Kalbiniz Nasıl, İyi mi?
Herkese koşmayı bırakıp, kalbinin sesine kulak ver. Sana fısıldayacağı çok şey var...
Kelimelerimin tutuklandığı bir gece de yüreğime sorular sordum. Nasılsın kalbim? Yüreğinde ki yaralarla aran nasıl? Kendini ne zaman iyileştireceksin? Kendine ne zaman koşacaksın? Kendini ihmal etmeyi ne zaman bırakacaksın? Herkese koşmaktan yorulmadın mı? Yaşama sevinci var mı, yüreğinde? Bütün soruları cevapladım; kalbim bir hengâmenin içinde kayboldu. Kül olmuş bir ormanı, yemyeşil etmeye çalışmaktan yoruldu. Herkese öyle koştu ki, Herkese yetişmeye çalışmaktan kendini unuttu. İyileştirmeye çalışmaktan yaraları kanadı. Ama kimse yaramı görmedi. Herkese koştu ama kimse ona koşmadı. Dizlerim yara bere içinde iken kimin bir acısı olsa merhem olmaya çalıştım. Ama kimse en yalnız hissettiğim anda kalbimdeki boşluğu doldurmadı.
Yaşama sevincim, uçurumun kıyısında yalnızlığı ile baş başa kalan küçük bir çocuğun gözünde ki o hayal kırıklığı gibi. Gözlerimde ki o parıltıya nasıl kavuşacağım bilmiyorum. İnsanlara iyi olmaktan kendimi unuttum. İnsan yaralıyken başkasına şifa olur mu? Ben oldum ama bana şifa olan olmadı. Kelimelerim bile yaralar içinde kıvranırken bu gece kalbime sorular sordu, dinledi. Bazen kalbime çok kızdım ama kalbimin sesine kulak verdim. Beni yoran şeylerin ne olduğunu daha iyi kavradım. Ve anladım ki insan günde 10 dakika da olsa kalbine sorular sormalı. Kalbini dinlemeli. Gününün muhasebesini, kalbinin hissettikleri ile anlamalı. Kalbinizin sesine kulak verin olur mu? Dizleriniz yara bere içinde kimseye koşmayın. Sizde dinlenin. Önceliğimiz kendiniz olsun. Bu bencillik sayılıyorsa sayılsın. Ben hep yara bere içinde insanlara şifa olmaktan kendi kalbime geç kalıyorum. Ama beni ayağa kaldıran elimden tutan olmuyor. Kalbiniz, duygularınızın sesi. Onları anlayın. Ve son olarak size de soruyorum;
Kalbiniz nasıl, iyi mi?