Hukukun Temel Taşı : Masumiyet Karinesi
Geçmişten Günümüze Özgür Toplumların Güvencesi, Hukukun Evrensel İlkelerinden biri Masumiyet Karinesi Nedir?
Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olan masumiyet karinesi Anayasamızın 38. maddesinde "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." şeklinde anayasa ile güvence altına alınmış bir ilkedir. Peki, bu ilke neden bu kadar önemlidir?
Adaletin Teminatı ve Özgür Toplumların Güvencesi
Masumiyet Karinesi kısa ve öz anlatımıyla kişinin mahkeme tarafından suçluluğuna karar verilinceye dek masum sayılması anlamına gelmektedir. Kişinin yargı organı tarafından hakkında hüküm verilene dek suçsuz kabul edilmesi, kişiliğinin ve haklarının lekelenememesi ve bunun diğer hukuki prosedürlerde de kabul edilmesidir.
Bir kişiye suç isnat edildiğinde, bu itham onu otomatik olarak suçlu yapmaz. Masumiyet Karinesi işte tam da bu noktada devreye girmektedir. Bu ilke, keyfi yargılamaların ve masum insanlara karşı haksız yere yapılan suçlamaların önüne geçmek için vardır.
Masumiyet Karinesi yalnızca yargı organlarına değil, tüm devlet organlarına yükümlülük getirmektedir. Nitekim yargı mercii 25.08.1993 tarihli Sekanina-Avusturya Kararında, kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın bir bakanın sanığı suçlayıcı nitelikte basın açıklaması yapmasını masumiyet karinesinin ihlali olarak değerlendirmiştir.
Tarihsel Gelişim
Masumiyet Karinesi, yüzyıllar boyunca farklı hukuk sistemlerinin içinde gelişmiş bir prensiptir. Roma Hukuku'ndan günümüze kadar yol almış bu ilke, modern hukuk sistemlerinde de kendisine sağlam bir yer edinmiştir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, 11. maddesinde masumiyet karinesini uluslararası alanda tanımış ve bu ilkenin evrensel bir hak olduğunu vurgulamıştır.
Günümüz Dünyasında Masumiyet Karinesi
Ne yazık ki, masumiyet karinesi, günümüzün hızlı sosyal medya hayatı ve akabinde gelen bilgi kirlilikleri sebebiyle toplumsal önyargıların oluşmasına zemin hazırlayarak gölgede kalabiliyor. Özellikle toplumca tanınan kişilerin davalarında, medya aracılığıyla oluşan kamuoyu baskısı, kişilerin suçlu olup olmadıkları kesinleşmeden sadece suç ithamıyla suçlu olarak damgalanmalarına yol açıyor. Bu durum yargılama sürecini etkilerken halkın yargı sistemine olan güvenini de sarsmakta.
Bir kişi isnat edilen suçtan beraat etse bile toplum gözünde 'suçlu' olarak kalabiliyor.
Her bireyin, kişiler hakkında damgalayıcı hükümlere varmadan önce yargılama süreçlerini beklemesi ve masumiyet karinesine saygı duyması daha sağlıklı ve özgür toplum olabilmek, toplum düzenini, en önemlisi insan haklarını korumak için elzemdir.
Masumiyet Karinesi ilkesine hem günlük hayatımızda hem de yargılama süreçlerinde saygı göstererek adaletin, eşitliğin ve insan haklarının hakim olduğu bir dünya yaratmak bizim elimizde.
KAYNAKÇA :
Öztunay, Ecem. "Masumiyet Karinesi." İzmir Barosu Dergisi 88, sayı:3 , Aralık 2023, 369-386
Bacaksız Pınar, Doğan, Özbek Veli Özer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 14. bası, 2021