Kadının Şanı: Bölüm 7
Sektör odaklı bakış: Denizilikte kadın
Sektör odalı bakış: Denizcilikte kadın
Türkiye’de denizcilik hâlâ büyük ölçüde erkek egemen bir sektör. Kadınların varlığı hem istihdamda hem de gemide sembolik düzeylerde. Peki gerçek oranlar ne durumda, karşılaştıkları zorluklar neler, kariyerlerini sürdürebiliyorlar mı, bugün Denizci kız kadeşlerimizin görünürlüğünü arttırmak için bu konuyu mercek altına alıyoruz.
Sayılar ne diyor?
- DARGEB derneği Türkiye’de denizcilik sektöründe kadınların oranı yaklaşık %0,5 seviyesinde
- Sadece gemide çalışan kadın denizcilerin oranı ise %1’in altında. 2025 itibarıyla denizdeki kadın oranı da %1 olarak belirtilmiş.
- IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü)-WISTA (Uluslararası Deniz Ticareti ile İştigal Eden Kadınlar) verileri, sektör genelinde kadınların yaklaşık %19’u oluşturduğu ama denizde çalışanların neredeyse %1'lik azınlıkta kaldığını doğruluyor.
Yani, eğitimli ya da yetişmiş kadınların iş gücünde artışı olsa da, denizcilik hâlâ kadınlar için oldukça zorlayıcı bir alan.
Düşük oranların sebepleri
1. Salgın Önyargılar & Uğursuzluk İnanışları
Kadınların denizde “uğursuzluk getirdiğine” dair eski inançlar bugüne kadar taşınmış durumda. İnanılır gibi değil ancak bu tür batıl düşünceler hâlâ ayrımcılık için mazeret oluşturabiliyor. Bana sorarsanız sadece sözü geçen birilerinin işine geliyor, o kadar.
2. İşe Alımda Görülen Cinsiyetçi Tutumlar
İş ilanlarında kadınların başvurusunun tercih edilmediği ya da doğrudan kadın alınmayacağı açıkça ifade edilebiliyor, örnekleri oldukça çok. Şirketler kadın gemi zabitler yerine erkeklere öncelik tanıyor. Bir şekilde daha becerikliolduğunu düşünerek, belki batıl inançların getirdiği içsel huzursuzlukla belki aman kadın ortalığı karıştırır, çenesiyle yorar gibi ezber cinsiyetçi kalıplarla. Ne olursa olsun, ayrımcılığın ve hak yemenin oluşturduğu düzenle ilerleyen bir süreç.
3. Toplumsal-Cinsiyet Rolü Baskıları ve Aile Baskısı
Aileler "kadın evinden uzak kalamaz", “çocuk doğuracaksın, işi bırakırsın”, "evini ihmâl etme" düşüncesiyle destek olmayı bırakın psikolojik baskı da oluşturuyor. Bu durum kadınların motivasyonunu kıran temel nedenlerden biri.
4. Taciz, Mobbing ve Güvenlik Açıkları
Türk kadın denizcilerle yapılan bir çalışmaya göre tacize maruz kalma oranı %26; bunun %19’u psikolojik, %4’ü duygusal ve %3’ü cinsel taciz. Ayrıca yönetimle iletişim eksikliği, yetersiz sağlık desteği, güvensiz yaşam alanları gibi sıkıntılar da yüz yüze kaldıkları diğer sorunlar.
Henüz yönlendirilmiş bir yüzde yok, ama:
- Çoğu zaman kadın stajyer, zabit ya da çarkçı adayları, başvuru yapsalar bile “sayıca az çalışan kadın” profili üzerinden değerlendiriliyor. Bazı deniz şirketleri doğrudan kadınları naber test ediyor, sadece "çarkçı kadın" görmek için çağırıyorlar: denizişçileri röportajı
- Yurtdışından gelen verilerin birine göreyse, denizcilikte işe alınmanın kadınlar için daha “zor” bir süreç olduğu görüşünde oran %76'lara dayanıyor.
Yani sektör hâlâ kadınlığa karşı refleks verirken, kadınlar bu refreni kırmak için eşit işe rağmen “daha fazla çalışmak” zorunda kalıyorlar.
Denizde Hayat: Meslekte Kalabilenler
Kadınlar genellikle “kanıtlamak” zorunda. Bir gemi mühendisi olarak kendini ispatlamak için hem fiziksel hem zihinsel, hem duygusal bağlamda ekstra çaba sarf ediyor.
Bunun dışında gemide zaten fazla kadın yok; ortak alanlarda güvenlik sorunu, mobbing ve yalnızlık sıklıkla dile getirilen şikâyetler arasında yer alıyor.
Aile-iş çatışmasına gelirsek; Denizcilik uzun süre evden uzakta kalmayı gerektiriyor. Kadınlar hem annelik rollerini hem profesyonel rollerini aynı anda yürütmekte zorlanabiliyor çünkü aile ve eş tarafında anlayış ve sorumluluk paylaşımı yerine genelde suçlamalar devreye giriyor; iş-aile dengesini kurmak ciddi psikolojik baskıya neden olabiliyor.
