Kötü Düşünerek Kötüyü Mü Çağırırız?: 5 Bilişsel Çarpıtma Türü

David Burns'ün İyi Hissetmek kitabında yazılı olan bilişsel çarpıtma türlerine bir bakış.

  

Dr. David Burns, İyi Hissetmek isimli duygu-durum tedavi kitabında “Hislerimiz tamamen olaylara bakışınızın sonucudur. Bir olayı yaşantılayabilmemiz için onu zihnimizde işlemlerden geçirip anlamlandırmamız gerektiği nörolojik bir gerçektir. Size ne olduğunu anladıktan sonra ancak bir anlam verdikten sonra bir şeyler hissedebilirsiniz.” diyor. Olayları doğru algılayabilmek ve bu olaylara karşı doğru bir tavır sergileyebilmek için zihnimizdeki bazı çarpıtmalardan arınmamız gerekir. Peki nedir bu bilişsel çarpıtma? Bilişsel çarpıtmanın farklı türleri vardır biz başlangıç olarak yalnızca beş türünü açıklayacağız.

1)    Hep ya da Hiç Düşünme: Bu düşünme şekli mükemmelliyetçiliğin temelini oluşturur. Herhangi bir hatadan korkulması sonucunda kendini dünyanın en değersiz, en beceriksiz kişisi gibi hisseder bu çarpıtmayı yapan kişi. Örneğin; YKS’ye giren bir öğrenci hedeflediği sonucu elde edemediği için kendini aptal gibi hissedip umudunu kesebilir. Ancak, hayatta her zaman farklı seçenekler vardır ve tek bir yol doğru olmayabilir.

2)    Aşırı Genelleme: Başa gelen kötü olaylara çok fazla odaklanıldığı zamanlarda en ufak bir sorunda bile “başıma hep kötü şeyler geliyor, bütün kötü şeyler beni buluyor” vb. genellemeler yapılır. Kendinizi kötü olay paratoneri gibi görüyorsanız aşırı genelliyorsunuzdur. Hatta Burns kitabında “reddedilmenin acısı, neredeyse her zaman, aşırı genellemeden kaynaklanır.” diyor. Bir erkeğin sizi sevmemesi dünyadaki herkesin sizden nefret ettiği anlamına mı gelir?

3)    Olumluyu Geçersiz Kılma: Depresif düşünce yapısına sahip kişiler olumlu olayları aslında kötü şeylermiş gibi düşünmeye yatkındırlar. Biri onlara iltifat ettiğinde “sadece kibar olmaya çalışıyor.” gibi düşüncelere kapılabilirler.

4)    Zihin Okumak: Başka insanların sizin hakkınızda kötü düşüncelere sahip olduğuna inanmak. Örneğin, kalabalık bir arkadaş grubu olarak bir kafede otururken iki arkadaşınızın birbirine fısıldayarak bir şeyler konuştuğunu görürsünüz ve “kedin benim hakkımda konuşup benimle dalga geçiyorlar” diye düşünürsünüz. Ama aslında sizinle hiç alakası olmayan bir konu hakkında konuşuyorlardır.

5)    Duygusal Karar Verme: Duyguların asıl gerçekler olduğuna inanmak. Ben öyle düşünüp, hissediyorsam öyledir yanılsaması. “Bir kız beni asla sevmeyecek çünkü çirkinim.” Diye düşünerek herkesi kendinizden uzaklaştırıp bunun doğru olduğunu düşünebilirsiniz.

Beynimiz kimi zaman bizi doğru yönlendiremeyip çeşitli yanılsamalar içerisine sokabilir. İstemsizce kendinizi değersiz, başarısız, yeteneksiz ve asla sevilmeyecek gibi hissedebilirsiniz. Bu düşünceler depresyonun temelini oluştururlar. Depresif düşüncelerinizin farkına varmak onları yönlendirebilmenizin ilk adımdır. İyi Hissetmek kitabında da bunu nasıl yapacağımız çok güzel bir şekilde anlatılıyor.