Kayıp Ruhlar Âlemi

Kaybolmanın kaçınılmaz dramı.

Kaybolmak...

Hayatın içinde savrulurken tam olarak hangi noktada kayboluyoruz? Ya da bu kaybolma anı sadece bir andan mı ibaret, yoksa zamanla yavaş yavaş mı yitiriyoruz benliğimizi. İnsanın yaşarken anlam veremediği birçok olay veya his, daha sonradan insana ani farkındalık ve aydınlanma yaşatıyor.

İnsanoğlu biraz kendinden uzaklaşıp yoğun düşüncelerin sesini kıstığında kendine uzaktan bakabilme şansına sahip olabiliyor. İşte tam bu noktada benliğinde kendine bile itiraf edemediği noktaların farkına varma, bu noktaları nasıl bugüne kadar fark edemediği ve kendine yaşarken nasıl bu kadar mesafeli kalabilir?

Günler geçtikçe hayatın akışında kaybolmuş hissetmekle baş etmek yoğun ve sancılı bir süreç yaratıyor ruhumuzda. Kaybolmanın temelinde arayış gelir bu arayışlarımız bizi biz yapacak o soruları bir kez olsun sorgulamaya başlayınca ortaya çıkıyor. "Hayatta gerçek isteklerimiz nelerdi? Ne hayal etmiştik? Gerçekten kimiz veya kim olmak isterdik? Hayatımıza seçtiğimiz insanlar gerçekten bizi yansıtıyor mu? Seçimlerimiz gerçekten bizim seçimlerimiz mi? Kimsin sen, hayat amaçların seni mi yansıtıyor? Tamamen istediğin ve hayal ettiğin kişi olsaydın bugünkü seçimlerini yeniden yapar mıydın veya hayatında neleri değiştirirdin?". Büyümek gerçekten bu kadar sancılı bir süreç mi yoksa sürecin içinde kıvranırken büyümenin keyfini bile kaçırıyor muyuz?

Kendi tüm versiyonlarını gördükten sonra gelen varoluşsal sancılar bize yirmili yaşların bir akıl oyunu mu yoksa yüzyıllardır tüm bu yaşam serüveninde işler böyle mi ilerliyor? Kaybolmanın olası en zor yanı bu duruma beynin sürekli çözümler üretmeye çalışarak sürece bir parantez açması bu parantez bazen gidişatın tüm denklemlerini değiştirirken bazen de sürecin genel işleyişine müdahale ediyor. Kendine yabancı kalmaktan ve aidiyetsizlik hissinden kurtulmanın, dünyayı anlayan hatta hayatta anlam arayışı içinde olan kimseler için kurtuluş şansı söz konusu mu yoksa bu iş sonsuz bir döngüde mi ilerliyor henüz çözülmedi. Kaybolmanın ayrıca yola çıkmanın ilk şartı olduğunu kaçırmamak lazım. Yolda olmak bir şekilde o yola giriş yapmak ve ilerlemenin en önemli noktası. Hayatımızda bazen gerçekten yolu bulamayız her yer sisli ve puslu gelir, bu belirsizlik bizde kaygı ve korkuya sebep olduğundan güzel olanı göremeyiz. Güzel olan ise hayat yolculuğunda iyisiyle, kötüsüyle, seçimlerimizle aslında bir yolda olmak ve bu yolda anı yaşamaya odaklanmak. Kaybolmak kaçınılmazsa arkamıza yaslanıp yönümüzü bulana kadar sakince keyfini çıkarmak mı gerekir?. Hayat biz istesek de istemesek de bizi ait olduğumuz düzene ve yeni bir akışa bir şekilde sürüklüyor. Kaybolmanın normal olduğu insan olmanın en doğal yanı olmasını kabullenerek süreçte her kayboluşun sonunda yepyeni bir varışa ruhumuzun zincirlerini bırakmalıyız belki de.