Kıbrıs Meselesi
Türk-Yunan ilişkilerinde dönüm noktası bir ada.
Kıbrıs, hangi ülkenin kontolü altında olursa olsun her zaman jeopolitik olarak önemli bir ada olmuştur. Ada, gerek bölgenin doğal kaynakları, gerek Akdeniz'deki konumu, gerekse de doğal bir uçak gemisi olma özelliğiyle her zaman ön planda kalmıştır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarından sonra adada kimin söz sahibi olacağı yönündeki gerilimler, günümüze de etki eden ve hala devam eden birçok siyasi krize de sebep olmuştur. Bu meselenin tarihçesine bakmak gerekirse Osmanlı'nın çöküş dönemi başlangıç sayılabilir. 1571 yılında Osmanlı kontrolü altına giren ada, 1878'te 307 yıl süren Osmanlı hakimiyetinin sonra İngiltere'nin kontrolü altına girmiştir. Ada her ne kadar hala Osmanlı mülkü olsa da, 1. Dünya Savaşında iki ülkenin karşı karşıya gelmesi ve Lozan anlaşmasıyla beraber, ada İngiltere tarafından ilhak edilmiştir.
Adadaki asıl problem olan Rum-Türk çatışmasının ayak sesleri ise 2. Dünya Savaşından önce duyulmaya başlanmıştı. Adanın nüfusuna bakıldığında kendisini kültür, kimlik ve aidiyet bakımından Yunan ve Türk olarak tanımlayan iki farklı grup vardı. Fakat aynı zamanda İngiliz himayesi de adada reddediliyordu. Üç taraf arasındaki bu gerilimler 1950'li yıllara gelindiğinde çok şiddetli bir hal almıştı. Bu sebepten dolayı da Türkiye, Yunanistan, ve İngiltere arasında üçlü diploması çabaları gösterilmeye başlanmıştı. 1960 yılında ada, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak kendi bağımsızlığını ilan edecek ve hem Rumları hem de Türkleri temsil eden bir yönetim biçimi olacaktı. Her ne kadar bu dönemde diplomatik olarak diyalog kurulmaya çalışıldıysa bu çabalar nafile olacaktı. Gerilim ve şiddet sonraki 20 yıl boyunca da dinmeyecekti. Rum tarafı Yunanistan ile birleşme planı olan 'enosis' fikrini savunurken, Türk kesime göre tek çözüm yolu ülkenin Kuzey kısmının Türkiye'ye katılmasını öngören taksim fikriydi.
Devam eden çatışmalar, Rum tarafında gerçekleşen bir darbe, Yunanistan'ın anlaşmaları tek taraflı fesh etmesiyle beraber 1974 yılına gelindiğinde Türkiye, garantör ülke olarak ülkedeki barışı, düzeni, ve halkı koruma amacıyla iki aşamada gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı'nı gerçekleştirdi. Bu harekatla beraber Kıbrıs, adanın güneyi Rumlara, kuzeyi ise Türklere ait olacak şekilde ikiye bölünmüştür. Adanın Kuzeyinde önce Kıbrıs Federe Devleti kurulsa da sonradan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur. Ada şuan siyasi olarak birden çok siyasi gövdeye sahip olsa bile, uluslararası arenada KKTC, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere çoğu ülke tarafından tanınmamaktadır. Siyasi ve diplomatik ilişkilerde muhattap olarak Kıbrıs Cumhuriyeti ele alınmaktadır. Taksim ve Enosis fikirlerinden farklı olarak, adadaki problemlere ve gerilimlere çözüm olarak iki devletli bir yaklaşım benimsenmiştir.
Türkiye perspektifinden bakıldığında Kıbrıs meselesi sadece burada da bitmemiştir. Özellikle Türkiye'nin 'Mavi Vatan' anlayışından yola çıkıldığında Kıbrıs, Akdeniz ve Ege'deki adalar kıta sahanlığı bakımından Yunanistan ve Türkiye arasında problemlere sebep olmaktadır. Bu kıta sahanlığı problemi ise Türkiye'nin özellikle Levant (Doğu Akdeniz) bölgesinden alabileceği kaynakların deniz yolundan transferini ciddi ölçüde kısıtlamaktadır. Bu da Türkiye'nin başka ülkelerle olan ilişkisini de etkilemektedir. Enerji ve doğal gaz konusunda Türkiye, AB ve Orta Doğu için konum olarak bir köprü görevi gördüğünden dolayı kıta sahanlığı problemi başka ülkelerle olan ilişkileri de etkilemektedir. Belki de problemlerin çözülmesi umuduyla, Türkiye'nin AB başvuruları sırasında veto veren Yunanistan, sonradan bu vetosunu da geri çekmiştir. Problemler çözülmediği sürece AB'ye katılması zor olan Türkiye içinse Kıbrıs meselesi her ne kadar eskisi kadar olmasa da yer yer gündemde olan önemli bir konu olmaya devam etmektedir.
kaynakça
Jeopolİtİk Ve Stratejİk Bağlamda Kıbrıs’ın Türk Toplumundakİ Yerİ Abdullah TAŞKESEN
Baysoy, Emre. (2020). Klasik Jeopolitik Teoriler Açısından Kıbrıs'ın Önemi, (Osmanlı'dan Günümüze) KIBRIS Dün, Bugün, Yarın.
AÇIKSES, Erdal. “Kıbrıs Meselesinin Tarihsel Gelişimi Ve Uluslararası Hale Gelme Sebepleri.” Journal of Turkish Studies 9.Volume 9 Issue 4 (2014): 1241–1241.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/198729
https://www.mfa.gov.tr/kibris-meselesinin-tarihcesi_-bm-muzakerelerinin-baslangici.tr.mfa
görseller
https://www.tuicakademi.org/wp-content/uploads/2021/06/yuanistan-munhasir-eknomik-bolgesi.png