İstemeyeni İstemek Normal Mi?
İstenmiyorum o zaman varım!
Hayat döngüsü içerisinde 'istenmeyen' konumuna düşmüş olmanız muhtemeldir. Eğer herkes tarafından istenen olursanız 'tencere-kapak' gibi tanımların değerinin olmayacağı gibi duygusal formların niteliğini kaybedeceğini de bilmelisiniz. Ruh, formu olmayan ve kabuğumuz ile bize yaşam veren ilahi bir terim olarak bilmekteyiz. Ruhun varlığı her ne kadar şaibeli olsada duyguların varlığı mutlaktır. Peki duyguların tümü ruhu mu oluşturmaktadır? Platon ruhtan, 'Ruh, bedeni yönlendiren bir yıldızdır.' diye bahseder. Ruh, duygularınız yardımıyla aldığınız kararlardan almadığınız risklere kadar, sizin kendi karar ve hisleriniz ile şekillendirdiğiniz bir varsayımdır. Neyi isteyip neyi istemediğinizi bilmek yine sizin elinizdedir. Daha iyi bir yorum ile rehberinizin fısıltılarında gizlidir. Ancak birçok zaman rehberlik yapan ruh yolunu şaşırabilir ve dinlenmeyi tercih edebilir. Bu gibi durumlarda bilincinizdeki sorular ve ikilemler ile kısa ya da uzun vadeli bir arkadaşlık kuracaksınız. Ama söylemeliyim ki bu arkadaşlığın toksik tarafları da size eşlik edecektir. Peki istenmeyen olmak normal de istenmeyeni istemek normal mi?
Bu gibi sorularda çoğu zaman bizi ters psikoloji karşılamakta. Ben bu durumun varlığını rehberin dinlenmesi bağlıyorum. Çünkü istenmeyen olmak beklenenin dışında bir durumdur.
Burada bahsedilen istenmeme durumu bilmek ile öğrenmek arasındaki farkı da ortaya koyar. Bilmek eylemsizliğe, öğrenmek ise daha da istemeye yol açabilir. Bir senaryo kuracak olursak biri ile tanışıyorsunuz. Daha az ilgili olan taraf sizsiniz. İlerleyen zamanlarda size gelen ilgi kesilmiyor ancak bir anda ortada bırakılıyorsunuz. Rehber, bu durumda yolunu şaşırıyor ve beklenen tepkiyi veremiyor. Bu sefer ise daha ilgili olan taraf bir anda siz oluyorsunuz. Rehber belki işini yapsa size, 'zaten ilgisiz taraf sensin ve yoluna devam etmelisin' diyecektir. Ancak onun bu beklenmedik dumara karşı eylemsizliği sonucunda sizi toksik arkadaşlarınız ile baş başa bırakıyor. Toksik arkadaşlarınız, istemeyen veya erişilemez olarak diğer tarafı kodluyor ve sizin zoru daha çok istemenize neden oluyor. Bu durum, melankoli hissini sevmenizden, kişisel onuru koruma arıyışınızdan ya da sahiplenme hissiyatınızdan ortaya çıkabilir. Bu hissiyat elbette ki normaldir ancak ardından gerçekleştirdiğiniz eylemler sağlıksız olabileceği gibi daha yıkıcı bir etkiye de sahip olabilir. Bu gibi durumlarda rehberinizi bekleyip doğru zamanı kollamak en doğru adım olacaktır. Alışkanlıklar ve ilgi sizi tatmin eden hissiyatlar olabilir ancak bunun yalnızca tek taraftan gelmeyeceğini, her zaman birinin size yine güzel ve doğru hissetirebileceğini unutmayın. Öz saygınızı, kişisel hırslarınızın veya kişisel onuru korumanızın üstünde tutmanızı ancak her hissiyatı belirli limtiler içinde yaşamanız gerektiğinizin bilincinde olun. Sarhoş bir insan, en derin duygularına yenilendir. Ve bazen bir insanı sarhoş yapan bardaktaki değil gölgelerdir.