Kırık Cam Teorisi

Bir cam kırılırsa tüm camlar kırılır.

Şimdi bir hikaye yazalım:

İlk olarak boş bir arazi düşünün. Etrafı yemyeşil ağaçlarla dolu, çiçek kokusunun her yeri esir aldığı, insansız, bomboş bir arazi.

Şimdi, o boş araziye insanların yerleştiğini ve arazinin etrafında yaşamaya başladıklarını düşünün. İlk zamanlar her şey güzel gider. Ağaçlar hâlâ yeşil, çiçekler mis kokuludur. Ancak insanlardan biri “ne de olsa bir kereden bir şey olmaz” diyerek elindeki çöpü araziye atıverir.

Hikayenin devamında ne olmuştur dersiniz?

İnsanlar her defasında “zaten buraya çöp atmışlar, ben de atmışım çok mu?” der ve araziyi çöplerle doldurmaya başlar. Zaman geçer, mevsimler değişir ancak değişmeyen tek şey zaten ile başlayan cümlelerdir. Ve artık ortada kocaman bir çöplük vardır.

Arazinin etrafı hâlâ ağaçlarla doludur ancak çiçek kokusu artık yok olmuştur.

Sadece tek bir kişi bu kadar olayın yaşanmasına sebep olabilir. Çünkü biz insan olarak sürü mantığıyla hareket eden canlılarız. Biri ne yaparsa, onun yaptığını yapmayı hak buluruz kendimizde... İlk biz başlatmadık ya günah bizden gitmiştir artık. Halbuki birimiz bile kaldırsak o çöpü kaldırsak belki de tüm bu olanları engelleyecektik. Kim bilir…

Kırık Cam Teorisi bize bu örneği anlatır aslında. Zaten ile başlayan cümlelerin, keşke ile sonlanmasıyla yaşanan tüm bu süreç bizleri bu teoriye götürür. Peki geniş tabiriyle Kırık Cam Teorisi nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?

 

Kırık Cam Teorisi Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Kişileri suça iten unsurları ve suçun önüne geçen durumları açıklayan yaklaşıma Kırık Cam Teorisi denir. Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun Kırık Pencereler Teorisi ismiyle de bilinen bu teori, esas olarak insanın bir kez bile suç işlemesinin diğer insanları da bu suça nasıl teşvik ettiğini anlatır. Teorinin temelleri 1969 yılında ortaya çıkmıştır.

Psikolog, bir deney yapmak için iki grup seçer. Gruptaki bu kişiler suç oranı yüksek olan Getto diye de tabir edilen Bronx bölgesinde ve tam tersi ayrıcalıklı kişilerin yaşadığı Palo Alto bölgesinde yaşayan kişilerdir. Deney, bir araba üzerinden yapılır. Bu iki ayrı bölgeye 1959 model, plakasız, kaputu açık bir şekilde bırakılan birer araba koyulur.

Kötü bölge Bronx’da araba üç gün içinde yağmalanıp çok kötü hale gelir. Ancak iyi bölge Palo Alto’da arabaya kimse dokunmamış, araba ilk bırakıldığı hâlde kalmıştır. Arabaya kimsenin dokunmamasına şaşırana Zimbardo yanına birkaç kişiyi de alıp sağlam aracın yanına gider. Arabaya sadece birkaç defa elindeki aletle zarar verir. Bir süre sonra Palo Alto’da yaşayan insanlar da araca zarar vermeye başlar.

Bir cam kırılırsa diğerleri de onu takip eder.

 

Önemli Olan, İlk Camın Kırılmaması

Bu deneyin sonucu Zimbardo şu sözleri dile getirir: “İlk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

Deneyin üzerinden yıllar geçer Kelling ve James Atlantic Monthly Dergisinde “Kırık Camlar-Polis ve Mahalle Güvenliği” isimli bir makale yazar. Bu makale ile teori günümüzdeki şeklini almaya başlar.

Kelling ve James’in makalesinde Zimbardo’nun deneyine atıfta bulunarak, bir binanın “bir penceresinin kırılması ve tamir edilmemesi durumunda kısa sürede tüm pencerelerinin kırılacağı” konusunda görüş birliğine varmışlardır. Bu tarihten itibaren kırık cam teorisi suç teorisi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Yazının başındaki arazi örneği artık daha anlaşılır geldi, değil mi?

Aslında her zaman önemli olan ilk hatanın yapılmaması veya o hatanın sonuçlarının gösterilmesidir. Çünkü domino taşları misali bir hata diğer bir hatayı doğurur. Bir taş devrilirse tüm taşlar devrilir.