İstanbul Sözleşmesi: Bir Direniş

İstanbul Sözleşmesi Nedir?

Öncelikle bu yazıyı okuyan herkese merhaba demek istiyorum. Yazıya başlamadan önce yaşamış olduğumuz şu zor dönemde hissettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki benimle benzer duygularda olan birçok insan var. Ne yazık ki günümüzün en karanlık sorunlardan biri kadına şiddettir. Her gün ve hayatın birçok alanında kadınlar sessiz çığlıklarla mücadele etmeye devam ediyor. Bizlerin haberlerden, sosyal medyadan gördükleri dışında bilmediğimiz, duymadığımız bir yerlerde kadınlar, çocuklar ve hayvanlar şiddete maruz kalıyor. İstanbul Sözleşmesi bu şiddete karşı durmak için atılmış önemli adımlardan biridir. Fakat 2021 tarihinde Türkiye sözleşmeden çekilme kararı almıştır. Bu sözleşme sadece bir metin değil; şiddete karşı bir direniş, eşitliğin olduğu bir gelecek inşa etme isteğimizin bir sembolüdür. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı her birimiz bu mücadelenin bir parçasıyız aslında. Ve yapmamız gereken birbirimizin sesi olmak ve dayanışma içinde olmak çünkü karanlığı aşmanın en etkili yolu birlik olmaktır. Birlikteyken yalnız olmadığımızı, gücümüzün bir başkasının hikayesinde gizli olduğunu hatırlarız. Hepimiz evde, işte, okulda, sokakta fiziksel ve psikolojik şiddette maruz kalabiliyoruz. Bu gibi durumlar karşısında bazen korkuyoruz bazen sevdiklerimi için endişeleniyoruz ve susuyoruz. Bu yazıyı okuyan ve şiddete maruz kalan herkes için şunu söylemek istiyorum. Bütün bu zorluklarla tek başına mücadele etmek zorunda değilsin. Korkmak ve bazen susmak insani duygular ama unutma ki mutlaka senin sesin olacak birileri var. Belki çevrenden birileri beli ki de hiç tanımadığın insanlar düştüğün yerden seni kaldırabilir. El el, yan yana, birlikte yürümek, yaşananların yükünü birlikte omuzlamak ileride yaşanacak acıları engellemek için bir adım olabilir. Unutmayalım ki, her bir kadın, başka bir kadının hikayesinde bir yansıma taşır. Ve hatta senin mücadelen bir başkasına ilham da olabilir. 

İstanbul Sözleşmesi, resmi adıyla "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi", 2011 yılında İstanbul'da imzalanmış ve 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girmiştir. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan bu sözleşme, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve buna yönelik mücadelede temel standartlar belirleyen uluslararası bir insan hakları sözleşmesidir.

Sözleşmenin beş ana ilkesi şunlardır: kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddetle mücadelede bütüncül ve etkili işbirliği. Bu çerçevede, kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlali olarak tanımlanmaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, taraf devletlere toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde kapsayıcı politikalar geliştirme, ekonomik kaynaklar tahsis etme ve şiddeti önleyici toplumsal zihniyet değişiklikleri yaratma sorumluluğu yüklemektedir. Ayrıca, sözleşme sadece kadınları değil, hane halkının tüm üyelerini kapsar; özellikle çocuklara yönelik şiddet ve istismarın önlenmesine de odaklanır. Çocukların haklarını koruma, psiko-sosyal danışmanlık hizmetleri sağlama ve çocuk yaşta evliliklerin yasaklanmasına yönelik yasal düzenlemeler yapma gibi yükümlülükleri vardır.

Sözleşme, 12 bölüm ve 80 maddeden oluşur ve genel ilkeleri önleme, koruma, yargılama ve destek politikalarını içermektedir. Taraf devletlerin sözleşmeye uyumu, bağımsız bir izleme organı olan GREVIO tarafından değerlendirilir.

Türkiye, 20 Mart 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir karar ile İstanbul Sözleşmesi'nden çekileceğini duyurmuş ve 1 Temmuz 2021’de sözleşmeden resmen çekilmiştir. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası düzeyde önemli bir metin olarak kabul edilmektedir ve uygulanması, toplumsal kabul görmesi için sürekli çaba gerekmektedir.