Hukukta İkrar

Sükut ikrardan mı gelir?

HMK m. 188/1: (1) Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.

> Sükut ikrardan gelmez. Ancak HMK'da bunun istisnaları düzenlenmiştir;

HMK m. 171/2: Çağrılan taraf özürsüz olarak gelmediği veya gelip de soruları cevapsız bıraktığı takdirde, mahkemece sorulan vakıalar ikrar edilmiş sayılır.

HMK m.211: (1) (a) ...isticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır...

HMK m.229: (1) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.

> İkrarın konusu vakalardır. Hukuki sebep ve talep sonucu ikrarın konusu olamaz.

> İkrar, bir tarafın diğer tarafın ileri sürdüğü bir olgunun (vakıanın) tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmesidir.

> Bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerlidir ve kesin delil teşkil eder.

> İkrar eden, kural olarak ikrarından dönemez. Başka bir deyişle ikrarı ile bağlıdır. Ancak ikrar eden, ikrarın maddi bir hatadan kaynaklandığını ispat ederse ikrarından dönebilir.

(9. Hukuk Dairesi , 2015/9954 E. , 2017/8922 K.)

Davacı tanık olarak dinlendiği...13. İş Mahkemesi’nin 2011/1305 Esas sayılı dosyasında, “...davalı şirkette haftada esasen 5 gün sabah 09.00-18.00 saatleri arasında çalışılması gerekirken işin yoğunluğuna davacının performans ve raporlama zamanlarında yoğun çalıştığını biliyorum ancak ben 18.00 aşan çalışma yapmadığım için tam kaç saat çalıştığını bilmiyorum, yine raporlama ve performans dönemlerinde ayda ortalama 2 Cumartesi raporlama yapılması amacıyla tam mesai saati kadar çalışma yapılır..” şeklinde yeminli beyanda bulunmuştur. Davacının mahkeme huzurundaki bu ikrarı doğrultusunda, haftanın 5 günü 09.00-18.00 arasında ve ayda 2 Cumartesi çalıştığının kabulü ile ödenmeyen fazla mesai ücretinin hesaplatılarak sonucu gidilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

(13. Hukuk Dairesi , 2013/7405 E. , 2013/16506 K.)

Davalı,...Belediye Meclisi Üyesi olarak görev yaptığını, kendisinin ve çalışanlarının hiçbir şekilde akaryakıt almadığını, Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanlarının yanlış anlaşıldığını ve borca ilişkin hiçbir yazılı belge sunulmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davacının alacağını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-... Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/160 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamanın 09/02/2005 tarihli oturumunda tanık olarak dinlenen davalı ... yeminli beyanında “.. Benim araçlarımın gerçek yakıt borcu 470 litredir. İddia edildiği gibi fazla değildir...” demiştir. Davalının ... Ağır Ceza Mahkemesinde alınan bu beyanları mahkeme içi ikrar niteliğinde olup mahkeme içi ikrar kesin delildir. Hal böyle olunca; mahkemece, davalının mahkeme içi ikrar niteliğinde bulunan beyanları değerlendirilip, 470 litre akaryakıtın bedeli bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.