Küllerinden Doğamayan Ruhun Sessiz Çığlığı

Küçük kıvılcımlara yanan yorgun insanlara.

İçimde atamadığım bir duygu var. Beni öyle aşağı çekiyor ki. Etim kemiğimden sıyrılırcasına bırakıyor bedenimi. Ne çalışmak istiyorum ne yemek ne içmek. Öyle boş geliyor ki her şey. O kadar da çok sorumluluk var ki üzerimde. Dur diye haykırıyorum fakat her şey ben dur dedikçe daha da hızlanıyor sanki. Açtığım her hüzünlü şarkıda gözlerim doluyor. Kavuşamadığım her duyguya hissettiğim her geç kalmışlığa öyle acıyor öyle üzülüyorum ki. Büyük bir nefes çektim içime. Öyle titrekti ki... Bir anda dolsam patlayacakmış gibi bedenim için için doldurdu ciğerlerime havayı. Yürümek bile istemiyor ruhum. Bitsin istiyor her şey. Keder mi deniyor buna? Kederse neye bu kadar? Geçip gidene niye üzülür ki insan? Yarım kalmışlığa? Ne diye tamamlamaya çalışıyor kalbim böyle her şeyi? Acı çektiğimi görmüyor mu? Niye uslanmıyor? Mantığım daha kaç kere bağıracak olmaz bırak diye? Dikiş tutmuyor bu beden anlasana! Tutabilsen gerçekten o zaman tutamaz mıydın bir şeyleri? Gücün bu kadar senin. Bu kadarsın sen. Önüne bak. Geçmiş geçtiği andan daha da çok yakabilir mi canını? Ne küllenmez bir alevdir bu! Tutuştuğun her saniye çığlık çığlığa ağlarken sarıldığın bu ateşin seni koruyacağını mı sandın? Yoksa ateş olacağını mı? Güldürme beni! Yandığın kadar yakamazsın. Sen ateş olamazsın! Aynaya bir kere daha bak. Bak da gör halini. Hangi ateş böyle? Birkaç küçük kıvılcımla çıtır çıtır yandın sen. Memnun değildim bu halimden ama korktum işte kaçmaya. Orada öylece yanıp bitmeyi bekledim ama unuttum körükleyenleri. Yeni yeni itiraf ediyorum kendime lakin bir ihtimal demiştim. Birkaç küçük kıvılcım bu denli yakıyorsa beni, bu denli ateş çıkartıyorsa, birkaç küçük ihtimalde de son bulabilirim sanmıştım. Ömür boyu yanacağım ihtimalimi hesaba hiç katmamışım meğer. Öyle umut doluydum ki. Öyle sen... Kuş gibi hafif yüreğim öyle ağır ki artık. Daha kaç kere daha göreceğim seni? Daha kaç kere tanık olacağım ben bu acımasızlığa? Her sabah ayrı her akşam ayrı. Bir de bakmaz mı öyle konuşacak mı diye! Nasıl derim çık artık etrafımdan diye? Daha kendi aklımdan çıkaramazken! Müstehak bana bu yanışlar, yakarışlar. Akılsızım ben. Öyle akılsızım ki hak ettim bu cehennemde olmayı. Kendi ellerimle koydum kendimi oraya. Kendi ellerimle koydum seni aklıma, kalbime... Şimdi de niye çıkmıyor ki diyorum. Utanmam da yok kendimden. Gecikmiş bir özür bir gülümseme düzeltir belki. Bilmem ki... Dedim ya utanmam da yok gerçekten.

"Bu sözlerim sitem değil ama yazık değil mi bana? Çok yalnızdım kaybolmuştum sığındım işte sana..."