Machiavelli'nin "Prens"i ve Osmanlı'da Kardeş Katliamı
Osmanlı'da Kardeş Katliamı Machiavelli için Etik Bir Eylem miydi?
Machiavelli'ye göre amaca giden her yol mübahtır. Bir yönetici, hükümdar için ahlak çizgilerini yeniden çizen, kalıpları yeniden şekle sokan Machiavelli çokça eleştirilmektedir. Peki Niccolò Machiavelli kimdir?
Niccolò Machiavelli, 1469 - 1527 yılları arasında yaşamış, politika bilimine yeni bir görüş getiren biri aslında. Uluslararası ilişkiler teorilerini ele aldığımızda 'Realist' olarak sınıflandırdığımız Machiavelli insan doğasını tıpkı diğer Klasik Realist düşünürler gibi kötü, bencil, arsız ve şiddete meyilli olarak tanımlar. Dolayısıyla bir hükümdara tavsiyeler veren kitabı 'Prens' te de bir hükümdarın, prensin ülkesini de buna göre yönetmesiyle ilgili tavsiyeler verdiği görüşündeyim. Machiavelli kitabında bir prensin nasıl olması gerektiğini, bazen her doğrunun doğru olmadığı veya her yanlışın yanlış olmadığı, prensin asıl sorumluluğunun ülkesinin, devletinin devamlılığını sağlamak olduğunu sık sık vurgulamaktadır. Özellikle tarihten bol bol örnekler verip argümanlarını da bu şekilde güçlendirmesi olayları ve onun fikirlerini daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Aslında Machiavelli cumhuriyet sisteminden yana olan biriydi (Discources on Livy adlı kitabında bundan bahsetmektedir.), monarşiden yana değil fakat o zaman İtalya küçük prenslikler halindeydi ve ülkesini çok seven Machiavelli, ülkesini bu 'kriz' durumundan kurtarmanın yolunu (prensliklerin birleşmesinden bahsediyorum.) bir 'tek' hükümdarın çatısı altında toplanmak olduğunu biliyordu. Ki kriz durumlarında tek kişinin ya da tek sesin krizi çözmek için daha etkili olduğu bir gerçek.
Machiavelli kitabında fazlasıyla Türklerden de örnek veriyor iskan politikası veya hükümdar ve tebaasının ilişkisi gibi.
Daha önce bahsettiğim gibi Machiavelli adeta siyasetteki ahlak kurallarını yeniden inşa etmiş biri. Öldürmek kötüdür ama hükümdarın, prensin devlet için birini öldürmesi gerekiyorsa öldürmelidir neticede ahlaklı bir hükümdar devletinin devamlılığını sağlamalı ve asıl öldürmesi gerektiğinde öldürmzse o zaman kötü bir eylemde bulunmuş olur.
Osmanlı Devleti'nde Fatih Sultan Mehmet'in şu ifadesiyle kardeş katli meşru kılındı: “Ve her kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizam-ı alem içün katl etmek münasiptir. Ekser ulema dahi tecviz itmiştir. Anında amil olalar.” Daha öncesinde de kardeş katli vakaları yaşanmıştı Osmanlı'da.
Kardeş katlini yasallaştırmanın da amaçlarından biri hükümdar için olası bütün rakipleri ortadan kaldırmak. Hükümdarın kafasını bu konuyla meşgul etmemek, hükümdarın kendi ülkesine ve sorumluluklarına odaklanmasını sağlacaktır. Ayrıca Osmanlı'dan önceki Türk devletlerinde ülkeyi oğulları arasında paylaştıran hükümdarlar, ülkelerini parçalamış ve birçok devletin amaçladığı 'birleşme' arzusunun tam tersine gidilmiştir.
1. Ahmet ise kardeş katlini kaldırmış, onun yerine ekber - i erşed (yani en büyük ve aklı yerinde olan) ve kafes usulunu getirmiştir. Bu sisteme göre şehzadeler kafes içinde büyümüş, sancağa çıkmamıştır ve bu olay tecrübesiz şehzadelerin tahta çıkmasına sebep olmuştur. Bunun yanı sıra şehzadelerin 'ekber' olmasına bakılmış fakat 'erşed' olmasına her zaman bakılmamıştır. Örnek vermek gerekirse, 1. Ahmet'ten sonra tahta geçen kardeşi, 1. Mustafa'nın akıl sağlığı pek iyi durumda değildi ve tahttan indirilmesinin asıl nedeni de buydu.
Tarihte bebek ve çocuk ölümlerinin çokça yaşandığını, tıbbın bu kadar gelişmediğini ve günümüzdeki en ufak bir salgın hastalığın o zaman çok sayıda insanı öldürdüğünü düşünürsek, çok çocuğun her zaman devlet yararına olduğunu söyleyebiliriz. Kız olursa siyasi evlilikler yaptırabilirsiniz, erkek olursa potansiyel veliahtınız olur. Her şey devletin varlığının devamı içindir, hükümdarların çocukları hatta hükümdarlar bile. Bizim 21.yy'da yaşayan bir insan olarak bu durumu tamamıyla algılamamız mümkün değil tabii. Fakat 15.yy'da yaşayan ve devletinizi yaşatmak zorunda kalan biri olarak düşünün kendinizi. Potansiyel bir rakip sizi paranoyak yapar, insanların sizi sürekli karşılaştırmasından dolayı hırslanır ve bunu kendi insanlarınızdan çıkartabilirsiniz, bu ihtimal her zaman vardır. Unutmayın! Kimse zulüm eden, ellerini fazlasıyla kana bulamış bir hükümdar istemez ve halk için olan ahlak kavramı ile hükümdar için olan ahlak kavramı da aynı değildir. Devlet, iyilik yaparak yönetilmez çünkü insanlar içinde iyi yaratıklar değillerdir.
Bu kısa yazımda sizi Machiavelli'nin düşünce dünyasına sokmaya çalıştım, umarım 15.yy kafasına girebilmiş ve zalimlik bile olsa yeri gelince bir hükümdarın nasıl davranması gerektiğini anlamışsınızdır.