İletişim Engelleri

Kişisel ve Kişilerarası İletişim Engelleri

Kişilerarası iletişimde kaynak ile alıcı arasındaki mesaj alışverişini olumsuz etkileyen ve süreci zorlaştıran bazı engeller vardır. Bu engelleri; kaynağın kişilik özellikleri, tercih edilen kanalın yanlış veya yetersiz olması, mesajın alıcı tarafından doğru bir şekilde algılanmaması vb. sebepler doğurur. İletişim sürecinin doğru ve etkili bir biçimde devam edebilmesini sağlamak için ilk olarak engellerin ne olduğunu bulmak ve ortadan kaldırmak amacıyla adımlar atılması gerekir. 

Kişisel İletişim Engelleri 

Kişisel iletişim engelleri gönderici ya da alıcıdan kaynaklanmaktadır. Bunlardan bazıları:

Empati Eksikliği: Empati başkalarının duygularını anlama çalışmak ve olayları karşı tarafın bakış açısıyla yorumlamaya dayanır. Kişinin empati eksikliği süreç içerisinde karşı tarafı doğru şekilde anlamasını ve anlayışlı olmasını kısıtlayarak bireye engel olur.

Algı Farklılıkları: Kaynak veya alıcının kültürel, sosyal ve psikolojik farklılıkları mesajın algılanma, yorumlanma ve sentezlenme biçimlerinde apayrı sonuçlar doğurur. Kültürel normlar, statü ve bireyin düşünce dünyasını inşa eden diğer tüm unsurlar onun bakış açısını ve kabullerini oluşturur. Mesajın algılanması da bu noktada kişiden kişiye değişiklik gösterir. 

Anlatım Bozukluğu ve Güçlüğü: Kişinin kendini ifade edememesi ve dili etkin kullanmaması ile ortaya çıkan engeldir. Gerek telaffuz açısından gerekse düşünceleri cümlelere dökememe konusunda bireye zorluk yaratan bir durum oluşturur. 

Duygusal Engeller: Etkili iletişimi engelleyen duygusal unsurların başında stres ve çatışma yer almaktadır. Kişinin mevcut psikolojik durumunun sürece olumsuz bir şekilde yansıması ile oluşan bu engel, bireyin iletişim yeteneğinin azalmasına neden olabilir. 

Önyargı: Bir kişi veya bir grup hakkında bireyin fikir sahibi olmadan tamamen kendi içgüdüsüyle kişiye/ gruba karşı kabul ettiği değerleri ve yargıları barındırır. Önyargılı bireyler kendi kabulleri dışında bir fikir ya da gerçeği kabul etmekte zorlanırlar ve bu da sağlıklı iletişim kurmalarına engel olur. 

Zaman yetersizliği, fiziksel mesafe, kültürel farklılıklar, statü farklılıkları ve bilgi eksikliği gibi diğer faktörler de kişisel iletişim engelleri arasındadır. 


Kişilerarası İletişim Engelleri 

Stereotipleştirme: Bu engelin temelinde kişilerin içinde yer aldıkları meslek grubu, yaşı, cinsiyeti, ırkı, hobileri vb. özelliklerine yönelik kategorileştirme yer almaktadır. Grupların özelliklerini üyelerine atfetme durumu söz konusudur. Stereotipleştime veya diğer adıyla tektipleştirme bireyleri ötekileştirir ve problemlere yol açar. Örneğin; doktorlar duygusuzdur, Almanlar çalışkandır vb. 

Kalıplaşmış Düşünce: Kişinin bir konu hakkında sahip olduğu düşünceyi kabullenerek, farklı bakış açılarını incelemeyi reddettiği ve kendi kabulü dışında seçeneklere yer vermediği düşünce biçimidir. Bu düşünce yapısındaki kişiler etraflarındaki insanlarla kesin ve net iletişim kurarlar, kendi kuralları ekseninde hareket edilmesini isterler. Örneğin; asla geç kalmamalıyım, sınavı kesinlike geçmeliyim vb. 

Halo Etkisi: Kişinin karşı tarafı gördüğü ilk anda hakkında çıkarımda bulunması ve bu çıkarımı bireyin diğer tüm özelliklerine de atfetmesine denir. Pozitif halo etkisi, kişi hakkında olumlu özelliklerin çağrışım yapması ve bütünlük oluşturmasına denir. Negatif halo etkisi de aynı şekilde kişi hakkında olumsuz özelliklerin çağrışım yapması ve bütünlük oluşturmasıdır. 

Zihin Okuma: Kişinin iletişim başlamadan hemen önce karşı tarafın düşünceleri ve hisleri hakkında çıkarımda bulunmaya çalışmasıdır. Akıl okuyuculuğu olarak da adlandırılan bu davranışta kişi, bulunduğu tahminleri kabul ederek karşı tarafa söz hakkı ve kendini açıklama fırsatı vermeyerek iletişimi engeller.

Savunuculuk: Bireyin kendisiyle alakalı kabul etmediği bir hata veya kusurunun farkına vardığında verdiği tepkidir. Benlik bilincini koruma içgüdüsünden ileri gelen savunuculuk davranışı, iletişimi olumsuz etkileyerek mesajın önemini ve anlamını kaybetmesine neden olur.