İşlenmiş Gıdalardan Neden Uzak Durmalıyız?

Market raflarında yer alan paketli gıdaların insan sağlığı üzerindeki etkileri nelerdir?

Günümüzde hızlı tüketim anlayışının yaygınlaşmasıyla birlikte artık hayat herkes için çok daha hızlı bir hâl almıştır. Sosyal medyadaki içeriklerden, yediğimiz yemeklere kadar gün içinde maruz kaldığımız her şeyi hızlı bir şekilde tüketmekteyiz. Bu hızlı tüketim anlayışıyla birlikte hayatımıza instant yani şikşak hazırlanan gıdalar girmiş ve kısa sürede yer edinmiştir. Bu gıdalar hem çok hızlı ve kolay bir şekilde hazırlanması, hem de oldukça lezzetli olmaları sebebiyle hemen hemen her kesimden kişiler tarafından tercih edilmektedir. Fakat bu gıdalar dışarıdan ne kadar çekici gözükseler de aslında içeriklerini incelediğimizde insan sağlığı için oldukça tehlikelidirler. Gelin hazır gıdaların içeriklerini birlikte inceleyelim.

Hazır gıdaların raf ömrü uzundur. Bozulmadan veya tekstürel özelliklerini kaybetmeden uzun süre muhafaza edilebilirler. Bunu sağlayan şey aslında içerisinde bulunan koruyuculardır. Bu koruyuculardan birkaçını incelememiz gerekirse ilk olarak E220-E228 aralığındaki sülfitlere bakabiliriz. Sülfitler reçel, jöle, meyve suyu, dondurulmuş patates, çeşni, hazır çorba, deniz ürünleri gibi birçok ürünün içeriğinde yer almaktadır. Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal gibi bulgulara neden olur. E210-E219 olarak ifade edilen benzoatlar da bir diğer sağlığa zararlı koruyucu grubudur. Benzoatlar çikolata, kek, hazır sos, muz, katı ve sıvı yağ, mayonez ve süt tozu gibi çeşitli gıdalarda bulunurlar. Benzoatlar astıma, sinirsel bozukluğa ve çocuklarda hiperaktiviteye, kurdeşene neden olabilir ve astımı ağırlaştırabilirler.

Hazır gıdalar oldukça canlı ve taze gözüken, doğal görünümünde renklere sahiptirler. Bunu sağlayan şey içeriklerine yer alan renklendiricilerdir. Renklendiriciler E100-E199 arasındaki kodlarla gösterilirler. Bunlara örnek olarak E102 Tartrazin (sarı), E110 Yellow 6 (koyu sarı), E127 Red 3 (koyu pembe), E133 Brilliant Blue (mavi) verilebilir. Bu renklendiriciler sayesinde gıdanın üretim aşamasında renginde değişiklik olsa bile son ürünün her zaman tüketiciye güzel gözükmesi sağlanır. Renklendiriciler tiroid tümörü, kromozom hasarı, hiperaktivite ve aspirin duyarlılığı gibi rahatsızlıklara sebep olabilirler. Ayrıca renklendiriciler başta Norveç olmak üzere; Avusturya, Amerika, Fransa, Almanya gibi bazı gelişmiş ülkelerde de yasaklanmışlardır.

Yağlar doğal olarak oksijenle temas halindeyken veya doğrudan güneş ışığına maruz kaldıklarında okside olurlar. Buna ransidite yani acılaşma denir. Market raflarına gelen yağların acılaşmaması için içerisine E300-E399 aralığındaki kodlarla ifade edilen antioksidanlar konulur. E310 Propyl Gallate bu antioksidanlardan biridir. Katı ve sıvı yağlarda, et ürünlerinde ve hazır çorbalarda bulunur. Kansere, gastrit ve cilt tahrişine neden olabilir, ayrıca kandaki hemoglobine zarar verdiği için bebek ve küçük çocuk gıdalarında kullanımına izin verilmemiştir. Diğer antioksidanlara örnek ise E320 BHA ve E321 BHT'dir. Katı ve sıvı yağların bozulmaması, küflenmemesi için kullanılır. Yapılan bazı çalışmalarda bu katkı maddesinin farelerde kansere sebep olduğu gözlemlenmiştir. Hiperaktiviteye sebep olabilir.

Hazır gıdalar oldukça lezzetlidirler. Tüketilmeye başlanıldığı anda ağızda tükürük bezleri hızlı bir şekilde tükürük salgılamaya başlar ve mutluluk hormonları salgılanır. Tüketildiği ilk andan itibaren bağımlılık yaratırlar. Bu bağımlılığı oluşturan şey hazır gıdaların içerisindeki aroma vericilerdir. Oldukça tehlikeli olan aroma vericiler gıdaya içerisinde olmayan bir ürünün kokusunu, lezzetini yoğun bir şekilde verebilirler. Örneğin içerisinde çilek olmayan bir çilekli yoğurdun içinde aroma verici katkı maddesi bulunması durumunda bu çilekli yoğurdun ambalajı açıldığı anda yoğun bir çilek kokusu ve tadında da lezzetli bir çilek tadı hissedilir. Aroma vericiler E600-E699 kodlarıyla ifade edilirler. E621 Monosodyum Glutamat bunlardan biridir. Hazır çorbalarda, salata soslarında, salam ve sosis gibi emülsifiye şarküteri ürünlerinde, cipslerde, instant noodle ve makarnalarda bulunmaktadır. Yazar ve sinir hastalıkları uzmanı olan Dr. Russell Blaylock’a göre; ani kalp ölümleri ile arasında bir bağ bulunmaktadır. Sinirsel bozukluklara ve kansere sebep olmaktadır. Birçok üründe MSG kullanımı gizli yapılmakta ve etikette gösterilmemektedir.

Bazı soğuk içecekler ambalajlarında yer alan şekersiz ibaresine rağmen oldukça tatlıdırlar. İçimi hoş ve gazlı olan bu içecekler içerisinde E900-E999 kodlarıyla ifade edilen tatlandırıcılar, gazlar ve parlatıcıları bulundurmaktadırlar. 0 şeker algısı yaratılarak piyasaya sürülen bu içeceklerde E950 Asesülfam K, E951 Aspartam, E952 Sodyum Siklamat gibi yapay tatlandırıcılar bulunmakta ve gerçeği gölgelemektedir.

Günümüzde paketli gıdalardan olabildiğince uzak durmalı ve tükettiğimiz gıdanın güvenilirliğinden emin olmayız.