İroni ve Edebiyat
ironi ve edebiyatın arasındaki uyum
İroni kavramının kökeni antik Yunan’a özelllikle de Sokrates metinlerine dayanır.
Sokratik metin analizinde İroni’ ye Kierkegard “İroni kavramı” kitabında genişçe yer vermiştir. Ancak bu analiz bu yazının maksadını aşmaktadır. Yine de Kierkegaard’dan öğreneceğimiz çok şey vardır. Örneğin “İroni Kavramı” kitabının “Yön Bulmak İçin” bölümünde ironinin ortaya çıktığı dönemleri öğreniyoruz.
Buna göre;
“Kişinin saklambaç oynamasını gerektiren neden ne kadar az dışsal olursa (aile kaygıları, terfi düşünceleri, çekingenlik vs.) ve insanın çalışmalarını kendisiyle olan sonlu ilişkisinden kurtarmaya çalışan, kendisiyle aynı sıkıntıları paylaşanların acılarından ve yazar kardeşlerinin sevgi dolu kıtlamalarından sıyrılmayı arzulayan şey ne kadar içsel anlamda bir sonsuzluk olursa, ironi o kadar fazla ortaya çıkar.”[1]
İroni kelimesinin anlamına geri dönersek , TDK sözlüğe göre anlamı:
“1. ed. Gülmece, 2. Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme.”[2]
Peki ironi Türk edebiyatında nasıl temsil edilmiş, ilk kez nerelerde görülmüştür?
Bu noktada , İroni kavramının Türk edebiyatında görüldüğü yerleri inceleyen Dr. Abdülhakim Tuğluk’tan bize aktaran Ulaş Bingöl ‘ün ,” Bir Kavram ve Bir Edebi Tür :İroni ve Roman” makalesine bakıyoruz. Buna göre;
“Dr. Tuğluk yaptığı incelemelerde Şemsettin Sami’den çok evvel ironi sözcüğünü kullanan sözlüklere rastlar. Arapça ve Farsça, ironi sözcüğünün karşılığı olan kelimeleri sıralar ve araştırmaları sonucunda Türkçede ironi sözcüğüne, ilk defa Kütahyalı bir Ermeni olan Artin Hindoglu’nun 1831’de hazırladığı Fransızca-Türkçe sözlüğünde rast gelindiğini belirtir. Daha sonra Türkçe yazılan farklı sözlüklerde ironinin genellikle istihzâ ile karşılandığını ifade eder. Muhtelif belağat kitaplarında ise ta’riz ve kinaye sözcüklerinin ironiyi karşılayacak şekilde kullanıldığını anlatır. Yazarın anlatımına göre “Türk edebiyatında ironi ile ilgili incelemeler genellikle tanım düzeyinde kalmıştır. Gerçekte ta’riz, kinâye, isthzâ, tehekküm, tevriye, hüsn-i talil, tecâhül-i ârif gibi söylemler de ironik söylem çerçevesinde dahil edilir.”[3]
İRONİNİN KULLANIM AMAÇLARI:
İroninin kullanım amaçlarına baktığımızda ; “Lapp (1992: 24), bu söylem türünün kullanılma amacını ise şöyle belirtir: 1. Söylemek istediğinin tam tersini kastetmek, 2. Birinin düşündüklerinden farklı bir şey kastetmek, 3. Yanlış bir şeyi över gibi görünmek, 4. Gülünçlük yaratmak ve eğlenmek.”[4]
Ayrıca ironi, Prof. Dr. Abdülhakim Tuğluk’un Muecke ‘den bize aktardığı kadarıyla çift katlılık , zıtlık ve masumiyet öğeleriyle diğer dallardan ayrılmaktadır[5].
