Maviliklerin Hikayecisi: Cevat Şakir Kabaağaçlı

Maviliklerin Hikayecisi: Cevat Şakir Kabaağaçlı

Edebiyat dünyasında Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan Kabaağaçlı, Türk kültürünün derinliklerinde yolculuğa çıkan önemli bir şahıstır. O yalnızca Türk edebiyatının zenginliğine katkı sağlamakla sınırlı kalmamış aynı zamanda Anadolu'nun tarihî ve kültürel mirasını dünya ile buluşturmuş, Türkiye'nin turizm tarihine damgasını vurmuştur.

Eserlerinde kendi biyografisinden çokça yaralanan yazarlardan biri olan Halikarnas Balıkçısı, Bodrum’da, diğer adıyla Halikarnas’ta, geçirdiği yıllara ve yaşadıklarına sıkça yer vermiştir. Halikarnas’ta önce sürgün sebebiyle bulunmuş, yöreyi çok sevince de bir daha da oradan ayrılamamıştır. Sürgün yıllarından sonra Halikarnas’ta balıkçılık ve çiftçilik yapmış, yazarlığının yanı sıra hayatın içinde olmayı da çok önemsemiştir. Halikarnas Balıkçısı, Cumhuriyet dönemi Türk roman ve hikayesinin kendine özgü yazarlarındandır. Gerek hayatındaki sürgün, hapis ve başka dalgalanmalar gerekse yapıtlarındaki benzersiz içerik ve biçem özellikleri onu edebiyatımızın ilginç imzalarından biri yapmıştır. Esasında onun Bodrum ile özleştiğini söylemekte fayda var. O Bodrum’u edebiyat, kültür ve turizm dünyasına tanıtmak için sıkı çalışmış ve başarılı da olmuştur. Çocukluğu Atina, Büyükada gibi denizle iç içe coğrafyalarda geçen Cevat Şakir'de deniz sevgisi çok küçük yaşlarda başlamıştır. İlkokulda dahi denizci olmak isteyen Cevat, babası paşa olduğu için bu isteği reddedilmiştir. Son Çağlar Tarihi okuması için Oxford'a, İngiltere'ye gönderilir. Burada günlerini okulun ünlü kütüphanesinde, tarih ve mitoloji kitapları okuyarak geçirmiştir. Eğitimini tamamladıktan sonra yurda dönmeden, İtalya'ya geçer ve burada bir hanımefendi ile evlenir. Onunla beraber Türkiye'ye döner, burada meslek olarak yazarlığı seçer. Gazetelerde, dergilerde makaleler ve araştırma yazları, fıkralar yazar. Yazılarının yanı sıra yayıncılık alanında da önemli işlere imza atar, renkli baskının Türkiye'de gelişmesinde önemli bir rol oynar.

Cevat Şakir'in babası onun hayatında önemli bu yer kaplar babasının eşine karşı tavrı, kişiliğindeki yetersiz durumlar gibi sebepler yüzünden ona karşı derin bir öfke duyar. Kabaağaçlı, babasını öldürmüştür lakin yazarın anlatımına göre bu bir nefsi müdafaadır. Babasıyla tartışmış ve bunun üzerine babası ona silah çekmiştir. Cevat Şakir de kendini korumak amacıyla gözüne kestirdiği silahı alarak babasını vurmuştur. Bu sebeple hapse girmiş lakin verem hastalığı sebebiyle de çok kalmadan çıkmıştır. Daha sonraları Dergide yazdığı bir yazı sonucu yargılanır ve Bodrum’a sürgüne yollanır. Bu onun için ödül mahiyetindedir, burada son eşi Hatice Hanım ile evlenir. Sürgün yıllarını burada beraber geçirdikten sonra ailesiyle beraber İstanbul’a dönmek zorunda kalırlar ama bu ayrılık uzun sürmez, alıştıkları bu beldeye geri döner ve burada yaşamaya devam ederler.

Anadolu’nun sessiz kalmış köylerinden, eski medeniyetlerin izlerini taşıyan antik kentlerine kadar uzanan geniş bir coğrafyaya olan ilgisi, onu yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda bir kültür elçisi yapmıştır. Özellikle Bodrum’a yerleşmesinin ardından, bu bölgenin benzersiz tarihi ve doğal güzelliklerini turistlere tanıtmaya başlamış, ilk profesyonel turist rehberlerinden biri olmuştur. Bu süreç, onun edebiyatla iç içe geçmiş rehberlik anlayışını şekillendirmiştir. Kabaağaçlı, sadece fiziksel mekânları tanıtmakla kalmamış, her bir taşın, her bir duvarın, her bir antik yapının bir hikâye anlattığını dile getirmiştir. Bu yolculuk, yalnızca tarihi yerleri görmekten ibaret değildir; her ziyaretçi, Kabaağaçlı ile Anadolu’nun kültürel katmanlarına inme fırsatı bulmuş, bir mekânın ötesinde, o mekânın insanlarındaki derin anlamı keşfetmiştir. Bu, turizmin ötesinde bir deneyimdir; bir halkın geçmişini, geçmişin izlerini, o izlerin üzerindeki geçmişi anlamak için bir çaba, bir çabukluk gerektirmektedir. Kabaağaçlı'nın rehberliği, ziyaretçilere yalnızca bir rota çizmekle kalmamış, bir toplumun ruhunu ve bu ruhun yüzyıllar boyu şekillenen evrimini anlamalarına olanak tanımıştır.

Cevat Şakir Kabaağaçlı, hem bir yazar hem de bir kültür elçisi olarak Türk edebiyatının ve turizminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bodrum’un tarihi zenginliklerine olan ilgisi, edebi eserleri ve turizm rehberliği ile Türk kültürüne büyük katkılar sağlamıştır. Onun yaşamı ve eserleri, hala hem edebiyat dünyasında hem de kültürel mirasın korunmasında etkili olmaya devam etmektedir. Halikarnas Balıkçısı, her yönüyle bir kültürün izlerini taşıyan, bu izleri derinlemesine keşfetmeye davet eden bir yol göstericidir.