Kıbrıs Sorunu

Kıbrıs sorunu nedir? Barış Harekâtı nasıl gerçekleşti?

  • Nedeni: İki toplumun dini ve etnik bakımdan farklılıkları olması ve bu farklılıkların barış içinde yaşamaya engel teşkil etmesi.

Türkler: Müslüman Rumlar: Ortodoks (Hristiyan)

Osmanlı, Venediklilerin kovduğu Rumların Kıbrıs Adası'na yerleşmesine izin verdi.

Osmanlı'nın adayı koruyamayacağını düşünen İngiltere, Berlin Antlaşması'ndan sonra Kıbrıs'a Osmanlı adına asker çıkarttı. Türkiye, 1. Dünya Savaşı'na Almanlarla birlikte katılınca, İngiltere adayı ilhak ettiğini açıkladı. Türkiye, adayı 1878' de zaten kaybetmişti.

İngiltere, Rumların lehine bir politika izledi fakat kendini tarafsız yaklaşıyor gibi gösterdi. Rumlar buna karşın 1931 yılında İngiltere yönetimine karşı ayaklandılar. Enosis gerçekleştirmek istiyorlardı. (Yunanistan ile Kıbrıs Adası'nın birleştirilmesi) Adada yaşayan Türkler, enosisi engellemeye çalıştılar.

Bu olaylar yaşanırken, Kıbrıs Türklerinin çocukları İngiliz yönetimi altında yaşamak istemiyordu. Adayı terk edip Türkiye'ye yerleştiler ve bir daha Kıbrıs'a geri dönmediler. Kıbrıs'ın Türk nüfusu adayı terk edenleri geri istiyordu. Türk çarşısı kurup ekonomiyi hareketlendirmek istiyorlardı. İngiliz hükümetinin (özellikle milliyetçilere) kurduğu baskıdan dolayı bunu gerçekleştiremediler.

Yunanistan, Kıbrıs'ın kendine bağlanması için BM'ye başvurdu. Londra Konferansı düzenlendi. Konferansa Yunanistan, İngiltere ve Rumlar katıldı. İngiltere, Türkiye'yi taraf olmaya zorladı.

Kıbrıs'ın önemini anlamamız çok uzun sürdü. 1955'ten itibaren Kıbrıs'a ulusal dava olarak bakmaya başladık. Kıbrıs hakkındaki politikalarımız, değişen iktidara hatta bakanlara göre bile değişiyordu. Politikada zikzak çizerek tutarsız davrandık. Türkiye'nin bu tutumundan dolayı Rumlar, EOKA adı verilen ve enosisi amaçlayan bir örgüt kurdu. İngiltere, bu örgütün kurulması için zaten zemin hazırlamıştı.


  • 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları (İttifak, Garanti, Kurucu)

Kıbrıs üzerindeki İngiliz egemenliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne devrine ilişkin kuruluş anlaşmasıdır. Türk ve Rumlar'dan oluşan Kıbrıs Cumhuriyeti isteniyordu. (Federatif Devlet)

Kıbrıs'ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve anayasal düzenini teminat alan garanti anlaşmasıdır. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye garantör ülke oldu. Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasında yapılan askeri birlik anlaşmasıdır.

16 Ağustos 1960: Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Türkiye ve Yunanistan tanıdı. İngiliz askeri üslerini bulundurdu.

Hükümetler değişti. Türkiye'de Adnan Menderes ölürken, ABD'de Kennedy öldürüldü. Yunanistan, istikrarsızlıkla uğraşıyordu. Bu sırada otorite açıklığından faydalanan Rum asıllı Kıbrıs Cumhurbaşkanı, anayasa maddelerini Türkler aleyhine değiştirdi. Değişiklikler; Türklerin veto haklarının kaldırılması, 5 büyükşehirde tek belediyelerin kurulması ve Türklere %30 kontenjan tanıyan hükümlerin kaldırılması.


  • 1963-1964 Kıbrıs Buhranı

21 Aralık gecesi Rumlar 256 Türk'ü öldürdü. (Bu tarih 'Kanlı Noel' olarak anılmaya devam ediyor.) Adadaki Türklerin tamamı yok edilmek isteniyordu (Akritas Planı). Kıbrıs Başkanı Makarios, adanın silahlandırılması için SSCB ile yakın temasa geçti. Bu durum ABD'yi rahatsız etti ve NATO'nun Doğu Akdeniz'deki güvenliğinin tehdidi olarak algıladı. Bu yüzden NATO Barış Güçleri'nin burada bulunmasını istedi, Makarios reddetti. ABD, 1964'te BM Barış Gücü'nü kurdurarak buraya getirecekti.