İroni kavramı yalnızca edebi metinlerde bulunmaz. Örneğin tahmin edebileceğiniz gibi tiyatro metinlerinde ironiye sık sık rastlanır.Ve burada bahsedilen ironi kavramı kültüre, insanların algı seviyesine göre değişmektedir. [6]
İRONİ TÜRLERİ:
İroni türlerine bakarsak literatürde üç temel ironi türüne rastlamak mümkündür. Bunlar , bir şey söylerken aslında başka bir şeyi kasteden sözlü ironi, eleştirel bir uslüpla toplumu değiştirmeyi amçalayan , trajik kahramanlarda görülen dramatik ironi ve en nihayetinde hayatın absürdlüğü karşısında ironik tavır takınan Alman romantiklerinde görebileceğimiz romantik ironidir[7].
Oğuz Cebeci’nin bize Muecke’den aktardığı kadarıyla ironi türlerini üç “sınıf”ta ve dört “durumda” anlayabiliriz. [8]
Bu üç temel ironi dışında ironi türlerini Muecke ışığında genişletmek mümkündür. Biz de Muecke’den bize aktaran Oguz Cebeci’nin izinde üç “sınıf” ve üç “durum” olarak anlattığı ironi türlerine bakacağız.
Burada bahsi geçen üç temel sınıf, ilk olarak açık ironi , kapalı ironi ve özel ironidir.
Açık ironi ironistin gerçek anlamının kolayca anlaşılabileceği ironistin kullandığı üslüp ve tonun belirleyici olduğu ironi sınıfıyken kapalı ironi niyetin örtülü olduğu, abartılı ifadelerin sıkça kullanıldığı ironi türüdür. Özel ironi ise “ne kurban ne de başka birisi tarafından anlaşılması hedeflenmemiş ironi türüdür”[9]. İroni ile ilgili dört temel duruma bakarsak ;
Şahsi olmayan ironi, ironistten çok söylenilen şeye odaklanır . İronist kişi olarak ortada yoktur.
Kendini azımsama ironisi, ironinin oluşumunda ironistin “sözde” kimliğinin ön planda olduğu, Sokratik ironi içinde de değerlendirebileceğiz türdür.
Saflık ironisinde ise “zeki kişilerin göremeyeceklerini gören “saf” bir kişi” kullanılır ve ironist okuyucudan iyice ayrılır.
Son olarak , dramatik ironi, ironistin adeta yok sayıldığı, edebiyat dışında tiyatro, sinema gibi güzel sanatlarda da görülen ironik bir durumu tasvir etmekle yetinen ironi türüdür. [10]
[1] Kierkegaard, Soren (2020), İroni Kavramı: Sokrates’e yoğun göndermelerle ,çev. Sıla Okur (4. Baskı), Ankara: İmge Kitabevi, 276
[2] Türkçe Sözlük , (2011) / haz : Şükrü Haluk Akalın , Ankara: Türk Dil Kurumu,s. 1205.
[3] Bingöl, U . (2019). Bir Kavram ve Bir Edebi Tür: İroni ve Roman. Mecmua , (8), 125-134 . DOI: 10.32579/mecmua.601399
[4] Aydın, İ. (2013). Yazılı İronik Metinlerin Anlamlandırılması Üzerine Bir Durum Saptaması: Köşe Yazısı Örneği . Bilig , (51) , 49-70. https://dergipark.org.tr/tr/pub/bilig/issue/25367/267738 (Erişim tarihi: 29.03.2021)
[5] Tuğluk, A. (2017). İroni Nedir?. idil, 6 (29), s.441-467. DOI: 10.7816/idil-06-29-12, 448.
[6]Tuğluk, 2017, a.g.k , 446. .
.
[7] Bircan, Ufuk, (2016). Sokrates'ten Kierkegaard'a İroni. SBarD, (27), 79-110. https://www.academia.edu/24832102/SOKRATESTEN_K%C4%B0ERKEGAARDA_%C4%B0RON%C4%B0?auto=download
(Erişim tarihi: 02.04.2021)
.
[8] Cebeci, 2016, a.g.k.,282.
[9] Cebeci,2016, a.g.k, 282-284
[10]Cebeci, 2016, a.g.k., 282-284