Kadının Savaşı

Dünyanın hangi zaman diliminde hangi bölgesinde yaşarsa yaşasın tüm kadınlar bir savaşın ortasına doğar.

Şimdi yoldan birini çevirip sorsak “Bize bir savaş kahramanı ismi söyleyebilir misiniz?” diye. Büyük ihtimalle birçok isim duyarız. Peki bunlardan kaçı bir kadın kahraman ismi olurdu? Belki bu olay için bilmiyorlar demek biraz abartı bir durum olabilir lakin akla gelen ilk isimler kadın isimleri olmazdı. Ya da konunun başka bir yüzüne değinelim mesela savaş hatıraları.

Neden küçük bir araştırma yaptığımızda dahi karşımıza çıkan kitapların, yazıların büyük bir çoğunluğu erkek ağzından? Bunun sebebi erkekler cephelerde ülkesi için savaşırken kadınların kendi aralarında toplanıp gün yapıp dünyadan bir haber olmaları değildir diye düşünüyorum.

Sebebi biraz da savaş zamanlarında toplum sizden yiğitlik örneği kahraman hikâyeleri bekler, bunlardan beslenir. Oysa Svetlana Aleksiyeviç’in dediği gibi “Kadınların hikâyeleri başka türlüdür, başka bir şeyi anlatır. ‘Kadın’ savaşının renkleri, kokuları, ışıkları ve duygu evreni vardır. Kendi sözcükleri. Kahramanlıklara ve akla hayale gelmez yiğitliklere yer yoktur bu anlatılarda.”

Sadece birkaç savaş örneği ile kadınların savaşını size açıklayabilirim.

1937 yılında Japon hükûmetinin Nankin şehrini işgal etmesiyle başlayan süreçte daha işgalin ilk haftalarında 20.000’den fazla kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildi. Bir başka örnek de 2. Dünya Savaşı sırasında Berlin Muharebesi'nde yaşanıyor. 100.000’den fazla kadına Sovyet askerleri tarafından tecavüz ediliyor. Berlin savaşında yaşananlar hakkında bilinen bilgiler; Sovyet askerleri tecavüzü karşıdaki Alman için bir cezalandırma olarak kullanıyor ve karşıdaki kişinin savaş ile bağlantısı olup olmadığı ile ilgilenmiyordu. Tarihçiler toplamda 2 milyondan fazla Alman kadına tecavüz edildiğini söylüyorlar. 1994 yılında Ruanda soykırımı sırasında tahminen 500.000 kadına tecavüz edildi.

Bunlar çok uzak tarihler gibi geldiyse, bunlara bazı bahaneler bulabildiyseniz. “Dönemin şartları.” gibi. Daha yakın tarihlerimize de bakabiliriz.

Etiyopya’nın Tigray bölgesinde yaşanan 2020 yılında başlayan bir iç savaşta 2021’in başlarında hastane kayıtlarında 512 ile 10.000 arasında kadına tecavüz edildiği tahmin ediliyor. Bölgede yaşanan olaylar hakkında bilinen başka bir şeyde tecavüzün aile bireyleri içerisinde yaşanmaya zorlanması.

202I yılında yaşanan Myanmar darbesinden sonra ordu özellikle kadınlara ve siyasi suçlulara karşı cinsel şiddet kullanıyor. Mart 2023’te ordu birlikleri infaz etmeden önce 3 kadına tecavüz ettiği biliniyor.

Yine tüm dünyanın gözü önünde modern dünyada yaşanan bir savaş olan Rus- Ukrayna savaşı yaşanırken de yaşları 14- 24 arası olan 25 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildiğine dair rapor tutuldu.

 Size toplumun hep duymak istediği ve duymayı sevdiği şeyleri de anlatabilirim.

Milli Mücadele dönemi kadın kahramanlarımız Halide Edip, Kara Fatma, Binbaşı Ayşe, Çete Emir Ayşe, Süreyya Sülün Hanım ya da Dünyanın ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen'den de bahsedebilirim. Hepsinin ayrı ayrı cephelerde yaptıkları kahramanlıklardan.

Mesela Çetin Emir Ayşe, eşinin vefat haberinden sonra hatıra kalan elmas küpelerini satıp kendine bir tüfek alıp Yörük Ali Efe’nin ekibine katılıyor. Kendisine savaştan sonra İstiklal Madalyası veriliyor. Halide Edip, Mustafa Kemal ile birlikte çatışıyor ve kendisine onbaşı rütbesi veriliyor. Kara Fatma, katıldığı ilk savaş Balkan Savaşları sonrasında 1.dünya savaşı sırasında daha önce savaş tecrübesinin bulunmasından ötürü Batı cephesinde Milis Müfreze Komutanı olarak çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir birliğe liderlik ediyor.

 Loretta Perfectus Walsh, ABD donanmasında aktif görevli ilk kadın ünvanına sahip. 2. Dünya Savaşı'nda 500.000’den fazla kadın görev aldı. ABD donanmasında 350.000 kadın görev alıyordu ki o dönem kadınlar çok da vasıflı olarak görülmezdi. Görev alabilmeleri de biraz bundan kaynaklı çünkü erkeklerden daha az maaş alıyorlardı.

Dünyanın birçok yerinde bunlardan birçok örnek verebiliriz. Hangi çağdan olursa olsun. İster Karyalı Artemisia ister Tomris Hatun. Tüm topraklarda ve tüm çağlarda böyle yüzlerce örnek kadın.

 Ama tüm bunlara rağmen savaş yine erkeklerin savaşı oluyor yine erkeklere ait kılınıyor. Kadınlar açıkça ne acılarını sahiplenebildiler ne de sıradan bir erkek asker kadar kendilerini kahraman olarak tanıtabildiler. Savaş ne kadar erkeklerin savaşıysa o kadar kadınların da savaşıydı. Acı yarıştırmak haddimize değil istediğim tek şey bir yerde savaştan bahsediliyorsa bunun herkesin bakış açısıyla konuşulması. Savaşta ölen bir erkeğin kutsal sayıldığı kadar tecavüze uğramış bir kadının lekelenmiş değil kutsal sayıldığı bir dünya. Her ikisi de aynı savaşta savaştılar.