Kadıköy'ün En iyi Falcısı

O kadar mı kocamandı, bu sorular?

Bu şarkı bari benim olsun. Ben ben olalı, beni buraya getiren tüm sebepleri uydurdum. Lütfen artık kapıyı çalmayın, bu şarkı bugün benim olsun.

Hissediyorum, sağım solum, hep bir nefes. Bıraksam kendimi düşmem ve duranların hepsi bizden aslında, unuttuğum hisler. Hepsi parçalanmış, alı al moru mor gibi de sanki. Aslında seslendim ben çok uazaklarda da değilim hani, yine de duyma duyabilirsen de. Dolanır sularım sularında, durmak lazım. Bugün ve en azından bugün yalnızca şarkımı dinlemek istiyorum. Böyle olsun şimdilik.

Ben kimseyi azad etmiyorum, gitmenizi en çok isteyen de benim ve böylece zaten bana düşmez. Arasında bir yerdeyim, aralarda duramıyorum öylesine bir yerdeyim. Ölüp gitmişlerimin ardına yalnızca ardımı döndüm bugün, çürümüş birini inatla hayatta tutmaya çalışmak neden?

Peşimde olan bir kabusum yok bugün, rüya bile görmedim uzunca zaman oldu. Ruhta yanılsamalar var biraz, olur öyle. Gelip görmeden anlamak zor, gelmek zor. Uzunca yollar var hep görüp de sonuna bakmak zor. Kayboldu kafamdan, dilendi özürler sine kısadıkça kısaldı. Açtık camı, nefes almak amacıyla ve cam kırıldı kafamın en acıtan yerinde. Ruhlarla konuşansa sen değilsin, benim. Tüm bu suç senin, ben sadece affetmek zulmündeyim. Bırakayım koşsun ellerimden ve tam da istediği gibi her şey, yazık. Bırakayım affedildi sansın, bırakayım kendimi yaşamaya. Bir melek, bir şehir, bir dünya var mı?

Defne olmak istemekle Hale olmak arasında gidip gelen bir ömür var sanki buralarda. Ne Defne isterdi böylesi bir yükü ne de Hale reddederdi. Bu dağıtım nerde kimle başladı? Memnun mu herkes yerinden, araftan gidemeyen o adam, kurtuldu mu hatalarından? Yazık Hale'ye, yazık Defne'ye. Yazık çürümüş kendini bir yerlere atmaya çalışan Tayfun'a, sağı solu hep bir nefes ya.