İstemiyorum Demek İstemiyorum Demektir!

Kadınların 'hayır'ına saygı duymayan bir toplum, gerçekte hiçbir 'evet'i hak etmez.

Bir kadın "hayır" dediğinde, aslında ne söyler? Toplumun ona yüklediği anlam, kelimenin gerçeğinden çok daha farklıdır. "İstemiyorum" cümlesi, birçok erkeğin kulağına "belki", "ikna etmeye çalış", "aslında senden hoşlanıyor ama utangaç" ya da en korkuncu "zorla kabul ettir" olarak ulaşır. Bu, yalnızca bir yanlış anlama değil, sistematik bir şiddetin dilidir. Kadının "hayır"ı, erkeğin "ama"larıyla boğulur. "Ama sen gerçekten istiyorsun", "ama benim için bunu yapmalısın", "ama bana borçlusun". Bu "ama"lar, kadın bedeni ve iradesi üzerinde kurulan ataerkil tahakkümün en net göstergesidir.

Peki neden bir kadının "istemiyorum"u bu kadar çok sorgulanır? Bunun kökleri, kadının tarih boyunca "mülk" olarak görülmesine dayanır. Antik Roma'da pater familias (aile reisi), kızının evliliğine karar verirdi. Ortaçağ Avrupası'nda kadınlar, miras veya siyasi ittifak aracıydı. Osmanlı'da "kız isteme" ritüellerinde kadının fikri sorulmazdı. Bugünse, bu tarihsel kodlar, "reddedilme korkusuyla" birleşerek, erkeğin kadının "hayır"ını duymazdan gelmesine neden oluyor. Erkekler, reddedilmeyi bir "kişisel saldırı" olarak algılıyor. Çünkü toplum onlara, arzularının her koşulda karşılık bulması gerektiğini öğretti. Bir kadın "hayır" dediğinde, bu reddediş, erkeğin "erkekliğine" yönelik bir tehdit olarak kodlanıyor. Oysa reddedilmek bir insan hakkıdır. Kadın, "hayır" dediğinde, bunun ardında illa bir gizli anlam aramak, onun zihninin ve bedeninin sınırlarını ihlal etmektir.

"Hayır"ın Üzerini Örten Kültürel Kodlar

"Kızların ağzından çıkanı kulağı duymaz" gibi atasözleri, kadının sözünün değersizleştirilmesinin en net örnekleridir. Türk dizilerinde sıkça işlenen bir sahne vardır: Kadın, erkeğin ısrarlarına "hayır" der, erkek pes etmez, sonunda kadın "pes eder" ve mutlu sonla biter. Bu anlatı, "ısrarlı sevgi"yi romantize ederken, aslında "rıza dışı zorlamayı" normalleştirir. Peki ya gerçek hayatta? Bir kadın "hayır" dediğinde, ısrar tacizdir. "Israr etmek", bir erkeğin kadının sınırlarını yok saymasıdır. "Ama ben çok istiyorum" diyen erkek, aslında kadının iradesini kendi arzusunun altında eziyor demektir.

Flört şiddeti araştırmaları, bu durumun ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. 2022’de yapılan bir çalışmada, kadınların %68'i "hayır dediğimde ısrar edildi" deneyimini yaşadığını söylüyor. Erkeklerin %42'si ise "ısrarcı olmanın normal olduğunu" düşünüyor. Peki bu nereden geliyor? "No means try harder" (Hayır, daha çok çabala demektir) gibi popüler kültür mottoları, erkeğe "pes etmemeyi" öğütlüyor. Oysa gerçekte, "hayır" bir duvar değil, bir sınırdır. Ve bu sınır aşıldığında, ortaya çıkan şey "romantik bir zafer" değil, bir ihlaldir.

"Ama Sen Gerçekten İstiyorsun"

Kadın cinselliği üzerine kurulu en büyük mitlerden biri, "kadınların aslında istediği, ama söyleyemediği" yalanıdır. Bu mit, tecavüz kültürünü besler. "O kadar direndi ki, sonunda zevk aldı" gibi sapkın inanışlar, kadının bedensel tepkilerinin (ıslanma, orgazm) bile "rıza" olarak yorumlanmasına yol açar. Oysa bedenin fizyolojik tepkileri, zihnin onayı değildir. Bir kadın "hayır" diyorsa, bu onun gerçeğidir.

Gerçek bir örnek: 2018’de İstanbul’da bir genç kız, erkek arkadaşına defalarca "istemiyorum" dediği halde zorla ilişkiye girdi. Mahkemede erkek, "Ama sonunda ses çıkarmadı, yani razı oldu" dedi. Yargıç, "Kadınların hayır dediğinde aslında evet demek istediği"ne dair toplumsal önyargıyı yansıtan bir kararla erkeği beraat ettirdi. Bu karar, kadının "hayır"ının nasıl yok sayıldığının en acı örneklerinden biridir.

"Erkekler Neden Reddedilmeyi Kabullenemiyor?" Toksik Maskülenite

Erkeklerin reddedilmeye tahammülsüzlüğü, "erkekliğin" kırılganlık kabul etmeyecek kadar sert olması gerektiği yanılgısından kaynaklanır. "Gerçek erkek pes etmez" gibi kalıplar, erkekleri ısrarcı olmaya iter. Oysa sağlıklı bir ilişki, karşılıklı rızaya dayanır. Bir erkek, "hayır"ı duymazdan geldiğinde, aslında kadını bir "mülk" olarak görüyordur. "Ben istiyorsam, o da ister" mantığı, kadının özerkliğini yok sayar.

Kadınlar Neden "Hayır" Demekte Zorlanıyor?

Kadınların "hayır" diyememesinin ardında, toplumun onlara biçtiği "uyumlu, nazik, itaatkâr" rolü yatar. Bir kadın net bir şekilde "hayır" dediğinde, "huysuz", "asabi" veya "feminist" gibi yaftalarla damgalanır. 2019’da yapılan bir araştırma, kadınların %54’ünün "hayır" diyemediği için istemediği bir ilişkiye girdiğini gösterdi. Çünkü "hayır" demek, erkeğin öfkesini tetikleyebilir. Ve maalesef, bu korku boşuna değildir. Kadın cinayetlerinin %40’ı, reddetme sonrası yaşanan öfke nöbetleriyle bağlantılıdır.

"Hayır" Bir Cümle Değil, Bir İnsan Hakkıdır

"İstemiyorum" demek, bir kadının en temel hakkıdır. Bunu sorgulamak, onun varlığını inkâr etmektir. Toplumun "hayır"ı duymayı öğrenmesi gerekiyor. Çünkü ancak o zaman gerçek bir rıza kültüründen söz edebiliriz.

"Hayır" bir tartışma konusu değildir.

Israr, tacizdir.

Bir kadının sözü, erkeğin egosundan daha değerlidir.