İnsan Ölümden Neden Korkar?

Bu dünya bize gurbet, ölüm ise sıla...

Ölüm, bir avuç topraktan mı, ibaret? Yoksa ölüm sevdiklerimize veda ettiğimiz hasret duygusu mu? Ya da Ölüm, insanın memleketine kavuştuğu kurtuluş mu? Ölüm, cennet ve cehennem diye ikiye ayrılan farklı bir dünya mı? Hangisi?

Bir yerde okumuştum; Bu dünyada içimizde tarif edemediğimiz o bitmek bilmeyen özlem duygumuz aslında geldiğimiz yere, doğum kapısından geçmeden önceki âleme aitmiş. Tamamlanamayışımız eksik oluşumuz bu yüzdenmiş. Ölüm bizi tamamlamak için varmış. Ölüm, bizi memleketimize götürmek için varmış. Bu dünya bizim gurbetimiz ölüm ise sılamızmış.

Peki, insan neden ölümden bu kadar korkar? Bence insan belirsizlik duygusundan dolayı korkar. Çünkü ölünce nereye gideceğimizi bilmiyoruz. İnsan bilmediği bir şeyden korkar, ürperir. Ve ölüm bir sır gibidir. Gidip de dönen görülmediği için bu belirsizlik insanı korkutur. Bu durumda bizim tek yapabileceğimiz şey teslimiyet…

Sevdiklerimiz vefat ettiği zaman içimizdeki o özleme yeniden hasret ekleniyor. Bir daha görememek duygusu altında eziliyoruz. Ve tam olarak nerede olduklarını bilmediğimiz için acı içinde kıvranıyoruz. Hayata niçin geldiğimizi unutuyoruz. Biz bu dünyaya kulluk etmek için geldik. Ve aynı zamanda kulluk ederken bu dünyaya faydalı izler bırakmak için geldik. Aslında hayat doğarken kulağımıza okunan ezan ve ölünce arkamızdan okunan sela’dan ibaret…

Ölümün gerçekliği ile yüzleşirken unutmayalım; Hz Muhammed(s.a.v) Yaşarken altı çocuğunu kendi elleriyle toprağa koydu. Hiç acı çekmedi mi? Bu dünyada tarifi olmayan tek şey evlat acısı derler. Peygamber efendimizin içi hiç kan ağlamadı mı? Hep şükretti ve Allaha teslim oldu. Ölüm bu kadar korkulacak bir şey ise peygamber efendimizin çocukları neden vefat etti ve en önemlisi peygamber efendimiz neden vefat etti?

İçimizdeki o korkuya rağmen teslimiyet duygumuz ağır basmalı. Ve unutmamalıyız; biz belirsizlik yüzünden korkuyoruz. Biz doğum kapısından geçip bu dünyaya geldiğimiz âleme aitiz. Ve unutmayalım ki,  İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciun (  ‎Biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz)