Korku, Suçluluk ve İtiraf

“Korku cezadan beterdir çünkü ceza bellidir, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."


Herkes hayatında çok sayıda hata yapmıştır. Sonuçta hataları yaparak öğreniyoruz, deneyim kazanıyoruz. Peki, sizce yaptığımız bir hata sonrasında duyduğumuz korku duygusu suçlu olduğumuzu bildiğimiz ve insanları hayal kırıklığına uğratacağımızdan mı yoksa sonunda bizi neyin beklediğini bilmediğimiz bir belirsizlik yüzünden mi?

Hatalar, insanlara ders verir ve bir daha karşılaştığımız olaylarda o hatayı hatırlayıp, tekrarlamamayı öğretir. Sevdiğiniz, değer verdiğiniz birine onu çok üzecek bir hata yaptığınızı düşünelim. Hemen suçluluk duyarsınız değil mi? Sonra korkmaya başlarsınız “Acaba ne olacak? Beni affedecek mi, affetmeyecek mi?” Bu sorular sizi ele geçirmeye başlar. Yaşadığınız bu korku gitgide büyür ve insanı yiyip bitirir. Suçluluk duygusunu bile geçecek kadar çünkü belirsizliktir bizi korkutan şey, bize ağır gelen şeydir. Sonunda neyin olup olmayacağının belirsizliği… Bu ikilemin devam ettiği sürede -ki bu süre uzarsa insanı hasta bile edebilir- kişi başka hiçbir şey düşünemez, başka hiçbir şeye odaklanamaz. “Korku cezadan beterdir çünkü ceza bellidir; ağır da olsa hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir,” der yazar. Öyledir de çünkü sonunda aldığımız şey ne kadar kötü olursa olsun bellidir, sabittir ve biz bizi neyin beklediğini biliyoruzdur. 

Bizleri uçurumunun kenarına sürükleyen ve orada yürüten diğer şey ise itiraftır. İtiraf etmek ve etmemek. Herkes yapmış olduğunuz hatayı bilse bile önemli olan o hatayı kendi ağzımızdan dışarıya çıkarabilmektir. Kısacası kendimize sesli bir şekilde itiraf edebilmektir. Bu olay yaşadığımız belirsizlikle doğru orantılıdır. Belirsizliğin bize yaşattığı o korku, o azap itiraf etmediğimiz zaman hissettiğimiz duygularla aynıdır. “Çünkü itiraf etmemek, itiraf edip de ceza almaktan daha büyük bir azap onlar için,” der yazar. Hele ki o itirafı bizi tanıyan ve bize değer veren birine yapmamız gerekiyorsa… Kişi en büyük utancı yabancı birine karşı değil, değer verdiği birine karşı yaşar çünkü insanlar kendini tanıyan, bilen, en önemlisi kişinin kendisine güvenen birine karşı hata yaptığında, bunu o kişiye itiraf etmek işin en güç tarafıdır. Fakat yapılan hatayı tanımadığımız birine karşı itiraf etmek çok daha kolaydır bizim için çünkü o kişiyi beynimizde herhangi bir duygu ile bağdaştırmamışızdır. Bu nedenle itiraf ederken utanç duymaz ya da çok daha az duyar ve kolay bir şekilde anlatırız.