Kapitalist Sistemin Beşiği: City Of London
Kapitalist sistemin beşiği olarak rahatlıkla tanımlayabileceğimiz, dünyanın ilk merkez bankasına ev sahipliği yapan City of London.
Bu yazımda kapitalist sistemin beşiği olarak rahatlıkla tanımlayabileceğimiz, dünyanın ilk merkez bankasına ev sahipliği yapan City of London’a değineceğim.
Birleşik Krallık, İngiltere ve elbette Londra insanlık tarihi ve şu anki medeniyet düzeyi açısından ne kadar önemli bir merkez öyle değil mi? Modern anayasaların öncülü olan Magna Carta İngiltere’de Papa 3.Innocentius, Kral John ve baronlar arasında 1215 yılında Salisbury Katedrali’nde imzalanmıştı. 17.Yüzyıl’ın ilk yarısında insanlık tarihinin ilk modern devrimi de yine Yuvarlak Kafalar olarak anılan İngiliz Parlamenterler ve liderleri Oliver Cromwell’ in Kral 1. Charles ve oğlu Kral 2.Charles’a karşı savaştıkları 1642 yılından 1651 yılına dek süren iç savaşların sonucu olarak ortaya çıktı. Dünyanın en iyi dram oyun yazarı William Shakespeare’in İngiliz olmasının yanı sıra en popüler spor olan futbol da ilk olarak İngiltere’de ortaya çıkmıştı. Britanya İmparatorluğu’nun ve İngiltere’nin dünyanın adeta merkezi olmasında tüm bu saydıklarım çok önemli bir role sahip olsalar da üzerinde güneş batmayan imparatorluğun sömürgecilik faaliyetleriyle birlikte esasen dünya kapitalizminin beşiği olması belki de en önemli özelliği.
Günümüzde pek çok insana sorsanız sizlere en önemli kapitalist ve elbette emperyalist ülkenin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu söylerler. Halbuki bütün bu ekonomik sistemlerin temeli Britanya’ya, dolayısıyla da Londra’ya dayanır. Zaten geçmişe dönülüp dikkatli bir şekilde bakıldığında günümüzün zalimi ABD’nin bugünkü topraklarının da Amerikan Bağımsızlık Savaşı öncesinde tıpkı Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer pek çok ülkenin olduğu gibi esasen Britanya Krallığı’nın bir sömürgesi olduğu rahatlıkla görülebilir. Ayrıca ABD’nin resmi dilinin İngilizce olması da bu argümanımı destekliyor. Emperyalizm kapitalist sömürü sisteminin küreselleşmiş halinden başka bir şey değildir ve kapitalizmin beşiği başlıkta da belirttiğim üzere Londra’da City of London adındaki finans bölgesidir.
Patronların en önemli tapınağı.
Kökenleri Roma İmparatorluğu’na kadar uzanan, Britanya Eyaleti’nin başkenti olan ve o dönemlerde etrafı surlarla çevrili bu bölge Londinium olarak anılırken, bugün de City of London büyük oranda 2,6 kilometre karelik tarihsel sınırlarını korumakta. Büyük Londra Kontluğu içerisinde bağımsız bir idari bölge olan City of London’ın kapitalizmin beşiği ve tarihsel en önemli bölgesi olmasını sağlayan özelliği ise tarihin ilk merkez bankası olan İngiltere Bankası’nın burada yer alışı. Menkul Kıymetler Borsasını ve yakınındaki Canary Wharf ile birlikte pek çok kurumsal şirketin ve bankaların modern gökdelenlerini barındıran bu bölge, Londra Müzesi ve 17.yüzyıl’dan kalma St.Paul Katedrali’ne de ev sahipliği yapmakta. Dolayısıyla bütün bu saydığım özelliklerin bu bölgeyi adeta dünyadaki tüm zenginlerin tapınağı kıldığını söylemek hiç yanlış bir değerlendirme olmaz.
Evet; böylelikle bu yazımda sizlere kapitalizminin Avrupa’daki, hatta dünyadaki en önemli merkezi, en büyük tapınağı olan City of London’dan bahsetmeye çalıştım. Daha önceki yazılarımdan birinde de Frankfurt şehrinden bahsetmiştim hatırlayacaksınız. Banak kalırsa dünya New York veya Washington, D.C.’den değil, tamda İngiltere merkezli olarak Londra’dan yönetiliyor. Bu durum 17. Yüzyıl’dan beri böyle ve kim bilir daha kaç yüzyıl daha böyle sürüp gidecek? Sizce de haklı mıyım, dünya gerçekten de Londra merkezli mi yönetiliyor? Yönetiliyorsa bu durum ne kadar daha sürer? Arzu ederseniz fikirlerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz.
Kaynak: Vikipedi