"Kondu"

Latife Tekin'in "Berci Kristin Çöp Masalları" kitabının incelemesi.

Kitabı okuduktan sonra bende hangi kelimeyi çağrıştırdığıyla ilgili çok düşündüm. Daha sonra bu kitap hakkında yüklenen yazıyı okudum ve her şey yerli yerine oturdu. Öncesinde “çıplaklık” kelimesini seçmeyi düşündüm.

Kendimi okurken bulabileceğim bir roman değil bu aslında, bu tarz yoksul ve azınlık kesimlerin romanları ya aşırı romantikleştirilir ya da sürekli okuyucuya yüklenmeye çalışılan bir acıma duygusu vardır.

Latife Tekin bu kitabında o “çıplaklığı” çok güzel yakalamış o yüzden. Kendisi de bir gecekondu hikâyesini romanlaştıramayacağından, kitabın kurgusunu bir gecekondu gibi kurduğundan bahsetmekte.

Daha ilk sayfalardan insanı çevreleyen karanlık bir hava hâkim. Daha doğrusu şöyle, hani kış aylarında şafak sökerken her yer buz gibidir ama o soğukluk görümüzde bir netlik sağlar ya, kitabı okurken böyle hissettim işte. Buz gibiydi, çırılçıplaktı ama en azından her şeyi olduğu gibi net bir şekilde görebildim.

Bir sürü hikâyenin derlemesinden oluşan bir kitap bu. Benim en çok hoşuma giden şey Çiçektepe gecekondu mahallesinin geleneklerinin ve bu geleneklerin uygulanma pratiklerinin orijinlerini okumak oldu. 1-2 sene gibi kısa bir zamandan bahsetse de Çiçektepe’yi Çiçektepe yapan hemen hemen her şeyin nereden ve nasıl geldiğini kitabın içinde bulabiliyoruz.

Kitapta öyle bir anlatım tarzı var ki, okurken kendimi hem olayların içinde buldum hem de kendimi dışarıdan izleyen bir seyirci gibi hissettim.

Fabrikaların da gecekondu tarzı kurulması, fabrikada üretilenlerin artıklarının Çiçektepe halkına olumlu ve olumsuz etkileri çok güzel işlenmişti. Kapitalizmin çıplaklığı da işçilerin çaresizliği de insanın içine oturuyor.

Kitabın doğum sancılarını ve yazılma amacını da öğrenebilmek okuma sürecimi daha anlamlı kıldı. Aslında kelimemi “çöp” olarak seçecektim ama bu gecekondu mahallesinde yaşananların tamamen çöp olmadığına karar verdim.

Buradaki insanların batıl inançlara olan bağlılıkları, bağnazlık sayılabilecek dinî pratikleri ve sürekli yaşı geçkin ve bilge buldukları insanlardan medet ummaları da çok güzel işlenmişti.

Fakat beni en çok etkileyen ve kitaba bağlayan kısım Çiçektepe’nin kuruluşunu okuduğum kısımdı. İnsan hayatının ucuzluğunu ve ölümün bu tarz yerlerde gerçekten çok normal karşılandığını görüyoruz. Özendiğim şey ise bu insanların azimleri oldu. Benim evim her kurduğumda yıkılsa bu kadar sabırlı olabilir miydim bilmiyorum.

Çiçektepe’nin türküleri de tuhaftı mesela. Her olay ve kişi hakkında kolayca türkü yazabilmeleri beni şaşırtttı, sanırım kendi tarzlarında hayatın acımasızlığı ve zorluğu karşısında bir kalkan olarak kullanıyorlar bu türküleri.

Kendi kültürlerini kurmaları ve yıkmaları da ilgi çekici bir şey. Sadece kendilerinin anlayabileceği o kadar çok gelenek ve görenekleri var ki. Yine batıl inançları da Çiçektepe’ye has ve dışarıdan görenlerin şaşkınlıkla izleyeceği türden. Çiçektepe’de olanlar çabucak unutulmuyor mesela ama kalıcı olmak da kolay değil.

Kitapta aile kurumunun esnekliği de dikkat çekiyor. Sanki çekirdek ailelerden çok kocaman bir aileyi okuyormuş gibi bir izlenim var. Çiçektepe ailesi. Dışarıdan gelen yabancıları kabullenmelerinin zorluğu da burada yatıyor aslında çünkü mahalle olarak birbirilerine çok bağlı ve bağımlılar.

Özetle güzel bir okuma oldu benim için. Benim oturduğum mahallede de bir sürü gecekondu bina var. Rezidans ve site binalarının arasında, yarısından çoğu boş bu binalara bakarken artık aklıma hep bu roman gelecek. Kim bilir belki de bu yeni binalarda eskiden gecekonduda oturan insanlar kalıyordur (her gecekondu sakinin hayali olan da bir gün gecekondu arazisine sahip olup gerçek bir bina diktirmek değil midir? Çok gerçekçi bir hayal olmasa da.) Belki de Çiçektepe insanları gibi dirençli olmadıkları için binbir zahmetle diktikleri bu evlerden kovulmuş ve hayatlarının geçtiği yerlere ruhsuz ve zevksiz binaların dikilmesini buruk bir acıyla izlemişlerdir kim bilir. Bir Latife Tekin olup bu insanlarla konuşmayı ve onlar hakkında yazmayı çok isterdim. Belki bir gün. Latife Tekin çok büyük bir ilham kaynağı oldu bana.