In-Yun: Geçmiş Yaşamdan Gelen Bağlar
Sıradan bir yabancı, ruh eşimiz olabilir mi?
Çoğumuz yaşamımızın bir noktasında biriyle aramızda kadersel bir bağ olduğuna inanmışızdır. Tanışmamızın tesadüf olmadığını, mutlaka belirli bir sebeple birbirimizin hayatında olduğumuzu düşünmüşüzdür. Bu konuda sahip olduğumuz inancın çok güzel bir karşılığı var aslında: In-Yun. Kore kültürüne ait olan bu kavram, kader veya yazgı anlamına geliyor. In-Yun'a göre hiçbir tanışma tesadüf değil. Hatta yolda yürürken çarpıştığımız öylesine biriyle bile aslında bir bağımız var.
In-Yun inancına göre evren, belirli insanları hayatımıza bilerek sokuyor ve bu insanlar yaşamımızda önemli roller üstleniyor. Kimisi önemli dersler almamızı, kimisi daha iyi insanlar olmamızı sağlıyor belki. İnsanlarla olan iyi veya kötü tüm deneyimlerimiz, o kişilerle daha önceki yaşamımızda kurduğumuz bağlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Aslında tüm ilişkilerimizi, geçmiş yaşamımızda hayatımıza girmiş insanlarla kuruyoruz denebilir.
Esasen bu kavram, 2024 yılı Oscar ödüllerinde En İyi Film dalında aday olan Past Lives (Başka Bir Hayatta) filminde işlenmesiyle popülerlik kazandı. In-Yun konsepti çerçevesinde ilerleyen filmde iki çocukluk aşkının yıllar sonra tekrar karşılaşmalarını ama bir türlü kavuşamamalarını, tamamlanamayışlarını izliyoruz. Hatta sık sık bu kavramı ve başka bir yaşamda nasıl bir ilişkileri olabileceğine dair teorileri konuştuklarını görüyoruz. Söz konusu tabir filmde Na Young -namıdiğer Nora Moon- tarafından şöyle anlatılıyor:
"Yazgı anlamına geliyor ya da kader ama bilhassa insanlar arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sanırım Budizm ve reenkarnasyondan geliyor. Sokakta birbirinin yanından geçen iki yabancının kıyafetlerinin birbirine sürtünmesi In-Yun’dur. Çünkü bu, geçmiş yaşamlarında mutlaka bir ilişkileri olduğu anlamına gelir. Eğer iki insan evlenirse bunun In-Yun’un 8000 katmanı sayesinde olduğu söylenir. 8000'i aşkın yaşamın."
Genellikle romantik ilişkiler üzerinden ele alınan In-Yun'a göre, geçmiş veya gelecek yaşantımızda ruh eşimiz olan kişiyle bu yaşamımızda mutlaka bir etkileşimde bulunuyoruz. Belki de bizim için kapıyı tutan o yabancının gülümsemesi veya sıradan birinin yanımızdan geçerken kolumuza çarptığı için özür dilemesi, ruh eşimizle şimdiki hayatımızda kurduğumuz bağı oluşturuyor olabilir. Yani bu durumda üzücü bir gerçek olarak, ruh eşimizle kaderlerimizin kesişmesi mutlaka beraber olacağımız anlamına gelmiyor. Yine de yaşamdaki her bir karşılaşma, o an farkında olmasak bile çok kıymetli ve hiçbiri tesadüf eseri değil. Unutmayın ki adına her ne derseniz deyin, hepsinin elbet bir sebebi var.