Kafamdaki Sesler Denemesi 2: Kahrolsun Bazı Şeyler!
Kahrol Ey Dünya!
Aynı nehirde ikinci kere yıkanamıyordu insan. Kestiği dala ikinci kere oturamayacağı gibi. Nedensizlikler ama sonuçlar. Cevapsız sorular. Cevabı almaya ya gücün yok ya da inancını kaybettin. Tüm bunları kaybederken ne buldun? Koca bir hiç mi yoksa ciltlerini kendin hazırladığın hatalar dolu bir kitap mı? Ah, kahrolsun bazı şeyler!
Tüm bu geçen zaman bir amaca hizmet ediyor olmalı. Her şeyin bir oluru olmazsa, neden dönüyor bu Dünya? Küçükken günlüğüme yazdığım bir yazıyı anımsadım. 'Güzel şeyler tatmak istiyorum. Keşfedilmemiş bir şarkı ya da tozlu raflarda bulabileceğim eski bir kitap gibi. Gezilecek kocaman şehirler değil de yaşanabilecek küçük bir dere kenarı isterim çoğu zaman. Dağlarda öten kuşları ya da kayalıklarla buluşan dalgaları kıskanırım misal. Aşka değil aşıklara düşkün biriyim. Gül ile bülbülü yakıştıramadığım zamanlar olur. Beyazın rengi daha alacalı gelir kırmızıdan. Ha sakın bülbül ile aramda bir husumet ver sanmayın. Benim derdim gülün allığı ile. Nefretten ve çatışmalardan beslenirim. Bunlar şehvet duyduğum çok az şeyden ikisi. Acı nankör gelir bana. Bir diğer acı, unutturur ötekilerini...'. Bazen bir şey için üzüntü duyarken acının nankör olduğunu anımsar ve diğer acının beni bulmasını beklerim. Durumun daha kötü olması gibi bir zorundalığı yoktur. Belki zamandır bizi bir diğerine hazırlayan ya da düştüğümüzde aynı yerden kanamıyordu dizlerimiz. Hemingway, Silahlara Veda kitabında şöyle bir cümle geçiriyor. ''Geriye gidemiyordu insan. İleri de gidemezse, ne olacaktı o zaman?''.
Sayısız düş biriktirdim hem mısralarımda hem de ufuklarımda. Hiçbiri zehir gibi tatlı gelmiyordu, umuda yabancı için. Umut, anonim bir duyguydu kimilerine. Ama bazen beklemektir her şeyi güzel kılan. Özleneni beklemek ve bekleneni özlemek hiçte aynı hissettirmiyordu doğrusu. Ama bekliyordu insan.
Yarı yolda bırakılan için yolu tamamlamak meşakkatlidir. İmkansız değil. Yalnızca yol arkadaşınız değişmeye müsaittir o kadar. Ha, bu arada yol yine aynı yol diye düşünme. Farklı bir yere gitmek için her zaman başka yollar da vardır. Yeter ki o yolun senin için en iyi yol olduğundan emin ol. Bunu yalnızca zamanının değerini bildiğin için yap. Ama kaybettiğin zaman için üzüntü duyma. Bunlar tavsiye ya da yapman gerekenler değil. Sadece sessiz çığlıklarım diye adlandırdığım şeyleri buraya aktarıyorum. Bazı şeyler kahrolsun da biz bize yapılanlar için kahrolmayalım. Ümit Yaşar Oğuzcan Beşinci Mektup şiirinde beklemenin korkunç bir zehri olduğunu ve onu öldürmeyen şeyin özleminde olan şey olduğundan bahsediyor. Bu yüzden belki de özleneni beklemek daha az acıtıyor. Bir kere seni bulanın, bir daha bulabilecğine inanmak yaşatıyordur insanı. Ben bir kere mutlu olunca hep mutlu olurum sanmıştımlar bırakmayın ardınıza. Ben bir kere mutlu oldum, bir daha olurumlar biriktirin.
Hak etiğiniz şeyin sizi bulması dileğiyle.