Küresel Köye Göç
McLuhan tarafından ortaya atılan ve sonrasında kesinlik kazanan küresel köy kavramı bize dünyanın nasıl aynılaştığını göstermeyi başarıyor.
Maatbanın bulunmasıyla birlikte nasıl ki sözlü kültürden yazılı kültüre geçildiyse günümüzde de yazılı kültürden elektronik kültüre geçilmektedir. Tam da bu noktaya işaret eden ve Marshall McLuhan tarafından ortaya atılan küresel köy kavramı medya teknolojilerinin dünya çapında yayılması ile tüm dünyanın birbirine bağlı hale gelmesi şeklinde tanımlanır. Yani internet ortamındaki fiziksel mesafe, bireylerin iletişim faaliyetleri için bir engel değildir. McLuhan da zaman ve mekan kısıtlamalarını ortadan kaldıran tüm bu teknolojilerin dünyayı global bir köye dönüştürdüğünü savunmuştur.
Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla dünya insanlar için giderek küçülmeye başlamıştır. Dünyanın küçülmesi sadece teknoloji ile mesafelerin kısalması değil ayrıca zamanla tanıdık gelmeyen herhangi bir şeyin kalmayışıdır. İletişim teknolojileri dünyayı benzer hislere sahip olan küresel bir köy haline getirmekte, zaman ve mekan kavramları yok olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında tüm dünyanın benzer markaları kullanarak benzer ürünleri kullandığını söyleyebiliriz. Bu da küresel tüketimi ortaya çıkarmaktadır. Biraz daha genelleyecek olursak küresel köyün yöneticilerinin şirketler olduğu ve insanlarında birer “tüketim makinesi” haline geldiği çıkarımında bulunabiliriz.
Dünyanın küresel bir köy haline gelmesinin bir diğer etkisi ise devletlerle ilgilidir. İnsanların zamanla aynılaşmasıyla pratikte farklı devlet ve geleneklere olan ihtiyaç azalmaktadır. Bunu da dünyanın ortak bir kültürün parçası haline gelmesiyle açıklayabiliriz.
Günümüzde dünya artık insanların her şeyi aynı anda öğrendiği bir köy haline gelmiştir. Gerek iletişimde tüm sınırların kalkması gerekse de tüketimdeki aynılaşma ve insanların artık daha kolay bir şekilde ortak kültürde buluşabilmesi bunu desteklemektedir. McLuhan geçmişten günümüze kadar tarihi teknolojik gelişmeler üzerinden değerlendirmiş ve yaşanılan gelişmelerin çağlar açıp çağlar kapattığını öne sürmüştür. Yaşadığımız teknoloji çağı ve beraberinde getirdiği sonuçlar da kapanan çağların en büyük göstergesidir.