İdol Kavramının Karanlık Yüzü
Gerçeğini feda etmeden sahte olanı alamazsın.
Bireyin kendi kişilik yapılanmasını geliştiren en önemli etkenlerden belki de ilk sırada yer alanı, kendisine idol olarak bellediği kişidir. Burada kullandığım bellemek tabiri, kelimenin kök anlamı ile bağdaşan belleğe kaydetmek üzerinden geliyor.
Kişi hayata gözlerini açtığında yaratılışı itibariyle kendisine yüklenmiş sezgileri ile çevresindeki atmosferi algılar. Bu sezgiler ile birlikte algınan mesajlar, kişinin nasıl bir çevresel ortam içerisinde bulunduğunu betimler. Betimlenen bu tablodaki kendilik algısı da kişiye hayata hangi açıdan bakması gerektiğini gösterir. Bununla birlikte kişinin doğuştan sahip olduğu bir bedeni, tavrı ve eğilim gösterdiği huyları da vardır.
Tüm bunlar doğum anımızdan itibaren bize verilen hayatta kalma mekanizmaları gibi çalışır. Belirli bir süreden sonra hayatta kalma işlevini sağlayan mekanizmaların bir üst boyutuna geçtiğimizde öğrenme eylemini gerçekleştirmeye başlarız. Ve bu eylemi gerçekleştirmemize aracı olan ilk kişiler kendimize idol olarak bellediklerimizdir.
Genellikle bu kişiler aileden, aile yakınlarından ve yakın çevremizden olurlar. İstisna olarak görülen durumlarda da her kim ile birlikte bebeklikten çocukluğa geçiyorsak o süreci yaşadığımız kişiler bize idol olmuştur.
İdol kavramı örnek alınan kişi olarak çalışır. Kavramın insan benliğindeki çalışma prensibi, örnek almak temellidir.
En basit hâliyle ise nasıl bir insan olacağını bir diğer insandan örnek alarak öğrenmek diyebiliriz. Konu, birey üzerinde bu denli büyük bir etkiye sahipken konuya sebep olan idollerin kimler olduğunun önemini benim vurgulamama gerek yok sanıyorum.
Tabii ki bu durum, bireyin doğası üzerinde bu şekilde keskin bir etki ile çalışan bu öğrenim sisteminin farklı amaçlarla da kullanılma ihtimalini açığa çıkartıyor. Hepimizin bildiği üzere herhangi bir sistem ya da sunulan değerler bütünü bir kitleye hitap etmediğinde ve kitlece kabul edilmediğinde hiçbir anlam ifade etmez. Hâl böyle olduğunda ise artı bir çalışma olarak yapılan şey, verilmesi arzulanan sistemin kabulünü kolaylaştıran tekniklere başvurmaktır.
Bir toplumu tek bir hamlede değiştirmek mümkün değildir. Çünkü o toplumu oluşturan ve nesillerden aktarılan bir takım değerler bütünü hâlihazırda mevcuttur. Bu sebeple toplumun değerleri üzerinde kurulmak istenen yeni sistem ve yeni değerler bütünü birden enjekte edilmez. Öncesinde fikir ayrılıklarının ortaya çıkmasına bir zemin hazırlamak gerekir. Fikirler değişmeye başladığında inançlar da otomatik olarak değişecektir. Ve fikri değişmiş bir insanın davranışları diğer kişilerin de fikrini değiştirmesine vesile olabilecektir. Fikirlerin değişmesinde bir sorun yoktur. Eğer fikirler bireyin özgür iradesiyle ve kendisine saygı duymasını sağlayan bir şekilde ileriye dönük olarak gelişebiliyorsa. Fikirler refah amacıyla değişerek, insani değerler sabit kalabiliyorsa.
Fakat, belirlenmiş moda akımları ve insani değerleri beslemek yerine yozlaştıran birtakım fikirler, süslü hayatlar ile boyanarak idoller ile birlikte toplumun kök yapısını değiştirerek toplumu modernize edilmiş bir sömürgecilik altında kontrol altında tutmak ise burada her fikrin aydınlık olmayışından bahsetme zorunluluğu doğar.
Kitle yönetiminin karanlık yüzü olan popüler idoller kavramı bu şekilde çalışır. Bu yönde işlev gören idoller, kimlik yapılanmasında önemli yeri olan şahsi değerler ile ortaya çıkmazlar.
İlk etapta kitle tarafından kabul görmek için birtakım insani değerleri uyguluyor gibi görünmek görevin önemli bir parçasıdır. Yazının önceki satırlarında anlatmak istediğim gibi kitleye kendi değerlerini birden enjekte edemezler. Kitle tarafından kabul edilmek için alıştırma yapmak zorundadırlar. Yardımsever, özgürlük dostu, sevecen vesaire gibi her insana hoş gelebilecek ruhani yanları gerçek değildir. Tüm bunlar projenin kişilere daha kabul edilebilir gelmesinin önemli ayaklarıdır.
Gelişim, ileri görüşlü olmak, cesaret ve özgürlük gibi kavramların ortaya atıldığı sahnelerde kişiler fazlasıyla dikkatli ve seçici olmalıdır. Bu kavramların bir çoğu fıtratımız gereği ruhumuzu coşturur ve bizi harekete geçirir. Ve özünde ne için çaba gösterdiğimizin dahi farkında olmadan birçok şeyi bize kendi fikrimmişçesine benimsetebilir.
Öğrenmek ve gelişmek adına birilerini idol almak her ne kadar gerekli olsa da kimi ya da kimleri idol aldığımızın bilincinde olmak hayatımız için inanılmaz ölçüde büyük bir önem taşımaktadır. Işıltılar ve saraylar gözlerimizin önünden kaybolduğunda kendimizi tozlarla kaplanmış bir viranede bulabiliriz.