Kısa bir mektup

Bu mektubu seneler önce yazdım.

Kulaklarım uğulduyor, beşinci sene de bitti. Böylece akıp geçen zamana ve unutan akla kızmadan edemiyorum. Ağır bir molozun altında, hatta belki toprağın, nefes alabilecek ama aldığın nefesin yetmediği o anda, nasıl da vücudun baştan aşağıya titrerse belki korkudan belki teslimiyetten, aynen öyle işte.

Yine başım, yine sağ omzum, yine sesin ve gözlerin birer civa topu gibi ağır. Öldürmez mi bu acı sorusunun cevabı hep biraz daha ilerlemek, nereye kadar gidebileceksem işte. Umutsuz ve gri bir yer olmaya başlıyor tamamen, sis öyle yoğun ki ayaklarımı bile göremiyorum. Yol da bastığım toprak da çoktandır kayıp. Belki bir uçuruma doğru yürüyorum belki tam kenarındayım uçurumumun, belki son adımımı atıyorum, bilmiyorum.

Söyle,

Sözünü tutuyor musun?

Bu sefer yaşıyor musun?

Benim yaşadığım günler tartışılır. Kendime olan utancımdan yazamıyorum öyle eskisi gibi. İlerleyen bunca zamana rağmen, söyle, ben nasıl hiç büyümem? Razı değilim kendimden ve herkesi razı etme çabamdan. İnsan kendi için nasıl yaşar, insan kendini neden sevmez?

Çocukken kendinden nefret etmeyi öğrenmişsen, seni dünyaya getirdiler diye kendini bir yük gibi hissetmişsen, sevgi yerine korku dolmuşsa soluduğun hava, söyle canım, koca bir insan olduğunda bile öğrenemeyecek misin sevgi nedir, kırmadan nasıl sevilir?

İnsanlara kırılmanın ne kadar kötü olduğunu anlatıyorlar. Aldığımız darbelerden bahsediyorlar. Nasıl da sert düştüğümüz çarşaf çarşaf her yerde söylüyorlar.

Ama,

İyileşebileceğimizi unutuyorlar.

Ben de unutmuştum.

İyileşeceğim, söz veriyorum. İlerlemiyormuş gibi hissetsem de kanımın oluk oluk akmasını istemiyorum ya geçmişimle olan ilişiğimi kesmek için, yetmez mi bu?

Artık bitmesini değil başım dik bir şekilde yürümeyi diliyorum. Yetmez mi bu?

İlerlemiş sayılmaz mıyım?

Seninle buluşmayı, yüz yaşımı geçtiğimde istiyorum.

Beni çocuk kalbimden tanıyabilecek misin bakalım ellerim titreyerek yanına geldiğimde.

Ben artık kendi kendime konuşmak istemiyorum. gözlerim açık rüyalar görmek de.

Çünkü kaçmak istemiyorum.

Başlamak istiyorum.

Kendi kayıp parçalarım kucağıma alıp onları baştan büyütmek istiyorum.

Kendimle tamamlanmak istiyorum.

Hayalin kurduğum ne varsa, hepsine, adım adım yürümek istiyorum.

Yola çıkıyorum.