Manifesto: Kağıt ve Telin Arasındaki Devresel İnsan
SANATSAL ÇAĞRI
Biz, organik toplum, dijital devrime karşı direnişini kağıt ve telin dansında arıyoruz. Doğanın en temel ürünlerinden biri olan kağıt, geçmişi ve doğal düzeni temsil eder. O, tarih boyunca devam eden ve sahibi olan olmuştur. Diğer yanda tel ve devre, insanın kendi zekasını yapay biçimde kesme çabasıdır. Bu iki unsurun birleşimini, insanın kendi yarattığı teknolojiyle olan aşk-nefret ilişkisini somutlaştırır.
1. DOĞA VE TEKNOLOJİNİN ÇATIŞMASI
Kâğıt, saf, basit ve yavaş. Tel ise soğuk, keskin ve hızlı. Bu iki malzemenin bir arada olması, doğanın dinginliğiyle insan yapımı hız ve karmaşıklık arasında süregelen gerilimi temsil eder. Onun bir çizilen devre, insanın dünyayı kapsayanki kontrol” alma çabasını; onun bir kırışık kâğıdı, bu çabanın kusurlu ve geçici doğasını hatırlatır.
2. BAĞLANTININ PARADOKSU
Tellerle çizilen devreler, simgeler simgeler: değiştirilecek diğer bireylerle, makinelerle, hatta fikirlerle olan bağları. Ancak bu kesinti ne kadar güçlenirse, doğanın ritmi o kadar bozulur. Modern dünya bize iletişim ve erişim süresi boyunca, aynı zamanda yalnızlığı ve kopuşu da beraberinde getiriyor. Telin keskinliği, insanın bu uğruna doğasından vazgeçme bedelini gösterir.
3. KIRILGANLIK VE GÜÇ
Kağıt, dokunuşla zarar görebilecek kadar kırılgandır; Ancak üzerindeki devre, güç ve sürekliliği temsil eder. Bu ikilik, hem insanlığın hem yaratıcılığın hem de yokluğun yaratıcılığının ışığını devam ettiriyor. İnsan, kağıt gibi kırılgan bir doğaya sahipken, aynı zamanda küresel şekillendiren bir güce sahiptir.
4. ZAMAN VE HAFIZA
Elektronik devreler, geleceğe yönelik bilgi taşıyan yollar gibidir. Ancak bu devrelerin üzerindeki kağıtlar, insanların tavsiye ettiği organik hafızasını taşıyor. Dijital olanın ortam koşulları, kâğıdın kalıcı matlığıyla tezat oluşturur. Bu, bireyin dijital çağda kendi varlığı ve güncelliğini nasıl koruyacağına dair bir sorgulamadır.
5. KÂĞIT VE TEL: YENİ BİR HARMONİ
Kâğıt ve telin birleşimi, insanın doğa ve teknoloji arasında yeni bir denge arayışını temsil eder. Bu, ne sadece geçmişe bir özlemdir ne de geleceğe tamamen teslimiyettir. Böylece, bu eser bir uzlaşı çığır açıcıdır: İnsan, hem doğasını hem de yaratılarını birlikte sürdürebilir mi?
SANATSAL ÇAĞRI
Bu eser, bir dönemde düşünme, hissetme ve yaşlanmayı sorgulamadır. Biz kimiz? Yaratıcılar mı yoksa yıkıcılar mı? Teknolojimizin doğamızın bir uzantısı mı, yoksa ona bir tehdit olarak mı var?
Kâğıt ve telin bu sade ama derin buluşması, şu mesaj fısıldar: Doğa ve insan yapımı, özgürlükleri yok etmek yerine birlikte büyümeli. Zıtlıklar ancak bir arada anlam kazanır.