Kitleler Nasıl Oluştu?
Kitleden bahsederiz ama ne olduğunu ve nasıl oluştuğuna dair bir bilgimiz yoktur.
Her siyasinin, medya kuruluşunun bir haberinde kitle kavramını görüyoruz. Dillerde artık pelesenk olmuş bu kavramın hiçbir şekilde ne bir anlam, ne bir tarihçesine bakmadık. Bu yazımda kitle kavramının ne olduğuğunu ve nasıl ortaya çıktığını anlatmaya çalışacağım.
İlk başta kitle kavramının TDK karşılığını bir yazalım ve iletişim dilinde nasıl karşılandığına bakalım.
TDK'ye göre kitle "bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu" anlamına geliyor. Baktığımızda kelime karşılığı arka bahçesini de yansıtıyor. Yani belli bir hedefi var ve buraya dâhil olurken tamamen isteği doğrultusunda katılıyor. Biri tarafından zorla getirilmiyor. Tamamen bireyin isteği doğrultusunda işleyen bir süreç.
Eski avcı-toplayıcı dönemde ulaşım ağları bu kadar gelişmemişti. Hatta mağaralarda yaşayan atalarımız küçük topluluklar hâlinde yaşıyorlardı. Göçebe döneminde ne kadar yer değiştirilse de dış tehdit görüldüğü ve yerli yerinde durulmadığı için büyük topluluklar meydana gelemiyor. Yerleşik yaşama geçilip ve ardında Sanayi Devrimi'nin yaşanıp insanların özellikle kırsaldan kentlere göçtüğünde "kitle" kavramının daha net ortaya çıktığını görüyoruz. Aslında bu göç yaşandığında insanlar büyük kalabalıklar oluşturuyor ve sosyloglar bunlara isim vermek istiyor.
Kitle dediğimiz zaman kafanıza çetrefilli ve zorlayıcı tanımlamalar gelmesin. İzlediğimiz diziler bile bizim bir kitleye dâhil olduğumuzu gösterir. Örnek verecek olursak; Kızılcık Şerbeti izliyorsunuz ve diziye hâkimsiniz. Toplulukta bir replik ya da bir sahne hakkında konuşulurken diğer masadaki üyelerin bu konuşmaya dâhil olduğunu ve sizin tabii fikir belirtiğiniz görüyoruz. Burada bağlı bulunduğunuz kitlenin diğer üyeleriyle tanışıyorsunuz. Bu kitlelerde mevki fark etmeksizin toplumun her sınıfından üyeler var. Yani bir doktor da bu diziyi izliyor, bir işçi de. Üniversitede profesörümle kitle kavramının tanımlarken şöyle bir şey söyledim: "Kitle mevki fark etmeksizin beğendiğimiz şeylerle dâhil olduğumuz gruplardır."
Tabii bu tanımın üstüne siz şu yorumda da bulunabilirsiniz. Doğduğumuz millet de bir kitle değil midir? Biz burayı seçmiyoruz, tabiri caizse burada zorunlu olarak yaşıyoruz. Bu yoruma ne kadar katılsam da bir antitez olarak birey olma sürecimizin sonuna odaklanmak istiyorum. Çocukluğumuzdan beri doğduğumuz toplumun kodlarına göre yaşayıp, toplumun değerleriyle kendimizi bağdaştırıyoruz. Biz artık sürecin sonucunda bu değerleri benimseyip savunan bir birey hâline geliyoruz.
TDK'nin tanımında gördüğümüz gibi kitleler bir araya geliyor. Bir araya gelirken belli amaçları var. Bazen rejim değiştirmek, bazen eğlenmek için olabilir ama belli bir amaç uğruna toplanıldığını unutmayalım. Kitle kavramında dikkati çekmek istediğim bir konu, tek başında olduğumuzda yapmayacağımız bir hareketi, toplu bir hâlde olduğumuzda fütursuzca yapıyoruz ve bunu yaparken tamamen toplulukların arkasına saklanıyoruz. Saklandığımızda ve aşırı bir şey yaptığımızda bize bir şey olmayacağını düşünüyoruz. Mesela bağırıp şarkı söylediğimizde rezil olmayacağımızı, birine bir cisim attığımızda kalabalık içinde görülmeyip cezanlandırılmayacağımızı düşünürüz.
Sonuç olarak kitle, büyük toplulukların birleşiminde oluşur. Bu kitlelerin belli amaçları vardır ve hayatımızın her bölümünde bir kitleye mensup olabiliriz.