Reddit’te kadın denizcilerin itirafı
“Women don't belong here.”
“Women are bad luck at sea”
"Normalleşmiş cinsiyetçiliğe maruz kalıyoruz"
“Water deck çalışanında kadınlar iyi karşılanıyor ama gemi mühendisliği gibi teknik bölümlerde kimse bir kadına makineyi emanet etmez diyor.”
“Each time I go to a vessel… Will I prove myself… or not?”
Kadın denizciler hâlâ cinsiyetleri yüzünden kendilerini daha fazla kanıtlamaları gerektiğini düşünüyorlar. Bu soruyu her rota öncesi kendilerine soruyorlar
Zor ama mücadele kazanacak
Türkiye’de kadın denizciler hâlâ istatistiklerde “bir elin parmaklarını geçmeyen” seviyede. Ancak sayısız zorluğun, tacizin, sosyal baskıların ötesinde dirençle var olmaya devam ediyorlar. Neyseki eğitimdeki artış, uluslararası yapılan teşvikler ve girişimlerdeki önemli artışlar sayesinde geleceğe dair umut var.
Kalıcı çözüme ulaşabilmek için yapılması gereken birkaç şey daha var tabii ki. Önyargılar kırılmalı, aile-dostu politikalar uygulanmalı, taciz ve mobbing sistematik şekilde önlenmeli, seçilme süreçlerinde şeffaf politikalar uygulanmalı.
Uluslararası destek mekanizmaları
Kadınların denizcilik sektöründe kendilerini güvende hissetmeleri için uluslararası ölçekte de önemli adımlar atılıyor. Örneğin, Sailors’ Society adlı denizcilik yardım kuruluşu, kadın denizcilere özel bir yardım hattı kurarak sektörde yaşanan psikolojik ve mesleki zorluklarla baş etmelerine destek oluyor. Bu hizmet kapsamında kriz anlarında destek sağlanıyor, duygusal yükü hafifletecek rehberlik sunuluyor ve kadın denizciler arasında dayanışmayı artırmayı hedefleyen akran destek grupları oluşturuluyor. Sailors’ Society CEO’su Sara Baade’nin ifadesiyle, bazı kadın denizcilerin yalnızca başka kadınlarla konuşarak bile kendilerini daha rahat hissettiklerini açıkladı. Bu yardım hattı da işte tam olarak bu ihtiyaca yönelik kurgulanmış bir güven alanı oluşturmayı hedefliyor.
Türk kadın denizcilerin uluslararası başarısı
Elbette bu erkek egemen denizcilik dünyasında hem ulusal hem uluslararası düzeyde başarılarıyla öne çıkan kadınlar da var. Türkiye’den beş başarılı kadının yer aldığı “Denizcilikte En İyi 100 Kadın” listesi, kadınların denizcilikte sadece var olmadığını, aynı zamanda iz bıraktığını gösteriyor.
Listenin 17. sırasında Türkiye'nin ilk kadın kılavuz kaptanı Nildeniz Sütçü Şen yer alıyor.
85. sırada ise Sinem Oğiş var; Norveç’in Oslo Limanı’nda kurulacak Propeller Club’un kurucusu ve başkanı olarak hem WISTA Stavanger hem de WISTA International Çevre Komitesi’nde aktif görevler üstleniyor.
Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Damla Gerzeli, 93. sırada yer alıyor.
Aqua Chartering’in kurucusu ve ortağı Aysu Gürgan 94. sırada bulunuyor; aynı zamanda WISTA Türkiye’nin başkan yardımcısı ve Türkiye Gemi Brokerleri Derneği İcra Komitesi üyesi.
Listenin 96. sırasında ise Güven Kale yer alıyor. Mental Health Support Solutions’ın klinik sorumlusu olan Kale, aynı zamanda duygusal odaklı terapi alanında sertifikalı bir uzman.
Bu isimler, denizcilikte kadınların yalnızca “yer bulma” değil, “iz bırakma” mücadelesini başarıyla sürdürdüğünün altını çiziyor.
Aynı zamanda üzülerek Kadın denizcimiz, 10 gün sonra kaptanlığınla kavuşacakken hayalleri yarım kalan Gemi Kaptanı Sinem Somun'u saygıyla anıyoruz, ışıklar içinde uyu Sinem. Sen sadece boşanmak istedin ama karşında reddedilmeyi kaldıramayacak kadar eril tahakkümün bataklığına batmış bir zihniyet vardı. İfadesinde kendini "Sinem, gemi kaptanlığı kursuna gitti, staj yaptı, yine de ona karışmadım." diyerek iyi niyet gösterdiğini sanan bir fail. Sanki bir kadının meslek seçimine karışma hakkı varmış gibi. Hayır YOK.
Kadınlarımızın hayallerini özgürce yaşayabildiği, hayattan zevk aldıkları, kimsenin korku imparatorluğuna tutsak olmadan kahkahalarıyla dünyayı neşelendirdikleri güzel günlere...