İnsan Sevdiği Birini Kaybedince Mezarlıktan Korkmuyormuş

Her şeyin telafisinin olduğu bu dünyada ölümün telafisi yok. Her şeyi unut ama bu cümleyi unutma! Sevdiklerinizin kıymetini bilin...

Bitmek bilmeyecek bir özlemin ağırlığı var, yüreğimde. Bir daha görememek, bir daha dokunamamak, bir daha sesini duyamamak çok zormuş. İnsan sevdiği birini kaybedince kalbinde bitmek bilmeyen bir özlemin başlayacağını bilmiyormuş. Ben ölümün özlem demek olduğunu babaannemde öğrendim. Çocukken mezarlıklar bana yabancıydı. Anneannemin elinden tutar, usulca taşların arasından geçerdim. Korkardım, yanlışlıkla olsa bile mezarlığın üstüne basmaktan. Oysa o zamanlar hiçbir taş bana tanıdık gelmiyordu. Yıllar geçti. Bugün babaannemin mezarı başındaydım. Korkmadım, Taşa dokundum, kuran okudum. Gözyaşlarım toprağa karıştı. Toprağın sıcaklığını hissettim. Mezarlık artık bir yabancı değil; tanıdık, yakın ve anlamlı bir yerdi. Çünkü en sevdiğim insan oradaydı. İnsan sevdiğini kaybedince mezarlıktan korkmuyormuş. Öğrendim...

Ne zaman arasam babaannemi seni çok seviyorum derdim hep sevgimi dile getirirdim. Hemen karşılık verirdi. Öyle güzel severdi ki beni, sevgisini derinden hissederdim. Babaanneme karşı nazlı olmayı öyle severdim ki; babaanneme saçlarımı okşatıp ördürürdüm. Bir yerim ağrısa öyle güzel masaj yapardı. Dualar okurdu üstüme. O dualı dilinden ve severek masaj yapan ellerinden şifa bulurdum.  Ne zaman sınavım olsa hemen kuran okurdu. Eksikliğini öyle derinden hissediyorum ki…

İnsanın babaannesi iyi olunca anneliği iki defa öğreniyormuş. Ne zaman biri yolculuk yapsa babaannem arkasında Ayetel Kürsi okurdu. Simdi bende okuyorum. Ve babaannem gibi dua okuyunca diyorum ki sevdiklerim korunuyor. Her şeyi babaannemden öğrendim. Maneviyatın ne demek olduğunu babaannem öğretti. Ben bu hayatta sadece babaannemi değil manevi rehberimi kaybettim. Arkamdan dua ve kuran okuyacak kimsem kalmadı, bunun acısı çok başka…

Bir yerde okumuştum; Bu dünyada içimizde tarif edemediğimiz o bitmek bilmeyen özlem duygumuz aslında geldiğimiz yere, doğum kapısından geçmeden önceki aleme aitmiş. Tamamlanamayışımız eksik oluşumuz bu yüzdenmiş. Ölüm, bizi memleketimize götürmek için varmış. Bu dünya bizim gurbetimiz ölüm ise sılamız. Ve insanın ölümden korkma sebebi, bilinmezlikmiş. İnsan ölünce nereye gideceğini bilmediği için korkarmış. Oysa nerden geldiğimizi iyi biliyorduk...