Mezapotomya'nın Mistik Havasını Soluyun: Dara Antik Kenti
Mezopotamya'nın Efes'i olarak bilinen Dara Antik Kenti'ne ufak bir yolculuk!
Dara Antik Kenti, Mardin’e 30 kilometre mesafedeki Oğuz Köyü'nde yer alan mistik antik kentlerden biri. Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden biri olan Dara, 505 yılında Doğu Roma İmparatoru Anastasius tarafından, Sasanilere karşı askeri bir garnizon kenti olarak kurulmuş. Zamanla Roma İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla birlikte önemini yitiren şehir daha sonra harabeye dönüşmüş.
Kentin en önemli ve göze çarpan özelliği kaya içine oyulmuş yapılarıyla geniş bir alana yayılmış olması. Alan 4 kilometrelik surlarla çevrili bulunmak. Kuzeyde yer alan tepenin zirvesinde ise kentin iç kalesi bulunmakta. Ayrıca, kilise, saray, çarşı, zindan, tophane, su bendi kalıntıları ve Geç Roma Dönemi'ne tarihlenen mağara evler de dikkat çekici. Şehrin altında yer alan dev sarnıçlar ve koruma altına alınmış mezarlık, mutlaka görülmesi gereken mistik kalıntılar arasında yer almakta.
Antik kaynaklara göre Dara'nın stratejik önemi büyüktü. Tarihçi Evagrius Scholasticus, Dara’yı "Roma’nın en önemli sınır kalesi" olarak tanımlamıştır. Bir başka Romalı tarihçi Justinus ise kentin doğal savunma sistemlerinden, verimli topraklarından ve bol su kaynaklarından bahsetmiştir.
Bazı tarihçilere göre, Büyük İskender ile III. Darius arasında gerçekleşen Gaugamela Muharebesi’nin bu bölgede yapıldığı ve şehrin isminin Darius'tan esinlenerek Dara konduğu düşünülmektedir. Her ne kadar bu bilgi arkeolojik verilerle desteklenmese de, bölgenin Musul’daki savaş alanına benzerliği dikkat çekicidir.
Peki tarihi bilgiler bir tarafa, burayı mistik kılan nedir?
Öncelikle kente giriş yaptığınızda renklerin verdiği havadan mıdır bilinmez, ağır bir hava sizi karşılıyor. Verdiğim bilgilerde de bahsi geçtiği üzere kaya içine oyulmuş yapıların adeta bir hortlağı andıran çehresiyle karşılaşıyorsunuz.
Tüm antik kentlerde olduğu gibi burada da, hem yerli hem yabancı turistler tarafından en yoğun ilgiye mazhar olan toplu mezarlıklar. Bu mezarlıklarda kemik kalıntılarının yanı sıra ölen kişilerin değerli eşyalarının yer alması da dikkat çekiyor. Yüzlerce kişiye ait kalıntılar ile ilgili Dara'da yapılmış olan kazılarda, nekropol alanının uzun dönemler kullanıma tabi tutulduğu, çeşitli dönemlerde farklı kültür ve inançlara ait gömüler yapıldığının anlaşıldığı ve 2010 yılında galeri mezarda yapılan kazılar sırasında, mezarın alt katında yüzlerce insana ait mezar açığa çıkarıldığı kaydediliyor. Bu mezarların kutsal kitaplarda ruhlara nefes verilmesi ve yeniden dirilişin canlandırıldığı, 'Ezekiel-ölüleri dirilten peygamber' ile ilişkilendirildiği ve bu insanların yeniden dirileceklerine inandıkları gün için bu mezarda toplandıkları tespit edilmiş olduğu bilgileri de yer alıyor.
*Yukarıdaki görsel kent yapılarının içlerine doğru ilerlediğinizde kemik kalıntılarını cam zemin sayesinde görebildiğiniz kısma ait. Burası galeri mezarlık olarak geçiyor. Özellikle akşam üzeri veya karanlık çöktükten sonra geziyorsanız gerçekten tüyleri ürpertebiliyor ve sanki hayaletli bir mekândaymışsınız hissi verebiliyor.
Mezarlıkların yanı sıra kazılarda ortaya çıkarılan çarşı da buranın büyük bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koyuyor. Ortaya çıkan çarşıda 1o'u aşkın dükkân ve atölyenin olduğu tahmin ediliyor. Daha önceki kazılarda alanda kilise, saray, tophane, zindan ve su bendinin bulunduğu da kaydedilmiş. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, bir garnizon şehri olmasının yanında büyük bir şehir merkezi olduğu ve bir Mezopotamya medeniyetine ev sahipliği yaptığı kaçınılmaz olarak gözler önüne serilmiş oluyor.
Eğer sizin de Mardin'e yolunuz düşerse Dara Antik Kenti'ni ziyaret etmeden geçmeyin!
Kaynak: Mardin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, NTV, Mardin Valiliği, AA