İnsan İlişkileri 101 1. Ders: Aile
Bir seri haline getirmeyi amaçladığım bu başlıkta aile kavramına yakından bakalım.
Bir serinin başlangıcı olabileceğini düşündüğüm bu yazımda kendi deneyimlerimden ve gözlemlerimden yola çıkarak ‘‘aile’’ hakkındaki düşüncelerimi dile getiriyor olacağım. Ailenin tanımı onu ortaya çıkaran doğal ve kuvvetli kan bağları, maddi/manevi her türlü desteği içeriyor olabilir. İçine doğduğumuz dünya, ailemizin dünyasıdır ve ailemiz o dünyanın bütün şartlarını düşünerek kendi çocuklarını getirmeyi tercih etmişlerdir.
Tercih dediğime kızanlar olabilir ancak dünyaya gelen hiç kimseye bu hayatı yaşamak istiyor musun diye sorulmamıştır yine de birey kendisini nefes alıp verirken bulur. İşte bu durum tüm dilemmayı bilin dışı yollarla da olsa yanıtlatmak isteyecek kadar büyük bir istekle doldurur kişiyi ve ‘‘Ben kimim ve bu dünyada ne işim var?’’ sorusunu sormaya iter. Bu soru her kişide sesli olarak düşünülmüş ya da profesyonelce yanıt aranmaya çalışılmış bir soru değildir aslında yapısal olarak; bu soru varoluşsal bir sorudur. Bu soruyu yanıtlarken kişinin yanında en çok vakit geçirdiği kişiler yani ailesi yer alır ve bana kalırsa aile nedir sorusuna da yanıt verilen bir süreci oluşturur bu dönem.
Aile, kişi için çok kırılgan ya da olmazsa olmazı oluşturanı oluşturan bir durum olabilir. Başımıza gelen tüm iyi şeyler de aileye bağlanabilir kötü şeyler de günün sonunda maalesef bunu kabul etmek her zaman kolay olmayabilir. Bir de hayatımızda ne olursa olsun değişmeyceğini düşündüğümüz kişiler yakın çevre dışında genelde aile içerisinde yer alan kişilerdir sözgelimi artık tartışmaktan yorulduğunuzda ya da artık sırtınızı yaslayıp rahatlamak istediğinizde zaman zaman bunu en çok zorlaştıran ebeveynlar olabilir. Başlangıçta ortaya attığım iddia burada kıymetlenir; anne ve baba belki de kendileri yaşam şartlarını kabul edemeden dünyaya bunu kabul ederek yaşamasını bekledikleri bir canlı getirmişlerdir. Bu durum hiçbir duygu işin içine katılmadan bakıldığında kişiye çok bencilce gelebilir.
Yaşam, bireyin hiçbir çarkını kontrol edemediği saçmalıklar silsilesi haline geldiğinde ve insan evinin kapısını açtığında bu saçmalıklardan bağımsız birkaç saat geçirmek ister ailesiyle ve bu durum kişinin neşesinin çoğalmasını istediği anlarda da kendisini hissettirir.
Özetle, aradıklarımız ve bulduklarımız oluşturur aile kavramını. Zaman zaman bir adım geri bir adım ileri derken sorun olarak görülen şeylerin gerçek oldukuklarını fark edebiliriz ve asıl hikaye burada başlar; vazgeçtiklerimiz ve kabul ettiklerimiz.