Duygularımızın Oluşum Süreci

Duygu denildiğinde psikoloji ve soyut bir kavram gelir akıllara. Peki, duygularımızın somut ve elle tutulur olduğunu söylesem sizlere?


Beynimiz büyük elektriksel etkileşimleri sağlayan nöronların bütünleştiği bir sistemden oluşur. Sinir sisteminde nöron olarak adlandırdığımız iletim elemanı dendrit gövde ve aksondan oluşur ve birden fazla nöronun aldıkları mesajı (iletiyi) aktarabilmesi için bir etkileşimde bulunması gerekir. Bu etkileşim iki türlü sağlanır. Kimyasal iletim ve elektriksel iletim. Bu etkileşimlerin birleşmesiyle sinir sistemimiz oluşur. Elektriksel iletim iyonlar ile hızlı bir şekilde sağlanırken, kimyasal iletim ise duygularımız söz konusu olduğunda daha önce duymuş olabileceğiniz dopamin, serotonin, nöroadrenalin, asetilkolin, adrenalin, oksitosin gibi nörottansmiter olarak adlandırdığımız maddelerle yavaş bir şekilde sağlanır. Bir nöronun başka bir nörona mesajı iletmesi kimyasal iletim ile gerçekleşir. Bu iletimin gerçekleşmesine sinaps adı verilir. Sinaps bir nöronun akson ucundan diğer nöronun dendritine doğru bir yol izler. Akson ucundan salınan nörotransmitterlerimiz sinaptik boşluk dediğimiz alana salınır, oradan ise diğer nöronun dendritine bağlanır. Aslına bakarsanız salınım ve bağlanma sürecinden oluştuğun için de kimyasal iletim, elektriksel iletimden daha yavaş bir şekilde gerçekleşir.

Kimyasal iletim

Bir örnekle pekiştirecek olursak, depresyonda olduğunuz zamanları örnek verebilirim. Depresyon olarak adlandırılan rahatsızlık dopamin ve serotonin seviyenizin düşük olmasıyla bağlantılıdır. Ya da aşık olduğunuz zamanları düşünün; o zamanlar ise serotonin, oksitosin ve dopamin seviyenizin yüksek olduğu zamanlardır. Bunun gibi yaşanan bütün duygular vücudumuzdaki sinirsel iletim ile doğru orantılı olarak gerçekleşir.

Bunun gibi milyarlarca sinirsel bağlantı

Bu sinirsel sistemin yanında bütün duyguların oluşma merkezi ise beynimizde bulunan badem büyüklüğündeki -ismini Yunanca badem anlamına gelen "amigdale" den alır- amigdaladır. Amigdala, duygusal hafıza ve tepkilerin oluşmasını sağlayan birinci roldeki merkezdir. Başta korku olmak üzere, duygularımızın denetiminden sorumludur. Duygu hafızamızın oluşma sürecinde amigdalanın bir bellek olarak görev yapmasının yanı sıra herhangi bir olayın yarattığı duygu hızlıca uzun süreli belleğe kaydedilmez. Yaşadığımız olaylar esnasında hissettiğimiz duyguların belleğe geçmesi için birkaç kere tekrarlanması, bir nevi amigdalaya öğretilmesi, ezberletilmesi gerekir. Bunun sonucunda uzun süreli belleğe kaydedilmiş olur. Bütün bu sürecin ilerlemesini ve gerçekleşmesini sağlayan biraz önce de bahsettiğim gibi elektrokimyasal olaylar, nörotransmitterlerimiz ve amigdaladır. Vücudumuzdaki bu düzen sonucu oluşan duygularımız ise bizi biz yapan bilincimizin temelini atar.