Medyada ve Toplumda Aile Görünümü
Günümüz dünyasında medya, toplumda etkisini hissettiren güçlü bir araç haline gelmiştir. Medya ve aile arasındaki ilişkiye bakalım!
Medyada aile yaşamına sıklıkla yer verilmekte. Reklamlar, diziler ve filmlerde aile üyelerinin bir arada yaşadığı ve birbiriyle etkileşimde olduğu çeşitli sahneler gösterilmekte. Bebek eşyası, beyaz eşya ve mutfak ürünlerine dair reklamlarda aile tabloları yansıtılmakta. Bu aileler genellikle sorunsuz, mutlu ve olumlu duygularla doludur. Bu olumlu görüntüler aracılığı ile ailelerin bir arada kalmalarını sağlayan duygular pekiştirilmektedir. Aile kurumu tüm devlet yapılarında ve ideolojilerde önemli bir yere sahip olmuştur. Bunun sebebi ise ailenin toplumun en küçük birimi olmasıdır. Reklamlarda yansıtılan mutlu aile görüntüleri gerçek yaşamdaki aile yapılarıyla pek uyumlu olmamakta.
Günümüzde yayında olan yaklaşık 50 dizi bulunmakta. Dizilerde aile değerleri ve aile içi ilişkiler önemli bir yere sahiptir. Bu dizilerin ana karakterleri genellikle aile bağlarına önem veren ve aile bireylerine karşı sorumluluk sahibi olan kişilerdir. Reklamların aksine bu dizilerde pek mutlu bir aile tablosu yer almamaktadır. Dizilerde daha çok sorunlu aile yapıları, dram ve ataerkil yapılar hâkim olmakta. Yayında olan birçok dizide parçalanmış ve eklemli aile modeli görülmekte. Aile içerisinde kadınların baskılandığı ve hatta mal gibi alınıp satıldığı sahneler yayınlanmakta. Yalı Çapkını gibi pek çok dizide kadınlar fikirleri alınmadan sadece zengin olduğu için tanımadıkları erkeklerle evlendirilmektedir. Bu evliliklerde de sadece kadının değil, erkeklerin de fikri alınmamaktadır ve sanki bu evlilikleri aileler yapmaktadır. Yine bu evliliklerde evlilik iki kişiden fazla kişiden oluşmakta. Yalı Çapkını dizisinde düğün sahnesinden sonra Ferit’in Seyran ile sevgilisini tanıştırarak “Sana ilk günden açık olacağım. Biliyorum, sen de istemiyordun bu evliliği, kimse fikrimizi sormadı. Her şeyi bilip durumu idare edeceksin.” ifadesini kullanması bir kadına yapılabilecek en gurur kırıcı ifadelerden birisidir. Bu tarz birden çok kişiden oluşan evliliklere sıkça yer verilmektedir.
Ataerkil düzenin egemen olduğu gelenekçi ailelere dizilerde bolca yer veriliyor. Bu ailelerde, yemek saatlerinde aile üyeleri masaya birlikte otururlar, kadınlar sosyal hayattan uzaktır ve aile reisinin sözü geçerlidir. Dizilerde daha çok lüks dairelerde, yalılarda oturan üst sınıf aileler gösterilmekte. Büyükanne, büyükbaba, anne, baba, çocuklar, yengeler, amcalar hep birlikte yaşamakta. Eşlerin birbirlerini aldattıkları, zengin erkeklerin metreslerinin olduğu çarpık aile yapıları egemendir ve çoğu zaman bu durum bilinmesine rağmen tepkisiz kalınmaktadır. Yayında olan dizilerin bir diğer yönü ise para için kadınların erkeklerle evlenmesi ve bunun oldukça normal karşılanmasıdır. Aile içerisinde kadınların konumuna bakıldığında ise, sosyal hayata katılmayan, yalnızca tüketim yapan kadın modeli önümüze çıkıyor.