Kıbrıs'ta Türkler sürekli öldürülüyordu. Türkiye, bu durumun devam etmesi halinde Kıbrıs'a gireceğini açıkladı. ABD Başkanı Johnson, İsmet İnönü hakkında tehditvari bir mektup gönderdi. Bu mektup Türkiye için oldukça itibar zedeleyiciydi. Türkiye, bu dönemde ilk kez tehdit olarak gördüğü SSCB'ye yakınlaştı. SSCB, Türkiye'ye ekonomik olarak çok fayda sağladı. Bu durum Rusya'nın hem Türk hem de Rum kesimini tanımasını sağladı. Türkiye'nin ABD'ye karşı güveni sarsıldı.


  • 1967 Kıbrıs Buhranı

21 Nisan 1967'de Yunanistan'da darbe oldu. Yunanistan'ın yönetiminde istikrarsızlık vardı. Kıbrıs, KKTC ve GKRY olarak ikiye ayrıldı. Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği'ne girdi.


  • 1974 Kıbrıs Buhranı

15 Temmuz 1974'te EOKA Temsilcisi Sampson, darbe ile başa geçti. Enosisi gerçekleştirdiğini ve Kıbrıs Elen Cumhuriyeti'ni kurduğunu ilan etti. Kriz böyle başladı.

ABD sessiz kalınca Türkiye ve Yunanistan, başta adanın bölünmesinde sorun görmedi. Yunanistan enosis ilan edince Bülent Ecevit, İngiltere ile görüştü ve adaya müdahale istedi. İngiltere'den istediği cevap gelmedi. NATO, Türkiye'ye sadece sabır önerdi.

20 Temmuz'da Türk Silahlı Kuvvetleri ; 40.000 asker ve 300 tankla önce havadan, sonra karadan Kıbrıs Girne'ye girdi.


  • 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı

'Ayşe tatile çıktı.'

BM Güvenlik Konseyi acil toplandı fakat geç kalmışlardı. ABD toplantının gecikmesinin Sovyetler tarafından kasıtlı yapıldığını iddia etti. Sovyetler bunu reddetti çünkü Türkleri destekliyorlardı. Harekat sonrası Ecevit, Türk ve Yunan ilişkilerinin düzeltilmesini istiyordu. Tavizler verilebileceğini ifade etti. Necmettin Erbakan istemiyordu.

Ecevit istifa etmiş, hükümet bozulmuştu. Görüşmeler federatif devletten yana olmuştu. Görüşmeler sırasında, Türk köprü başının önüne mayın döşendiği haberi alındı. Türk askeri ve halkı sıkışmıştı. Önlerinin açılması için ikinci harekât başlatıldı. Bunun üzerine Cenevre Görüşmeleri dağıldı. TSK, adanın %38' ini ele geçirmişti. Türk tarafının barış çağrılarına, Yunanistan yanıt vermiyordu. Türk askeri ilerlemek istiyordu. Dış politikada ilk harekâtta haklı olsakta, ikinci harekâtta işgalci konumunda bulunduk.

Türkiye'de koalisyon dağılmıştı, 6 aylık bir iktidar boşluğu vardı. ABD silah ambargosu uyguluyordu. Ekonomik ambargo ile birlikte Türkiye, uluslararası yalnızlığa itilmişti. Yaşanan siyasal istikrarsızlık ve sokağa taşan eylemler, ilerleyen zamanlarda yapılacak olan askeri darbenin nedeni olacaktı.

Rumların Güney'e , Türklerin Kuzey'e geçmesi sağlandı. 1983'te Türkiye'de seçimler yapıldı. ANAP kazandı. Daha iktidara gelmeden Denktaş, KKTC'nin kurulduğunu ilan etti ve ilk tanıyan ülke Türkiye oldu. Turgut Özal'ın hiç hoşuna gitmedi. Kıbrıs'ı Türkiye'nin ayağına bağlanmış taş olarak görüyordu. Türk demokrasisi Özal'a karşı çıktı. KKTC'yi diğer ülkeler tanımadığı ve ambargo uyguladığı için hep Türkiye'den destek gördü.

1990'da Rum Yönetimi, Lüksemburg Konferansı'nda AB için tam başvurdu. AB başvuruyu adayı tam biçimde alarak kabul etti fakat iktidar olarak yalnızca Rumları tanıdı. KKTC yok sayıldı.