Yeraltından Notlar

Birçok insanın okurken 'Ben de böyleyim.' dediği bir kitap olan "Yeraltından Notlar" üzerine bir inceleme

Dostoyevski kendisini hasta olarak tanımlamaktadır ve karaciğerinden hasta olduğunu söylemektedir. Karaciğer ise bir melankoli hastalığıdır. Bu yüzden Dostoyevski kusursuz bir dünyada yaşamak istiyorum der ve yeraltına gidiyorum der. Tıbbi hekimlere saygı duymasına rağmen şimdiye kadar tedavi olmamıştır ve tedavi olmaya da hiç niyeti yoktur.

Dostoyevski her konuda bilgili olduğunu ve her şeyi anladığını düşünmektedir. Her şeyi anlamak ise gerçek bir hastalıktır. Bundan dolayı çevresindeki insanları boş insanlar olarak görmektedir. Sanki onlarla aynı dili konuşmadığını düşünmektedir. Çevresindeki insanlar da onun farklı olduğunu bilincindedirler ve bu yüzden çevresi tarafından fazla sevilmemektedir. Kendisini çevresindekilerden daha akıllı bulur ve bundan dolayı utanır. Aşağılık bir herif olduğunu düşünmektedir. Onun inlemeleri halktan ve topraktan kopmuş bir insanın inlemeleridir. Her şeyi anladığı için kendisine de saygı duymamaktadır. Kendisini herkesten akıllı görmesinin nedeni daha önce hiçbir şeye başlamamış olmasıdır. O güzel olan her şeyi yüce olarak görmektedir. Kötü olan her şeye de bir yüce özellik bulmaktadır. Onun güzellik adına yapmayacağı şey yoktur. İnsan kendisine sürekli hedefler koyar ve bu hedefler doğrultusunda ilerler hedefine ulaşınca ise tedirginlik duyar çünkü onun için önemli olan sonuç değil hedefine ulaşmaya çalışmaktır.

Dostoyevski okumaya açık bir adamdır. Okudukça daha çok okumak ister, içini bütünüyle doldurmuştur. İçindeki bilgilerle sürekli birilerini alt etme isteği duymakta ve ondan farklı olan herkese hınç duymaktadır. Evrende varolan düzenden kaçmak isterken kendisini yine o düzenin içinde bulmaktadır. Farklı oluşundan dolayı insanların kendisini ezmesine, sarsmasına izin vermektedir. Bu onun gururunu sarsmaktadır ama her şeye rağmen yeraltından çıkmaya nedeni yoktur.