Karamazov Kardeşler'den Unutulmaz Alıntılar

Dostoyevski'nin unutulmaz eseri Karamazov Kardeşler'den alıntılar.

Dostoyevski'nin hayatının son döneminde kaleme aldığı ve son eseri olan Karamazov Kardeşler o günden bu güne kadar unutulmaz bir eser olmuştur. Özellikle Büyük Engizisyoncu bölümü kitabın fazlasıyla ilgi çekici bölümüdür. İşte Karamazov Kardeşlerden unutulmaz alıntılar.

"Yakınlarımı nasıl seveceğimi hiçbir zaman bilemedim. Bence özellikle yakınlarını sevmek, yabancıları sevmekten daha zordur."

"Zira insanların varolmasının sırrı yalnızca yaşamakta değil, yaşamalarının nedenindedir. Ne için yaşadığını kesin olarak bilmeden insan yaşamayı kabul etmez. Hatta dünya nimetlerine boğulsa bile kendini yok etme yoluna gider."

The Brothers Karamazov by artist Alice Neel

"Sizin tecrübeli bir doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım."

"Ama aşık olmak sevmek değildir. Nefret ederken de aşık olmak mümkündür. Unutma bunu!"

"Cehennem nedir diye düşünürüm. Şu hükme varırım; sevmenin artık imkansız olduğuna dair çekilen acıdır."

"Bence şeytan diye bir şey gerçekte yoksa, insanoğlu uydurmuşsa onu, kendine bakarak, kendini örnek alarak uydurmuştur."

The Brothers Karamazov by artist Alice Neel

"Kimi zaman insanda 'hayvanca' bir zalimlik olduğundan dem vurulur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz. Böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece."

"Tabii acı çekiyorlar... ama... hiç olmazsa yaşıyor, gerçek, düşsel olmayan bir hayat yaşıyorlar, çünkü hayat aslında acı demektir. Acısı olmasa zevki de olmazdı; her şey sonu gelmez bir övgü ayinine dönerdi: kutsal, ama sıkıcı... Ya ben ? Ben hem acı çekiyor, hem yaşamıyorum. Denklemin bilinmeyeni benim. Her şeyin başını sonunu kaybedip sonuçta adını yitiren bir hayaletim..."

"İnsan gerçekten Tanrı'yı icat etti. İşin garip, şaşmaya değer yanı, Tanrı'nın gerçekten var olması değil, böyle bir fikrin, Tanrı ihtiyacı fikrinin, insan gibi vahşi, zararlı yaratığın kafasında yer edebilmesi... Bu derece kutsal, duygulandırıcı, yüksek ve insana onur veren bir düşüncedir bu. Bana gelince insanın mı Tanrı'yı, Tanrı mı insanı yarattığı üzerine düşünmemeye karar vereli çok oldu."