Toplumda var olan aile yapısını incelediğimizde ailelerin reklamlardaki kadar mutlu, dizilerdeki kadar da geleneksel olmadığı görülmekte. Bulunduğum çevredeki aile yapılarını incelediğimde geleneksel aile yapısının modern aile yapısına dönüşümün olduğunu gözlemledim. Ev sohbetlerinden dinlediğim kadarıyla 20 - 30 sene öncesinde yeni evlenen çiftler kayınvalideleri ile yaşayarak dikey yayılım gösterirken günümüzde evlendikten sonra herkes kendi evini kurmakta. Bu sohbetlerde kayınvalidesi ile yaşayan kadınlar aile içerisinde ezilen taraf olduklarından yakınmaktadır. Kadınlar çocukların bakımı, eğitimleri ve ayrıca ev işleriyle ilgilenmektedir. Bu durum kadınların daha çok yıpranmasına yol açmakta. Yeni evliliklerde bu durum değişmeye başlamış ve kadınların sosyal hayata katılımıyla beraber ev içerisindeki eşitlik sağlanmıştır.
Sembolik etkileşimci yaklaşımda geleneksel bakış açısıyla ailenin kutsal olduğu düşüncesi egemendir. Bu bakış açısı daha çok ailedeki değişim ve boşanmalar üzerinde durmuşlardır (Gökçe, 2017: 53). Yayınlanan dizilerde de toplumun büyük bir çoğunluğunda da aile kutsal olarak kabul edilmiştir. Ailenin kutsal olarak kabul edilmesinden dolayı boşanmalara olumsuz şekilde yaklaşılmıştır. İktidar mekanizmaları da evliliği kutsal olarak kabul etmektedir.
Yapısal işlevselci yaklaşım modern sosyologlar tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yaklaşıma göre, aile toplumun temelini oluşturmaktadır. Toplumda mevut olan değişim ve dönüşümler aile yapısını da etkileyerek dönüştürmektedir. Parsons’a göre, sanayileşmeyle birlikte aile yapısında değişimler yaşanmıştır. Sanayileşmeye bağlı olarak aile artık üretim birimi olmaktan çıkarak tüketim birimine dönüşmüştür. Bu dönüşümün sonucunda geleneksel aile çekirdek aileye evrilmiştir. Kentleşmenin hızlanmasıyla ailenin geleneksel işlevi zayıflamıştır. Örneğin geleneksel yapı içerisinde çocuğun bakımı ve eğitimi ile aile kurumu ilgilenirken artık bu işlevlerle devletin ilgili kurumları ilgilenmeye başlamıştır (Gökçe, 2017: 53).
Türk toplumuna bakıldığında kırsal alanlar haricinde aile üretim birimi olmaktan çıkmıştır. Kadınların istihdam edilmesiyle beraber ev içi sorumlulukları başka kurumlara devredilmeye başlamıştır. Sanayileşme ve kentleşmenin yaşanmasıyla okul eğitimi süresinin ve okul saatlerinin uzatılmasıyla eğitim işlevi aile kurumundan devlete devredilmiştir. Yine hasta bakımı için hastanelerin açılması da bakım işlevinin devlete devredilmesine örnek oluşturmaktadır. Geleneksel aile yapısında akraba yükümlükleri oldukça fazlaydı. Çekirdek aile yapısının güçlenmesiyle akrabalık baskıları görece azalmıştır.
İnsanlığın ilk döneminden bugüne kadar aile kurumu toplumun temel taşı olarak görülmüş ve önemsenmiştir. Tarih boyunca yaşanılan değişim ve dönüşümler elbette aile kurumunu da etkileyerek değiştirmiş ve dönüştürmüştür. Medya sektöründen de aile önemli bir yere sahiptir. Dizilerin isimlerinden tutun da konularına kadar birçok alanda aile kurumuna yer verilmektedir. Fakat dizilerde gösterilen aile yapıları toplumu ne kadar yansıtmaktadır ve örnek oluşturmaktadır konusu bir çatışma yaratmaktadır. Dram ve kaos dolu aile yapıları her hafta izleyiciye sunulmaktadır. Bu yapılar toplumdaki aile yapılarıyla benzerlik gösterse de ayrıştığı noktalar mevuttur. Kültürlere göre ailelerde farklılıklar olsa da ülkemizin genelde geleneksel aileden modern aileye geçiş söz konusudur.
Kaynak:
Gökce, H. (2017). Dünü, Bugünü, Yarını İle Aile. Sosyoloji Notları, 1 (1).
Dipnot: Görseller pinterestten alınmıştır.