İnsan İlişkileri 101 3. Ders: Aşk

Dünyaya gelen insanların iki türlüsü vardır; şanslı olarak doğanlar ve şanssız olarak doğanlar. Maddi bağlamdan çıkıldığında şanslı olarak doğanlar etrafında gerçekten onu düşünen kişilere sahip olan insanlardır. Şanssız olanlar ise maalesef bu kişilere sahip olmayan insanlardır. Peki; ailenin -anne, baba kardeş vb.- , arkadaşların olduğu bir yerde de insan kendisini şanssız hissedebilir mi? Arkadaşlar hayata keyif verir, aile tüm yıkımların da mutlulukların da kaynağı olabilir. Tüm bunların dışında bütün olmak neyle ilgilidir? Sadece bir insanın varlığı tüm odayı dolduracak güçte olabilir mi? Gelin bu sorulara ne cevap olabilir beraber arayalım.

Konusu aşk olan tüm filmlerin başka başka öğretileri vardır; örneğin bazıları emek verilmedikten sonra ortada çok sevgi de olsa o ilişkinin yürümeyeceği çıkarımını yaptırır. Bazılarına göre severek ayrılmak ayrılıkların en kötüsüdür ve bu insan istemese de başına gelebilecek bir şeydir. Bu öğretilerin yanı sıra filmlerde çok kuvvetli ve masallara sığmaycak güzellikte aşklar olur, o iki başrol ''bütün'' olmayı seyirciye aktarmayı başarır ve o iki insan belki yıllarca hafızalarda kalır.

Yalnız şunu söyleyebilirim ki aşık olmak ve ilişki yürütebilmek tamamen farklı şeylerdir. Aşık olmak nefesinizin dengesini bozabilir ancak bir ilişki bu dengeyi yerine getirebilecek tek olan şeydir. Filmlerdeki öğretiler, bu ilişki denilen dinamiğe tıpkı Titanik'in buzdağına çarptığı gibi çarpabilir. Elbette, bu durum o iki insanın ne aradığı ve birbirlerinde ne bulduğu ile de ilişkildir. Birbirlerine delicesine aşık olan iki insan kucaklarında bir dinamit bularak birbirlerinin sonunu getirebilir ya da ilişki-aşk dengesi o kadar iyi kurulur ki o iki kişinin dünyada başka kimseye ihtiyacı kalmayabilir.

Başta sorduğum sorular, benim dünya deneyimime göre kendi içinde yanıtını almış sorulara benziyor. Tamam, bütün olmak da mümkün ve bir insanın varlığı tüm odayı değil evi doldurabilecek güçte de olabilir. ''O'' kişinin ''o'' kişi olduğunu anlamak ise tamamen sürecin kendisinin cevap olduğu bir durum söz gelimi bir davranış manipüle edici ya da gerçeği gölgeleyen bir durum olabilir bir davranış birçok şey için bir anlam ifade edebilir ancak asıl resim bir davranıştan çok daha fazlasıdır. Böyle durumlar için yapıcı olarak -özsaygıyı etkilemeyecek şekilde- asıl süreci görüp ''o'' kişinin sizin ''o'' kişiniz olup olamayacağına karar verebilirsiniz.

Özetle, insan ilişkilerinde aşk belki de en kalabalık olan duygudur. İçeriğinde çok şey yer alır ve kimi zaman köşeye sıkıştırır. Her kalp çarpıntısı aşk değildir ancak aşkın nefesi sıkıştırdığı doğrudur.