Kısa Lafın Uzunu - Değişim

Dizilerle beraber değişim konusunu inceleyelim!

Merhaba, bugün konumuz değişim. Hayatın özünü oluşturan, hikayemizin, bu köşemize özel alırsak senaryomuzun kilometre taşlarını oluşturan bir kavram. Bazen olsun diye çabalarız bazen olmasından korkarız ancak hiçbir zaman kaçamayız. Hadi beraber değişimi farklı açılarla, farklı karakterlerle ele alalım. 

Dizi ve film dünyasına baktığımızda aslında değişim bir bitişten ziyade başlangıçtır. Friends dizisi düğünden kaçan Rachel’ın hayatını değiştirerek New York’a taşınmasıyla, Brooklyn 99 dizisi Yüzbaşı Raymond Holt’un 99. Karakol’a atanmasıyla başlar. Tabii sitcomlar dışında da bir sürü örnek bulabiliriz. Gilmore Girls Rory’nin yeni bir okulu kazanmasıyla, Jane the Virgin dizisi Jane karakterinin hamile kalmasıyla ve Hatırla Sevgili dizisi Ahmet karakterinin yurtdışından kesin dönmesiyle başlar. Bize sevdiğimiz dizileri verdikleri için pozitif algıladığımız bu değişimleri gerçek hayat bazında değerlendirdiğimizde karar verilmesi baş edilmesi zor olaylardır. Ancak hepsi pozitif sonuçlanmış, karakterlerimizi pozitif yerlere götürmüştür. 

Değişim, kimileri tarafından pozitif algılanırken kimileri tarafından negatif algılanabilir. Peki bu neye göre değişir? Bir değişimi negatif algılamamız için yalnızca değişimin kötüye mi götürmesi gerekir? Bizi daha iyi yere götürecek değişimler neden kötü algılanır? Buna örnek olarak Brooklyn 99 karakterlerinden Amy’yi ve teğmenlik sınavından kaçmasını örnek verebiliriz. Teğmen olması onun maaşını yükseltecek, yüzbaşı olma hayaline onu yaklaştıracaktı. Ancak Amy bu pozitif duruma rağmen bu durumdan korktu. Çünkü rütbesinin Jake’ten yüksek olmasının ilişkilerindeki dinamiklere etkisinden, olumsuz etkisi olma ihtimalinden korkmuştur. Başka bir örnek ise Modern Family dizisindeki Alex karakterinin üniversiteden mezun olması ve daha önce hiç bilmediği bir dünyaya atılacak olmasıdır. Aslında bu iki örneğe baktığımızda altında benzer şeyler yatıyor. Yabancı, tanıdık olmayan durumların içinde kalacak olmak. Amy yüksek rütbede olduğunda ilişkileri farklı ve daha önce bulunmadıkları bir durumda bulunacak. Alex mezun olduğunda yıllardır alışık olduğundan, onu başarıya götüren şartlardan uzak farklı bir duruma maruz kalacak. Tanıdık olan ortamdan çıkacaklar. Tanıdık olmayan durumlar daha iyi koşullara sahip olsa da bizi korkutabilir. 

Değişimin zorluklarından bahsettiğimizde aklımıza gelen karakterlerden biri de yine Friends dizisinin tatlı karakteri Joey. 30 yaşına girmek istememiş, Monica ve Chandler’ın taşınmasını engellemeye çalışmıştı. Aynı şekilde Monica ve Chandler da New York’un şehir merkezinden banliyo kısmına taşınmayı kendileri istese de üzülmüşlerdi. Buna rağmen onları ileride daha mutlu edeceğine inandıkları şeye bir adım attılar ancak bunun yanında üzüldüler de. Aslında belki de kabul etmemiz gereken durumları yanlış anlıyoruz. Her zaman “Belirsizlik, değişim hayatın bir parçasıdır.” Cümlesini duyduk. Ancak hayatın parçası olup kabullenmemiz gereken her durum temelinde tek bir madde barındırıyor. Hüzün, huzursuzluk ve endişe hayatın ve bizim birer parçamız. Ve mutluluk ve huzur ile birbirini yok etmezler. Beraber var olabilirler ve her ne olursa olsun baş etmemiz gereken duygulardır. Chandler ve Monica yeni hayatlarını kurmalarının heyecanı ve mutluluğu ile beraber eski hayatlarını bırakmanın hüznünü beraber yaşadılar. Bununla nasıl baş ettikleri muamma olsa da kendimiz için düşündüğümüzde değiştirdiğimiz durumun getirdiği huzursuzluk, endişenin normal olduğunu ve bu hislerden kendimizi ikna etmeye çalışarak ya da değişimden vazgeçerek kurtulmaya çalışmak yerine sadece o hislerle oturmayı kabul ettiğimizde hayat bizim için biraz daha kolaylaşabilir.