ederim, izlediyseniz de belgeselde yaşanan olay ile Efes'te yaşanan olayın arasındaki korelasyonu yüksek ihtimalle kurmuşsunuzdur diye düşünüyorum. Buradan sonrasını belgeseli izledikten sonra da okuyabilirsiniz çünkü belgeselden alıntılar yapacağım.
Belgeselin başkarakteri Luka Magnotta modellik yapan ve insanlar tarafından tanınmayı arzulayan bir kişidir. İzlediği filmlerden de öykünerek korkunç bir cinayet planı yapar. Yaptığı planı uygular ve sonrasında da insanlar tarafından tanınmaya başlar. Kötü olarak tabii ki, hatta bayağı kötü olarak. Belgeselin sonuna doğru annesi Luka polisler tarafından yakalanırken habercilere. “ O daha bir çocuk ne diye 20 kişilik korumalı askeri bir ordu gönderiyorlar” diyor. Ki zaten bu da bu katilin istediği şey değil midir? Aşağılık bir yol olsa da olsa dikkat çekmiş olmak, bir şekilde adını tanıtmak. Ne kadar da Herostratik.
Bir Efes Masalı: Herostratus Unutulsun Eserinden Bir Alıntı
Herostratus: Artemis tapınağını kim yapmıştı? Eee? Kafanızı boşuna yormayın. Mimarın adını nasıl olsa unutmuşsunuzdur. Ama Herostratus adını hep anımsayacaksınız. Şimdi anlıyor musunuz? Ün insanı nasıl bir gecede ölümsüz yaparmış.
Kleon(Başyargıç): Senin adın unutulacaktır
Herostratus: Hayır! Benim adım tüm çağlarda anılacaktır. Sana gelince, Kleon, sen beni yargıladığın için anılacaksın.
Kleon(Başyargıç): Bu yüzden de, Efes kentinden öç almaya karar verdin, öyle mi?
Herostratus: Ben kimseden öç almıyordum, Kleon. Ansızın, kimsiz, kimsesiz, bilinmedik biri olarak hayatımı boşa harcadığımı düşündüm. Daha iyi bir yazgıyı hak ettiğime inanıyordum. Artık herkes benim adımı biliyor.
Herostratus hukuk karşısında yargılanırken Yargıç Kleon’un bunu neden yaptığına yönelik sorusunaysa şöyle yanıt verir: Artemis Tapınağını ben, kendi başıma yaktım. Bu zaferi başkalarıyla paylaşamazdım. Ben, korkunun bütün basamaklarını tek tek çıktım. Her aşamasını iliklerime kadar yaşadım ve bitti. Birincisi, yaptığım şeyi ilk düşündüğüm an duyduğum korkuydu ama şan ve şöhret kazanacağımı bildiğim için bu korku uçup gitti. İkincisi, beni tapınağın içinde yakaladı. Duvarlara zift sürüp çırayla tutuştururken. Bir kaç vuruş, o korkuyu da alıp götürdü. En berbatı üçüncüsüydü. Tapınak yanıyor, tavan çatırdıyor, sütunlar devriliyor, mermer parça parça oluyordu. İnsanlar çığlık çığlığa saçlarını yolarak benim yaktığım ateşi görmeye geliyorlardı. Bunu da çabuk atlattım. Yanan tapınağın yanında bir tümseğe çıktım. Ve haykırdım. Heeeey, beni dinleyin. Bu tapınağını ben yaktım. Ben, Herostratus. Beni duydular, birden sus pus oldular. Ortalıkta sadece yanan tapınaktan çıkan sesler vardı. Sonra, üstüme doğru gelmeye başladılar. O suratlar. Gözlerindeki alevleri gördüm. İşte o an dördüncü korkuyu duydum. Ölüm korkusu. En cılızı da buydu. Çünkü, ben ölüme inanmam